OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 20, 2003 00:00
Veda röportajını Hürriyet'e veren ABD'nin Ankara Büyükelçisi Pearson, Ankara'ya PKK sözü verdi: ‘‘Irak'ta PKK'ya barınak bırakılmayacak.’’Türk-Amerikan ilişkilerinde çok önemli rol oynayan ve görevine vedaya hazırlanan ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, Hürriyet'in Ankara Temsilcisi Sedat Ergin'in sorularını yanıtladı. Pearson, Abdullah Gül başkanlığındaki hükümetin kuzey cephesi için kendilerine taahhütte bulundukların söyledi. 1 Mart sabahı oylamanın olumlu sonuçlanacağından emin miydiniz?28 Şubat akşamı bu konutta bir
yemek vermiştik. Pek çok saygın isim, bu arada bazı tanınmış gazeteciler de davetliydi. Hemen hemen herkes bize ertesi gün tezkerenin kabul edileceğini söyledi.Sizin de beklentiniz bu yöndeydi herhalde... Biz Türk dostlarımızı dinliyorduk. Hepsi tezkerenin geçmesi bir yana, bunun çok kolay geçeceğinden emin gözüküyordu.Reddedildiğini duyunca tepkiniz ne oldu?Dışişleri Bakanlığı'na giderek hayal kırıklığı yaşadığımızı, ancak Türk halkının ve parlamentosunun kararına saygı duyduğumuzu ve bu karara göre hareket edeceğimizi söyledim. ÇABA GÖSTERDİLERHükümetin tezkerenin kabul edilmesi yönünde elinden gelen azami çabayı sarf ettiği kanaatinde misiniz?Kanımca, çaba gösterdiler. Tezkerenin geçmesini istiyorlardı. Bu çok açık; çünkü tezkere reddedildiğinde onlar da şoke oldular.Parti liderliği ve hükümet olmak üzere ikili bir liderlik yapısı söz konusuydu.Gerek o sırada Başbakan olan Sayın Gül'den, gerek parti lideri Sayın Erdoğan'dan öğrendiğimiz kadarıyla, her ikisi de parti kademelerini tezkerenin lehinde ikna etmeye çalıştılar.60 bin Amerikan askerinin Türkiye üzerinden geçirilmesi çok riskli bir karardı. Devlet ve kriz yönetimi tecrübesi olmayan bir hükümetle sonuç almaya çalışıyordunuz. ABD yönetimi bu riskleri biraz hafife almadı mı?Irak operasyonu emsali olmayan bir konuydu. Kuzey cephesine ihtiyacımız olacağına inanıyorduk. Türkiye de kuzey cephesi için kilit ülkeydi. Operasyonel anlamda haklı görülebilir nedenlerle Türkiye'den talepte bulunduk. Başka kimden talep edecektik ki? Türkiye'den istedik. 2002 Aralık ayında Türk hükümeti bize kuzey cephesinin olacağını söyledi. Bu konuda bize güven verdi. Biz de bu zemin üzerinde yürüdük. ABD Savunma Bakan Vekili Wolfowitz 3 Aralık akşamı bu konutta AKP lideri Sayın Erdoğan ile yemek yedi. Bu yemek bittiğinde kuzey cephesi konusundaki anlayışınız neydi?Kuzey cephesine taahhüt Sayın Erdoğan'dan değil, hükümetten geldi.DÜRÜST DAVRANDILARBu konu Sayın Erdoğan'la görüşmenizde gündeme gelmedi mi?Biz hükümetin görev alanına giren konularda kendisinden karar vermesini istemedik. Biz kuzey cephesi konusundaki görüşlerinin ne olduğunu hükümete sorduk. Bize bu kararı bildiren de hükümet oldu. Biz de bu karardan cesaret aldık.Bu kararın Türk kamuoyunda muhalefet yaratacağı, siyasi güçlüklerin tezkerenin geçişini zorlaştıracağı aşikárdı. Siz büyükelçilik