Güncelleme Tarihi:
Adem Sözüer (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı): KHK’daki düzenlemede sadece 15/16 Temmuz darbe teşebbüsüne direniş sürecinde değil günümüzde ve gelecekte de darbe ve terörün bastırılmasındaki fiiller bakımından af getiriliyor gibi bir anlam çıkıyor. Çünkü ‘darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması’ deniliyor. Bu belirsiz, her tür yoruma ve keyfiliğe açık bir düzenleme. Hangi sebeple olursa olsun, gelecekte işlenecek suçlar bakımından bir sorumsuzluk getirilemez. Düzenlemede sorun var.
YAŞAM HAKKI TEHLİKEDE
Metin Feyzioğlu (Türkiye Barolar Birliği Başkanı): Bu KHK, insanların yaşam hakkını tehlikeye atmıştır. Çünkü; 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması için sivillerin silah dahil güç kullanmasını, ceza ve tazminat sorumluluğundan muaf tutmaktadır. Soruyoruz: Darbe teşebbüsünün devamı niteliğindeki eylemler ne demektir? Kim, neye göre bunu tespit edecektir?
Güç kullanma yetkisi sadece devlete aittir, başkalarına devredilemez. Oysa bu düzenleme, bazı kişilerde devlete ait güç kullanma yetkisinin kendilerine geçtiği algısı yaratmaya elverişlidir. Sayın Cumhurbaşkanı’nı ve Bakanlar Kurulu’nu 696 Sayılı KHK’yı geri çekmeye davet ediyoruz.
Hakan Canduran (Ankara Barosu Başkanı): Bu düzenlemeyle ülkede paramiliter güçler yaratılıyor. Ülkenin kolluk kuvvetleri, polisleri, jandarması var. Ama bunlar sanki görevlerini yapmıyormuş gibi kolluğun bazı görevleri vatandaşlara aktarılıyor. Yani sivil silahlı kuvvetler yaratılmaya çalışılıyor. Bir olayın terör olayı olup olmadığına kim karar verecek? Gezi benzeri eylemlere diğer vatandaşların müdahale etmesinin yolu açılmış oluyor.
Murat Yılmaz (Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı): Düzenlemenin 15 Temmuz darbe girişimi ile sınırlı olmadığını düşünüyorum. Darbe gecesi yaşanan olaylarla ilgili meşru müdafa şartları varsa zaten ceza almayacaklardı. Bu düzenleme hem anayasa hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hem de ulusal kanunlara aykırıdır. Telafisi mümkün olmayacak olaylara sebebiyet verecek durumdadır.
Ersan Şen (Ceza hukukçusu): Polisin, askerin, güvenlik birimlerinin yeterli olmadığı bir durum yaşanmış ve halk buna müdahale etmiş, yeni hüküm bu konu ve bu sırada gerçekleşen eylemlerle, yani söz ve davranışlarla sınırlı. Ben bunun geniş anlaşılabileceğini ve uygulanabileceğini düşünmüyorum. Resmi bir sıfatı taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler... Artık bu saatten sonra ‘Ben hükümeti, Meclis’i müdafaa ediyorum’ diyerek durumdan vazife çıkarıp bir hukuk devletinde kişiler başkalarının hak ve hürriyetlerine müdahale edemez, güç kullanamaz, silah kullanamaz.