Fatma AKSU-Selçuk YAŞAR İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2010 00:55
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara’ya yapılan saldırı nedeniyle İsrail vizesi alıp İsrail mahkemelerinde dava açacağını söyleyerek, “Orada benim DNA’mı aldılar” iddiasında bulundu. İsrail’den kendi istekleriyle dönmediklerini söyleyen Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti’nin aldığı karar sonucu Türkiye’yi zor duruma düşürmemek için döndük” dedi.
Gemi saldırısıyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Yıldırım, şunları söyledi:
‘Öldürürüz’ tehdidi
“Sorgu sırasında bana ‘Dünyada beslediğimiz kalemlerden başka bize sahip çıkan yok’ dediler. İsim de verdiler. Bizim kimseden korktuğumuz yok. Onları (İsrail) dünyanın önünde rezil ederim. Bizi ‘Türkiye’de çok insan öldürdük, sizi de öldürürüz’ diye tehdit ettiler. Arkadaşlarımız, o fotoğraflarda (Ağlayan İsrail askerleri) gördüğünüz askerlerin tabancalarından çıkan kurşunlarla yaralanıp öldü. Ona rağmen biz onları, bir kısım arkadaşları görevlendirip ‘Onları koruyun, aşağıya alın tedavi edin, onları geri vereceğiz’ dedik. MOSSAD, sorgulama sırasında bana ‘Bu görüntüleri tüm dünyaya vereceğiz, biz propagandaya başlıyoruz’ dedi. Ben de kendilerine, ‘Bunu verirseniz İsrail’in yenilmez ordusu yerle bir olur’ dedim. Sadece tabancalarını değil el bombaları ve bıçaklarını da alıp denize attık. Onlara karşı kullanmadık. İsrail, askerini geri verirken, arkadaşımızı vurdu. İsrail askerleri tabii ki korkacak, niye korkmasın? Bizi kendisi gibi sandığı için korktu. 4 cesedin üzerine siyah poşet vardı. Niye vardı? Ya boğularak öldürüldü ya kafalarına yaralıyken sıkıldı. Elleri bağlı insanlar öldürüldü.”
Şehit kabul ediyoruz
Gemide bulunan Yunanlı Dimitris Pliouis ise şöyle konuştu: “İsrail’in bizi durdurmaya çalışacağını biliyordum ama bu kadar barbarca bir tepki vereceği, 700 kişinin taşıdığı yardımı kan gölüne çevireceği aklımıza gelmemişti. Mavi Marmara’da bulunanların amacı insani yardımı Gazze’ye ulaştırmak, kuşatmayı delmekti. Bu sebeple hayatını kaybeden 9 arkadaşı bizim şehidimiz olarak kabul ediyoruz. Gemidekiler kendilerini korumak için yumrukları ve sopalarıyla karşı koydu. Bize silahlarla karşılık verdiler. İnsanları lazer silahlarıyla alınlarından vurdular. Katliamdı. İsrail aptalca bir suç işledi.”
Saksafonumu çaldılar
İsveçli Yahudi Dror Feiler’de şunları söyledi: “Beni tamamen izole ettiler. Değerli eşyalarımı, saksafonumu çaldılar. Dövülen de, soyulan da, suçlanan da bizleriz. Ama biz tuzaklarına düşmeyeceğiz, hem kendi hükümetlerimiz, hem de İsrail hükümeti üzerinde sivil baskı kurmaya devam edeceğiz. Bunu özellikle İsrail medyasına söylüyoruz. Beni günde 5 kere arıyorlar. Yahudilerin en büyük düşmanı İsrail devletidir.”