Güncelleme Tarihi:
GİZLİSİ SAKLISI KALMADI
“Darbe Komisyonu’na bilgi verenler; görevde bulunurken neler yaptıklarını, tanıklıklarını anlatıyorlar. (Özkök) O dönem devlet sırlarına vakıf bir kişi olarak kaygı taşıdığı konuları iktidara ilettiğini söylüyor. Zaten o dönemki gazete arşivlerine bakarsanız AKP’nin cemaati destekleyen tavrı her alanda görülüyor. Geçenlerde 4 olay anlattım. Mesela darbeci general Metin Dişli karargâhta neden tutuluyordu? Bunu askerler mi istiyordu, siyasi irade mi? Ülkeyi yönetenler bunun hesabını vermeden neyin hesabını soracak?
YAŞ KARARINI UYGULAMADI
3 generalin ataması YAŞ’ta yapılmıştı. Ancak AKP, YAŞ kararını uygulamadı. (2010 yılında İçişleri Bakanı Atalay, ‘darbeye teşebbüs’ suçundan yargılanan Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu’nu, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nu açığa almıştı). Hatta yasayı değiştirip ‘Cumhurbaşkanı onaylamadan YAŞ kararları geçerli olamaz’ denildi. Bu yasa değişikliğini yaptıran, cemaatin iradesiydi. Çağrı yapıyorum. MİT, MGK toplantılarında bütün terör örgütleriyle ilgili rapor sunar. FETÖ ile ilgili hangi sunumu yapmışsa çıksın açıklasınlar. Artık gizlisi saklısı kalmadı.
DUYUNCA GÜLÜYORUM
Bütün bunlara rağmen CHP’yi FETÖ’cülükle suçlamaları mizah unsuru. Duyunca, okuyunca gülmekten kendimi alamıyorum. Bütün siyasi hayatımız cemaatlerin devleti ele geçirme çabalarının karşısında geçti. AKP ise tam tersine cemaatleri destekleyen partiydi. Ne darbecileri ne Gülencileri savunduk. Biz sadece hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Siyasal iktidar suçluyu kendi belirliyor. Bu görevin asıl sahibi olan hukuka bırakmıyor. Tablo şu; AKP döneminde, FETÖ onların sayesinde her türlü atamayı yapmış. AKP de cemaatin her istediğini yapmış, hatta onlar istedi diye yasa çıkarmış. Cemaat de bunun karşısında AKP’nin devletleşmesini sağlamış. Paralel iki yapı haline gelmişler. 17-25 Aralık’ta rant savaşı başladı ve paralel iki yapı birbirine girdi. Hesap vermeleri lazım. O generalleri biz mi atadık? CHP mi iktidardaydı? Kendileri iktidardaydı. Hatta gerçek iktidar FETÖ’ydü.
SİLAHLANMA ÇAĞRISI
Silahlanma çağrıları, sosyal medya kampanyaları tehlikeli ve çok ağır sonuçlar doğurur. Bakın epilasyon broşürü dağıtana kızıp vuruyorlar. Yarın aksi görüşü dile getireni vururlar. Daha da fenası ülke iç savaşa gider. Bütün dünya kişisel silahlanmadan kurtulmaya çalışıyor. Türkiye devlet eliyle vatandaşını silahlandırmaya çalışıyor. Bu işin bakanlar tarafından dillendirilmesi daha da tehlikeli. Bu şu anlama geliyor: Devlet görevini yapamıyor. Polise gerek yok. Orman yasaları geçerli, herkes başının çaresine baksın.”
BU KADAR SORUN VARKEN...
“TÜRKİYE’nin bu kadar sorunu varken, ekonomi bu haldeyken, 1 milyon mağdur varken, çiftçi ektiği ürünün karşılığını alamazken, iktidar bir kişiye koltuk ikram etmek için seferber olmuş. Parlamenter sistemde zaten her istediklerini yapıyorlar. Anayasayı ihlal ediyor. Tarafsızlık ilkesini çiğnemiş. Parlamenter sistemin ne eksiği var? Cumhurbaşkanı Parlamento’nun işine neden müdahale ediyor? (Nisan’da referandum olur mu) Ben sağduyunun galip geleceğine ve 4 partinin mensuplarının Türkiye’yi referandum sürecine sokmayacağına inanıyorum.”
HÜRRİYET’E ÖVGÜ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet’in dünkü sayısında yer alan “İşte herkesin aradığı ByLock” başlıklı manşet haberini de övdü. Kılıçdaroğlu, “Önemli bir haber. Önemli bir habercilik. Ancak hâlâ pek çok soru ve sorun var. Anlatımlar eksik, fotoğrafta bazı boşluklar var. Yakında ortaya çıkmasını umuyorum” dedi.