Hükümetin yeni söylemini eskiden ulusalcılardan duyardık

Güncelleme Tarihi:

Hükümetin yeni söylemini eskiden ulusalcılardan duyardık
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2013 01:22

Yazar Mustafa Akyol’la Müslüman dünyadaki özgürlük açığını incelediği ‘Özgürlüğün İslami Yolu’ kitabını konuşmak üzere buluştuk.İslam’da dayatmanın yanlış olduğunu savunan Akyol, AK Parti’nin İslam anlayışının özgürlükçü mü otoriter mi olduğu sorusuna samimi yanıtlar verdi.

Haberin Devamı

Kitapta dine nasıl ilgi duymaya başladığınızı detaylandırdığınız bölümde, Türkiye’de pek çok kişinin iyi bildiği ‘namaz hocası’ kitabında gördüğünüz bir alıntıdan nasıl irkildiğinizi de anlatıyorsunuz. Neydi o alıntı?
- Temel İslami bilgileri dedemden öğrendim ve çok sevdim. Bir gün dedemin kütüphanesinde bir kitap buluyorum, diyor ki “Çocuklarınız 10 yaşına gelip de hâlâ namaz kılmıyorsa onları dövün”. Kuran’da geçmiyor bu ama başka bir kaynakta geçiyor. O zaman irkilmiştim bu döverek namaz kıldırma fikrinden. Bu olaydan başlayan bir arayış oldu hayatımda. Bu arayışın temelinde şu var: Ben İslam’ın temel esaslarına inanıyorum ve bunları benimsiyorum fakat esasların etrafında örülü olan kültürde otoriter bir yaklaşım var.
Kitapta da zaten bu otoriter kültürün kaynağını arıyorsunuz.
- Evet. Temel sorum şu: Bu baskıcı anlayış İslam’ın kendisinden mi geliyor, yoksa İslam’ın içinde geliştiği Ortadoğu toplumlarındaki otoriter zihniyetlerden mi kaynaklanıyor? Kuran’da “kumar oynamayın” diyor, değil mi? Diyor ama “kumar oynayanları bulup cezalandırın” demiyor. “İçki içmeyin” diyor. Ama “içki içenlere ceza verin ya da içkiyi yasaklayın, hiçbir yerde bulunmasın” demiyor. İslam’ı dayatmak gerekmiyor. Bu zorba yaklaşım dinin özünde değil, aldığı şekillerde. Hemen hemen hepsi Kuran sonrası kaynaklardan geliyor. Bunları sonradan “İnsanları dindar yapmak için zor kullanırsak iyi olur” diye düşünen birtakım insanlar geliştiriyor.


Hükümetin yeni söylemini eskiden ulusalcılardan duyardık


TAMAMEN ÖZGÜR BİR MÜSLÜMAN TOPLUM YOK

İslamiyet’in aynen sizin tarif ettiğiniz kadar saf haliyle yaşandığı bir ülke var mı?
- Çok ideal bir ülke yok ama en iyisi Türkiye, Bosna-Hersek gibi Batılılaşmış ve modernleşmiş toplumlar. Eşim Boşnak olduğu için tanıyorum o ülkeyi. Kültürel olarak Batılı, dinen Müslüman. Ben idealimdeki özgürlükçü İslam’ı eşim sayesinde Bosna’da görüyorum. En otoriter ve kötü örnekleri de Afganistan, Suudi Arabistan, kısmen İran. Bunlar rejimle İslam’ın birleştiği toplumlar. Müslüman ülkelerde ideal bir durum yok.
Neden yok?
- Bugün tamamen özgür, çok serbest bir Müslüman toplum yok. Öncelikle dinle alakası olmayan siyasi sebeplerden dolayı yok. Otoriter rejimler var. Bu otoriter rejimler dinin bir ürünü değil.
İslam’da gerçek bir reform neden yaşanamadı? Bütün dinlerin kendi içinde dayatma olarak algılanabilecek unsurları varken bugün neden “Hangi Hıristiyan ülkeler baskıcı” diye bir tartışması yok kimsenin?
- Çünkü Hıristiyanlık Avrupa merkezli bir din. Avrupa’da 16. yüzyıldan itibaren başlayan bir modernite tecrübesi var. Bu modernitenin içinden çıkan bir demokrasi ve liberalizm tecrübesi var. Ortaçağ’da Hıristiyanlar da otoriterdi. Engizisyonları falan hepimiz biliyoruz. Müslüman dünyaysa modern devirde bırak daha özgür hale gelmeyi, daha da içine kapandı ve daha da otoriterleşti.

