Güncelleme Tarihi:
Ergin kardeşlerden ayrılan 2 kişinin itirafları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Sabancı Suikastı sanığı Mustafa Duyar’ın öldürüldüğü silahı cezaevine avukat Tuncay Kütükoğlu’nun soktuğu iddia edildi. Kütükoğlu hakkında cinayetten 9 yıl sonra ‘adam öldürmeye iştirak, ruhsatsız silah bulundurmak ve örgüte üye olmak' suçlarından 31.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Selim Berna Altay tarafından hazırlanan 37 sayfalık iddianamede, daha önceden Nuri Ergin ve Vedat Ergin’in oluşturduğu suç örgütü içerisinde faaliyet gösteren Ahmet Yargüder ve Erkut Yargüder’in zaman içerisinde Ergin kardeşlerle aralarında anlaşmazlık çıktığı ve husumet nedeniyle aralarının bozulduğu belirtildi. Bu uyuşmazlığın sonucu Ahmet ve Erkut Yargüder'in tutuklu bulundukları Bolu F Tipi Cezaevi'nden İstanbul Cumhuriyet Savcılığı ve Organize Şube Müdürlüğü’ne dilekçe göndererek itirafta bulunduklarının anlatıldığı iddianamede, bunun üzerine başlatılan teknik takipler sonucunda suç örgütünün faaliyetlerinin açığa çıkarıldığı kaydedildi.
8 EYLEMDEN YARGILANACAKLAR
İddianamede 19 sanık, Alaettin Çakıcı ile samimi olan Sedat Şahin'e yakınlığı ile bilinen Mesut Çanga'nın işyerine bomba atılması ve Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar'ın cezaevinde öldürülmesi suçlarının da aralarında olduğu 8 ayrı eylemden sorumlu tutuldu.
Erkut ve Ahmet Yargüder'in 20 Ağustos 2006 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yolladıkları mektupta, 2000 yılında Mesut Çanga'ya ait kebapçının bombalanmasıyla ilgili ifade vermek ve sanık koruma programından yararlanmak istediklerini yazdıkları kaydedildi. Erkut Yargüder'in 14 Mart 2007 tarihinde Bolu F Tipi Cezaevi'nde verdiği ifadesinde 2000 yılında cezaevinden tahliye olduğu gün cezaevi kapısından Zeynel Ergin’in kendisini arabasıyla aldığını ve Fatih'te bulunan Karagümrük Stadı karşısındaki binaya götürdüğünü söylediği belirtildi. Yargüder, Ergin'in kendisini diz üstü çökerterek bağırıp çağırmaya ve hakaret etmeye başladığını iddia etti. Erkut Yargüder, Nurettin Ergin'in kendisini tutuklanmasına sorumlu tuttuğunu savundu. İddianamede, Yargüder'in ifadesinde Zeynel Ergin'in bağırırken bir yandan da telefonla Vedat Ergin olduğunu düşündüğü kişiden talimat aldığı, telefonu kapattıktan sonra Yargüder'e dönerek “Oğlum seni bir şekilde affederiz, O gece yarısı beraber gideceğimiz bir yere bomba atarak yine birlikte kaçacağız. Dediklerimi yapmazsan ağabeyini cezaevinde öldürtürüz” dediği yer aldı.
İddianamede, Ahmet Yargüder'in 14 Mart 2007'de verdiği ifadesinde Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar'ın Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’nde öldürülmesi olayının detaylarını anlattığı da ifade edildi. Yargüder’in, Mustafa Duyar'ın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak Vedat Ergin’in kaleme aldığı ve Nuri Ergin’in istekleri olduğunu beyan ettiği, “Duyar’ın daha önce asker ve polise yaptığı eylemler ve cezaevinde karısıyla cinsel ilişkide bulunması sebebiyle öldürülmesi gerektiği talimatını” aldıklarını söylediği belirtildi. Yargüder’in, silahı Ergin kardeşlerin avukatı Tuncay Kütükoğlu’nun cezaevine sokarak sanıklara verdiğini söylediği yer alan iddianamede şöyle denildi:
“Ahmet Yargüder ifadesinde, Mustafa Duyar’ın bulunduğu koğuşun yanındaki koğuşta kalan Selçuk Parsadan isimli şahsa Sami Tokur’un iradeleri dışında bir el ateş ettiğini, olayların devamında üzerilerinde bulunan telefonlarla medya kanallarını arayıp cezaevinde isyan çıkardıkları yönünde bilgi verdiklerini, daha sonra cezaevi yönetimi ile bilindiği şekilde anlaşarak isyanı durduklarını ifade etmiştir.”
