Güncelleme Tarihi:
İÇEL: NEFS-İ MÜDAFA
İstanbul Üniversitesi (İ.Ü) Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan İçel, haklı savunma ya da meşru müdafaa durumunun, ceza hukukunda iki şekilde düzenlendiği bildirdi.
Bunlardan birinin ''kiÅŸiye karşı saldırıda meÅŸru müdafaa''yı düzenleyen TCK'nın 49. maddesi olduÄŸunu anlatan Prof. Dr. İçel, ''mala karşı müdafaa''ya iliÅŸkin durumların da TCK'nın 461. maddesinin 1. fıkrasında açıklandığını söyledi.Â
Bu maddede mala yönelik işlenen suçlara karşı yapılan savunma sırasında ''öldürme'' veya ''müessir fiil''in hukuka uygun bulunduğunu ve bunu gerçekleştiren kişiye ceza verilmemesini öngördüğünü belirten Prof. Dr. İçel, soygun olayında saldırganları öldüren güvenlik görevlisinin durumunun da bu madde kapsamında değerlendirileceğini söyledi.
Prof. Dr. İçel, ''Güvenlik görevlisinin silah kullanma yetkisi olsada, olmasa da TCK'nın 461. maddesi uyarınca kendisine ceza verilemez''dedi.
   Â
SÄ°LAH KULLANMA YETKÄ°SÄ°
   Â
Ä°.Ãœ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı öğretim görevlisi Prof. Dr. Süheyl Donay da 2495 sayılı Bazı Kurum ve KuruluÅŸların Korunması ve Güvenliklerinin SaÄŸlanması hakkındaki Kanun'un 10. maddesine göre, güvenlik görevlilerinin silah kullanma yetkisine sahip olduÄŸunu söyledi.Â
Ancak bu yetkinin, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'na uygun kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Donay, 2559 sayılı Kanun'un 16. maddesinin de, polislerin hangi hallerde silah kullanacağından bahsettiğini anlattı.
Buna göre, özel güvenlik görevlilerinin de polisler hangi hallerde silah kullanıyorsa, o hallerde silah kullanabileceklerini belirten Prof. Dr. Süheyl Donay, maddenin çeşitli bentlerinde, görevlinin, emrettiği halde karşısındaki kişinin silahını bırakmaması ya da görevini yapmasını engellemesi halinde veya kendisine ya da başkasına yönelik bir saldırıyı durdurmak amacıyla silah kullanabileceğinin bildirildiğini söyledi.
Meydana gelen banka soyma olayının savcı tarafından bir bütün olarak değerlendirileceğini belirten Prof. Dr. Donay, şunları söyledi:
''Savcı, 2559 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartların olayda bulunduğuna kanat getirirse, 'takipsizlik kararı' verecek. Eğer o maddede belirtilen sınırların aşıldığını düşünürse, dava açacak. Savcının görüşü mahkemece de kabul görürse, güvenlik görevlisinin cezasında TCK'nın 50. maddesine göre indirim yapılacak.''
   Â
EMEKLÄ° BAÅžSAVCI: ARKADAN VURMA HAKKI YOK
   Â
Bakırköy Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'ndan emekli olan Celil DemircioÄŸlu ise somut olayın adli makamlar tarafından deÄŸerlendirileceÄŸini belirterek, ''Basından takip ettiÄŸim kadarıyla bir ÅŸey söylemek gerekirse, ben kimsenin kaçan bir adamı arkadan vurmak hakkına sahip olduÄŸunu sanmıyorum. AteÅŸ edebilir, yaralayabilir, ancak öldürmek geri dönüşü olmayan çok ciddi bir eylem'' dedi.Güvenlik görevlisinin, saldırganlardan birini kendisine silah doÄŸrulttuÄŸu için vurduÄŸu, diÄŸerini ise kaçtığı sırada arkadan vurduÄŸu yönünde bilgi edindiÄŸini belirten DemircioÄŸlu, bu durumun, zorunluluk halini aÅŸma olarak deÄŸerlendirilip, güvenlik görevlisinin cezasında TCK'nın 50. maddesi uyarınca ciddi bir indirime neden olabileceÄŸini ifade etti.Â
İstanbul 6 No'lu DGM'de de görev yaptıktan sonra emekli olan Hakim Sedat Karagül de konunun mahkemece değerlendirileceğini belirterek, ''Benim görüşüm, meşru müdafaaya girdiği için güvenlik görevlisine ceza verilemeyeceği yönünde. Yorum yapabilmek için olayı iyice bilmek gerek. TCK'nın 49 ve 50. maddelerinin uygulanabileceğini düşünüyorum''dedi.
   Â
AVUKAT HORTOÄžLU: TARTIÅžILIR
   Â
Avukat Cengiz Hortoğlu da güvenlik görevlisinin bankayı korumak konusunda polisin yetkilerine sahip olduğunu belirterek, olayda savunma sınırlarının aşılıp aşılmadığının tartışılabileceğini söyledi.
Olayın ayrıntılarıyla mahkemede tartışılacağını, savunma sınırlarının aşıldığına karar verilirse TCK'nın 50. maddesine göre cezada indirim yapılacağını belirten Hortoğlu, güvenlik görevlisinin savunma sınırları içinde kaldığına kanaat getirilirse de TCK'nın 49. maddesi uyarınca ceza verilmeyeceğini bildirdi.