olarak bu konuda Washington'u uyardınız mı?Kuşkusuz... Şu da var: Bu güçlükler konusunda Türk hükümeti de bize dürüst davrandı. Bunun güç olacağını söylediler, kaygılarını aktardılar. Biz de güçlüğü kabul ettik. Bunu görebiliyorduk. Bunları olduğu gibi Washington'a aktardık. K. Irak aramızda fay hattı olmamalıTürk-ABD ilişkilerinin başına gelen nedir?Herkesin bu konuda bir teorisi var. 1 Mart sonrasında pek çok kişi bunu gerçekçi olmayan beklentiler şeklinde izah ediyor. Bunun doğru olduğunu sanmıyorum. Sonuçta hükümetin tezkereyi geçirebilmesine üç oy kalmıştı. Sonuçta biz de, Türkler de değişik ölçülerde hayal kırıklığı yaşadık. Şimdi doğal olarak, paylaşabileceğimiz ortak noktalar arıyoruz. Bu noktalar üzerinden her şeyi yeniden doğru istikamete yönlendirebiliriz. Bu deprem gibi bir şey. Deprem olduğunda insanlar bir iki artçı depremin gelebileceğini unuturlar. Ama gerçek şu: Yeniden inşa etmemiz ve yola devam etmemiz gerekiyor. Ama ortada fay hatları da var...Bazen fay hatlarını örtemezsiniz. Fay hatları üzerinde bir şey inşa edemezsiniz. Türk-ABD ilişkilerindeki fay hattı Kuzey Irak mı?Olmamalı... Çünkü, Irak'ın kuzeyi üzerinde berrak bir perspektif paylaşmamız gerekir. Anadolu'nun güneyini, doğusunu ve Kuzey Irak'ı alırsanız, tek bir ekonomik bölge olduğunu görürsünüz. Bütün ulaşım yolları, haberleşme hatları, petrolün sevki, hep bu yönde gidiyor. Salt navlun maliyeti açısından baktığınızda diğer yollara kıyasla bu güzergáhın daha cazip olduğunu görürsünüz. ENDİŞEM VARGerçek şu ki, ortak bir yaklaşıma odaklanmamız gerekiyor. Bu odaklanma içinde, Irak'ın kuzeyinde Türk yatırımlarını, petrol ticaretini artırarak, yerel düzeyde ticareti teşvik ederek, sadece o bölgeye değil, aynı zamanda Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya da refah getirebilirsiniz. Kuzeyi, Irak'ın en istikrarlı bölgesidir. Sonuçta ayağınızı sağlam bastığınız bir yer edindiğinizde, ülkenin diğer bölümleri de istikrar kazandıkça, Türkiye de, Türk şirketleri de daha iyi bir konum elde edeceklerdir. Benim kaygım şu noktada: Eğer Türkiye ve ABD olarak Kuzey Irak'ın güvenliği konusunda farklı görüşlere sahip olursak, bu durum iki ülke ve iki bölge arasında ortak ticaret ve yatırım perspektifini de zedeler. Ama uzun döneme dönük paralel bir yaklaşım geliştirirsek, ekonomik güvenlik herkes için daha sağlam bir güvenlik anlamına gelir. Bu noktada biraz endişe taşıyorum. Ama bence Kuzey Irak, Türkiye ile ABD arasında bir fay hattı olmamalı. Türkmenlere saygılıyızIrak Türkmen Cephesi'ne bakışınız nedir?Irak Türkmen Cephesi'ne karşı hiçbir düşüncemiz yok. Kuzey Irak'taki Türkmenlerin faaliyetleri, Keldaniler, Süryaniler ve Kürtlerin faaliyetlerinde olduğu gibi saygıyla karşılanmalıdır. Bizim açımızdan hepsi eşit zemindedir. Dışişleri Bakanı Sayın Gül, geçenlerde Irak'taki herkesi Irak vatandaşı olarak gördüklerini söyledi. Türkiye'nin görüşü budur. Bu bakış, kanımca, sorumluluklarımıza ilişkin çok sağlıklı bir analizi