Güncelleme Tarihi:
PKK lideri Abdullah Öcalan, 2013 Nevruz mektubuyla başlattığı çözüm sürecinin devam edeceği mesajını 2014 Nevruz mektubunda verdi. Hükümeti ciddiyete davet eden Öcalan, “Barış savaştan zordur. Ama her savaşın da mutlaka bir barışı vardır. Biz direnirken korkmadık barışırken de korkmayacağız” dedi. Çözüm süreciyle geçen 1 yılın ardından dün Diyarbakır Nevruz alanında toplanan binlerce kişi Nevruz Bayramı’nı kutladı. Cemil Bayık’ın mesajının ardından Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği ve önceki gün MİT tarafından BDP-HDP ortak heyetine teslim edilen mektup okundu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da mektubun Kürtçesini BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Türkçesini ise HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder okudu. Öcalan’ın mektubunun dikkat çekici bölümlerinden biri, 17 Aralık Operasyonu’na ilişkin üstü kapalı yaptığı “Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey birbirini tekrarlayan darbelerle mi, yoksa tam da radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğiz, sorun budur. Son Nevruz’dan bugüne yaşadığımız sorun tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir” değerlendirmesi oldu. Öcalan, mektubunda şu mesajları verdi:
2 TARAF DA TEST ETTİ
Şu ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte 2 taraf birbirlerinin iyi niyetinin gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen 2 taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır.
YASAL ÇERÇEVE KAÇINILMAZ
Diyalog süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı kalıcı bir barış için yeterli bir güvence oluşturamazlar. Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur. Bizim direnişimiz kardeş halklara karşı değil, hegomonik karakteri yok sayan, inkâr eden, zulüm düzenine karşı olmuştur. Dolayısıyla barışımız da hükümetler ya da devletler için değildir. Bu toprakların binlerce yıllık kadim değerlerini özümseyen, dünya kültürel mirasının eşsiz hazırlayıcısı olan Anadolu, Kürdistan ve bütün Mezopotamya halkları içindir. Hükümetle devlet bu gerçekliğe uygun bir ciddiyet geliştirmekle yükümlüdür.
ARA YOLLAR MİADINI DOLDURDU
Ya komplocu darbeci rejim kendini restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Tüm ara yollar, geçici biçimler, artık miadını doldurmuştur. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan uluslararası komplolara karşı yeterli dikkati göstermek bizim tarihsel sorumluluğumuzdur.
BAYIK: HÜKÜMET SORUMLU
Kutlamanın sürprizi ise Kandil’den geldi ve KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın görüntülü mesajı yayınlandı. Bayık, Öcalan’dan farklı olarak AK Parti hükümetine yönelik sert değerlendirmeler yaptı. Bayık, “Eğer Türkiye’de demokratikleşme olmadıysa ve Kürt sorunu çözülmediyse, sorumlusu AKP hükümetidir. AKP, yaratılan müzakere zeminini boşa çıkardı. AKP’nin demokratik siyasetle çözümünü istemediği de ortaya çıktı. AKP’nin çözüm önündeki en büyük engel olduğu ortaya çıktı. Bu engel ortadan kaldırılmadan çözüm gelişmez” dedi.
En sakin Nevruz
DİYARBAKIR Bağlar’daki Nevruz Parkı, günün erken saatlerinden itibaren dolmaya başlıyor. Dört koldan rengârenk giysileriyle binlerce kadın, erkek, çocuk kafileler halinde yürüyor. Çoğunluk gençler. Önceki Nevruzlardaki gibi gerilim yok, yüzü poşulu gençler çok az. Ellerinde PYD, PKK, Kürdistan, federasyon ve konfederasyon bayrakları dalgalanıyor. Hepsinin yüzünde gülümseme. Park alanının dışında sofralar kurulmuş, davul zurnalar eşliğinde halaya durulmuş. Ortada tek polis görünmüyor. BDP ve DTK, düzenlediği Nevruz kutlamasına katılanların “4.5 milyon civarında” olduğunu söylüyor. Nevruz Parkı 136 bin metrekare. Metrekareye 4 kişi düşse 544 bin kişi yapıyor. Park dışındakilerle birlikte katılımcıların 700 bin civarında olduğunu tahmin ediyoruz.
AK SAÇLI POSTERLERİ
Miting meydanı Kürtçe şarkılarla coşuyor. Öcalan’ın ak saçlı son fotoğrafları ellerde bu kez. İlk konuşmayı Osman Baydemir yapıyor. Sık sık dini atıflarda bulunuyor. Baydemir’den sonra cuma namazı için 25 dakika ara veriliyor. Sırrı Süreyya Önder anons edildiğinde miting alanı alkış ve sloganlarla inliyor. Öcalan’ın gönderdiği Türkçe mektubu okuyacağını söylüyor. Yüzbinler coşkuyla alkışlıyor. Genel hatlı, hükümete dikkatli ve barışçı yaklaşımcı mektup, nefesler tutularak dinlenmiyor. Bittiğinde ise olağanüstü bir coşkuyla alkışlanmıyor.
GÖZLER HÜKÜMETTE
Geçen yılki Nevruz’da çözüm ve barış süreci başladığı için yüzbinlerin heyecanı ve coşkusu olağanüstüydü. Bir yıldır silahların susması, kan akmaması, ölüm haberlerinin gelmemesi Kürtlerde huzur ve güven duygusu yaratmıştı. Bu yılki Nevruz’da gönül rahatlığı vardı. Sürecin bozulmadan devam edeceğine olan inanç, coşkuyu sükûnete dönüştürmüştü. Kürtler, Öcalan’ın barış için kendine düşeni yaptığını, hükümetin yeni açılımlar ve haklar tanıması gerektiğini söylüyor. “Sıra hükümette. Oyalanmamalı, oyalamamalı. Kalıcı barış için adım atması gereken Başbakan.”
ALMAN VE PERULU KONUKLAR
Protokol konukları arasında IKYB Politbüro üyeleri Mele Bahtiyar ve Said Pire, Irak Kürdistan Bölgesel yönetimi İçişleri Bakanı Kerim Sincari, BYD Eşbaşkanı Asya Abdullah da vardı. Almanya’dan gelen “Antifashistische Aktion” mensubu gençler ve Bolivya’dan gelen iki konuk da dikkat çekti.
PKK, HPG ve KCK da alandaydı
NEVRUZ alanına kurulan dev platformun üzerine Kürtçe “Rojava devrimi Ortadoğu devrimidir”, “Özgür ülke özgür önderlik yoksa barış da yok”, “Önderliksiz bir 21 Mart’a daha tahammülümüz kalmadı” ve 8 dilde Nevruz’u kutlayan pankart asıldı. Alandaki “Ya müzakere ya savaş” pankartı da dikkat çekti. Kutlamaları, aralarında Irak Cumhurbaşkanı ve KYB Başkanı Celal Talabani’nin eşi Hero Talabani’nin de olduğu 600 davetli ve 400 gazeteci izledi. Karadeniz müziği yapan Karmate de kutlamalarda sahne aldı, yüzlerini poşuyla kapatıp halay çekenler de oldu. Geçen yıllardaki Nevruz kutlamalarından farklı olarak bu yıl alan hâkimiyeti ve organizasyon tümüyle PKK’nın kentlerdeki örgütlenmesi ‘Halk İnisiyatifi’ndeydi. Alana asılan PKK, HPG ve KCK’nın bayrakları bir süre sonra indirildi. Öcalan’ın Aralık 2013’te kamuoyu ile paylaşılan son güncel fotoğraflarından hazırlanan flamalar dağıtıldı.