Haberin Devamı

MÜSLÜMAN LİBERALİZMİ TÜRKİYE’DE OLACAK

Türkiye bu tartışmanın neresinde?
- Eğer bir Müslüman liberalizmi olacaksa, yine bu Türkiye’de olacak. Daha iyi bir alternatif elimizde henüz yok. Tunus bir gayret içinde ama henüz daha demokrasi yolunun çok başında. Türkiye’de bunu isteyen Müslüman zihinler var mı? Bence var. AK Parti içinde de var. Fakat AK Parti içinde daha otoriter bir din anlayışı da var. Bunu son dönemde daha açık bir biçimde bence gördük.
Sizce bu ülkeyi yönetenlerde baskın eğilim özgürlükçü mü yoksa otoriter İslam anlayışı mı?
- Özgürlükçü eğilimle otoriter eğilim yarışıyor şu anki muktedir kadro içinde. Prensip olarak AK Parti hep yaşam biçimlerine saygıdan bahsediyor. Bu önemli. Ama bu ne kadar içselleştirildi, bunu tartışıyorum ben. Yasakçı zihniyet aslında Kuran’da olmayan, asırlar içinde ortaya çıkmış bir yorum meselesi.

Haberin Devamı

AK Parti Türk İslamcılığı’nın çöküşü

Türk İslamcılığının çöktüğünü savunanlardansınız.
- Evet bence AK Parti’nin kurulması Türk İslamcılığının çöküşüdür. Mümtaz’er Türköne gibi düşünüyorum ben de.
AK Parti ile gelen akımı nasıl tanımlıyorsunuz?
AK Parti kendisine ‘muhafazakâr demokrat’ diyor. Bu, içeriği çok doldurulmuş bir kavram değil. Ama bence bunun İslamcılıktan temel farkı şu: İslamcılık bir İslami devlet arayışıdır. İslamcılar rejimi İslamileştirmeye çalışırken en büyük hataları şudur: İnsanların samimi olarak dindar olup olmadığıyla ilgilenemezler, sistemi değiştirmeye çalışırlar. Sistem üzerine odaklandıkça da otoriter oldukları için aslında insanları dinden soğuturlar. Bunun en iyi örneği İran. İran İslami bir rejim de İran çok mu İslami bir toplum? Aslında İran toplumunda rejimden nefret ettiği için dine tepki duyan çok geniş bir taban var.

Haberin Devamı

Dayatmayla dine alerjili nesil yetişir

“Tinerci değil dindar nesil yetiştireceğiz” gibi bir söylem bu tartışmanın neresine düşer mesela?
- Çok bariz problemli bir söz. Dindar olmayan insanları biraz tahkir eden bir söz. Başbakan kendisini muhafazakâr olarak tanımlayan bir insan olarak muhafazakâr bir nesil yetiştirmek isteyebilir. AK Parti Gençlik Kolları dindar değerleri savunan toplantılar yapabilir. Ama eğer bütün eğitim sistemini dindar gençlik yetiştirecek şekilde dizayn ederlerse bu olmaz. Bu laik devletle de özgürlüklerle de benim savunduğum özgürlükçü din anlayışıyla da çelişir. Dahası dindar değil de dine alerjili nesiller de yetiştirebilirsiniz. Siz insanlara dini dayattıkça iyi bir şey yapmıyorsunuz, onları dine karşı tepkili hale getiriyorsunuz.
Hükümet politikaları konusunda bugünkü argümanlarınızla beş sene öncekiler arasında ciddi bir değişim var. Eskiden çok destekleyen, az sorgulayan bir tutumunuz vardı. Bugün çok daha eleştirel bakıyorsunuz. Arada ne oldu?
- Hükümetin tavrı değişti. Benim beş-altı sene önce savunduğum ilkelerle bugün savunduğum ilkeler arasında büyük bir fark yok. Hükümetin icraatı, söylemi, dili değişti. Hele de Gezi Parkı olaylarından itibaren. Son altı ayda hükümetten öyle söylemler duyduk ki eskiden o söylemleri ulusalcılardan duyardık. Türkiye’deki her sosyal çalkantıyı Soros ya da CIA komplosuna bağlamak ulusalcı refleksti. Hatta ulusalcılara göre AK Parti bir CIA komplosuydu. Ben bu mantığı kimde görsem ona karşı çıkıyorum. Ama ben yapıcı eleştirmeye çalışıyorum. AK Parti’ye özsel olarak karşı olanlar var, ne yapsa karşılar. Benimse hiç öyle bir karşıtlığım yok, aksine bir sempatim var dünya görüşüne.
AK Parti hayata Sünni bir yerden mi bakıyor?
- Hem evet, hem hayır. AK Parti içindeki insanların çoğu Sünni, dolayısıyla hayata öyle baktıklarına şüphe yok. Ama bunu bir devlet kimliği haline getirmeleri yanlış olur ki bu yönde bir eğilim var. Aslında AK Parti uzun süre Ortadoğu’da hiç de mezhepçi olmayan bir mesaj vermeye çalıştı. Fakat Ortadoğu’da o kadar güçlü bir mezhepçi dinamik ortaya çıktı ki AK Parti de istemese bile bundan etkilendi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!