yansıtıyor. Bu anlayış, etnik tercihleri değil, herkesin eşit bir zeminde faaliyet gösterebilmesini esas almalıdır. Etnik grupları geleneksel bir şekilde birbirine karşı oynamak genellikle istikrarsızlık getiriyor. Türk Dışişleri Bakanlığı'nın Irak'ta açıklanan 25 kişilik Geçici Yönetim Konseyi'nde Türkmenlerin orantısal olarak hak ettikleri temsili almadıkları yolundaki açıklamasını nasıl karşıladınız?Bu konuda bir yorumum yok. Ancak Türk hükümetinin sürecin bütününü desteklediğinden eminim.PKK eve dönmezse askeri güç kullanırızKuzey Irak'taki Türk askerlerinin varlığından rahatsız mısınız?Biz Türk askerlerinin çekilmesini hiçbir zamen talep etmedik. Süleymaniye olayından sonra da istemedik. PKK barınaklarını ortadan kaldıracağız. Irak'ta Türkiye'ye PKK'dan kaynaklanan herhangi bir tehdidin kalmamasını istiyoruz. Bu noktada Türk parlamentosunun Pişmanlık Yasası ile ilgili kararını bekliyoruz. Halen, PKK'yı teslim olmaya ikna etmeyi amaçlayan, aksi takdirde alternatifine katlanmak durumunda kalacakları bir strateji geliştiriyoruz. Bu konuda Türkiye ile birlikte çalışacağız. Bunu ortaklaşa yapacağız. Ancak bizim PKK ile gizli bağlarımız olduğu ya da PKK'yı Türkiye'ye karşı kullanmak istediğimiz şeklindeki ısrarlı ve maksatlı gerçek dışı
haberler ÅŸevkimizi kırıyor. Bu konudaki Türk ve ABD yaklaşımı ortaktır. Ya teslim olacaklar ya da teslim olmamanın alternatifi ile karşı karşıya gelecekler.Alternatif nedir?Alternatif, askeri güç kullanımıdır. Onlar Türk vatandaşı, Iraklı deÄŸiller. Hayatları Irak'ta deÄŸil. Evlerine, Türkiye'ye dönmeliler. Hak edenler de adaletin karşısına çıkmalıdır. Önemli olan bu barınağın ortadan kaldırılmasıdır. Ä°ran da iÅŸbirliÄŸi yapar ve PKK'ya sığınma saÄŸlamazsa bu ortak yaklaşımımız etkili olabilir.Süleymaniye beni üzdüÜç yıl önce Türkiye'de göreve baÅŸladığınızda, günün birinde Amerikan askerlerinin Türk askerlerine baskın düzenleyeceÄŸini tahayyül edebilir miydiniz?Hayır... Siz de edemezdiniz. BM Güvenlik Konseyi'nin 1483 sayılı kararı çerçevesinde ABD, Ä°ngiltere ve koalisyon, Irak'ta güvenliÄŸin saÄŸlanması konusunda uluslararası yetkiye sahiptir. Bu bizim açımızdan bir yükümlülüktür. Benzer ÅŸekilde diÄŸer taraflar açısından da bu karara uygun bir ÅŸekilde hareket etme yükümlülüğü vardır. Hem Türkiye, hem de ABD'nin, askerlerinin birbirleriyle koordinasyon içinde davranmalarını bekleme hakkı vardır. Bu olay meydana geldiÄŸi için üzgünüm. Herkes 'keÅŸke bu olay hiç olmasaydı' diye düşünüyor. Bu meselenin üstesinden gelinebilmesi için çok daha iyi yöntemlerin bulunduÄŸu konusunda herkes görüş birliÄŸi içinde. Ancak bu olay oldu. Buna yol açan ciddi kaygılar vardı. Bu kaygılar denklemin bir parçasıdır. Bundan sonra askerlerimizin birlkte faaliyet göstermelerini güvence altına alacak bir yol bulmalıyız. Askerlerimiz de zaten bunun yollarını aralarında görüşüyorlar. Biz Türk askerlerinin çıkmasını istemedik. Sadece yakın iÅŸbirliÄŸi ve eÅŸgüdüm istedik.Â
button