İddianamede ayrıca, “İtirafta bulunan şahısların beyanları kapsamında o tarihte sanıkların avukatlığını yapan Tuncay Kütükoğlu’nun silah temini ve azmettirme eylemi konusunda delillerin yeterli olup olmadığı yönündeki takdir yetkisi mahkemeye bırakılmıştır” denildi.
Tevfik Ağansoy’un eşi Hülya Ağansoy ise iddianamede Alaettin Çakıcı’nın sağ kolu Adnan Çiçek’in eniştesi Yüksel Yılmaz ile arkadaşı Kemal Sapçı’nın öldürülmesi olayından sorumlu tutuldu. Erkut Yargüder’in 14 Mart 2007’de cezaevinde verdiği ifadesinde, kendisini arayarak, “Sabaha kadar telefon kapatma seni arayacağım” diyen Vedat Ergin’in sabah aradığında “Kartal’a git orada bir arkadaş var sana her şeyi izah edecek, yazlık evin anahtarını verip sizi saklayacak” dediğini söylediği belirtildi.
Yargüder'in ifadesinde ertesi gün Tuncer ve Erkan ile birlikte otobüsle Kartal’a gittiğini, Vedat Ergin’in tarif ettiği kadını gördüklerini, kadının elinde telefon olduğunu ve kendilerine eli ile biri beyaz renkli aracın içerisinde oturan, diğeri aracın dışında ön kapının yanında ayakta duran iki kişiyi işaret ettiğini, şahısları gördüğünü, ancak görmezlikten gelmeye çalıştığını, Vedat Ergin’in telefondan kendisine “Kadın size adamları göstermiş vursanıza” dediğini, anlamazlıktan gelerek adamları görmediğini söylediğini, bunun üzerine Vedat Ergin’in, “Oğlum artık öldürsen de, öldürmesen de bir, onları öldürmesen şimdi aileni öldürtüyorum” dediğini anlattığı kaydedildi.
AĞANSOY TEŞHİS EDİLDİ
Yargüder’e tutuklu bulunduğu cezaevinde yaptırılan fotoğraf teşhisinde Hülya Ağansoy olarak bilinen Aynur Çağlıyan'ı, ifadesinde bahsettiği Vedat Ergin'in talimatı üzerine Kartal'da 23 Haziran 2000'te Kemal Sapçı ve Yüksel Yılmaz'nın öldürülmesi olayında, bunları vuracak kişileri kendisine gösteren kadın olarak kesin tanıyıp teşhis ettiği iddianamede vurgulandı. Eylemle ilgili olarak açılan davanın devam ettiğinin belirtildiği iddianamede, eyleme bizzat hedef göstermek suretiyle iştirak ettiği itirafçı tarafından teşhis olunan Aynur Çağlıyan hakkında açılmış bir dava olmadığı anlatıldı.
ERGİN’İN 18 YIL HAPSİ İSTENİYOR
İddianamede, Vedat Ergin'in ‘Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgütün yöneticiliğini yapmak, halka açık yerlerde bomba patlatmak ve tehdit' suçlarından 3.5 yıldan 18.5 yıla kadar hapsi istendi. Ağansoy’un, Alaattin Çakıcı'nın ‘sağ kolu' Adnan Çiçek'in eniştesi Yüksel Yılmaz ile arkadaşı Kemal Sapçı’nın öldürülmesine katılmak suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istendi. Ağansoy’un ayrıca suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçundan 3 yıla, Diğer sanıkların ise 2 yıldan 88,5 yıla kadar değişen yıllarda hapisle cezalandırılması talep edildi. 19 kişinin yargılanmasına İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.