Güncelleme Tarihi:
Tasarıyı görüşmeye 21 Ocakta başlayan 12 Şubata kadar sürdüren komisyon, 29 Mart yerel seçimler nedeniyle çalışmalarına bir süre ara verdi.
Verdiği 2 aylık aranın ardından çalışmalarına 8 Nisan Çarşamba günü tekrar başlayan Adalet Komisyonu, tasarının 408 maddesini kabul etti, geri kalan tartışmalı maddeleri ise atladı.
Komisyon, görüşmelerde atladığı maddeleri, bu hafta ele alarak tasarıyı tamamlayacak.
TASARI NE GETİRİYOR?
Önemli düzenlemeler içeren tasarının kabul edilen maddelerine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacak. Birden fazla davalı olması halinde dava, bunlardan birinin yerleşim yerindeki mahkemede açılabilecek.
Tasarıda, tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı hukuken daha zayıf durumda olan tüketicilerin korunmasını amaçlayan düzenleme de yer alıyor.
Buna göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğan veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecek. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava, sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacak.
Bu düzenlemeyle bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek. Yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.
TALEP SÜRESİ, 10 GÜNDEN 15 GÜNE ÇIKARILIYOR
Davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda; taraflardan birinin, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi için gerekli süre 10 günden 15 güne çıkarılıyor.
Taraflardan birinin, 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekecek. Aksi halde, mahkeme davayı açılmamış sayacak.
Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamını genişleten tasarıya göre, hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.
Hakimin tarafsızlığını şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.
DAVA ARKADAŞLIĞI
Bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, “Mecburi dava arkadaşlığı” söz konusu olacak.
Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilecek veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilecek.
Mahkemeler, dava dilekçelerini elektronik ortamda da kabul ve kayıt edebilecek. Dava, dilekçenin mahkemeye kaydedildiği tarihte açılmış sayılacak.
Tasarıda, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçmek amacıyla da düzenleme yapıldı. Buna göre, davacı, yargılama harçları ile her türlü tebligat ücreti, keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi yargılama giderlerini karşılayacak tutarı, dava açarken “avans” olarak mahkeme veznesine yatıracak.
ÖN İNCELEME
Mahkeme dışı çözüm yolları ile uzlaşmayı mümkün kılacak ve teşvik edecek bir alt yapının oluşturulmasını öngören tasarıyla yeni bir yargılama aşaması olarak, ön inceleme getiriliyor. Ön inceleme, esasa girilmeden mahkemece yapılacak ilk inceleme aşaması olacak.
Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapacak. Mahkeme, incelemeyi tamamladıktan sonra, tarafların sulh olmalarını sağlamak, sulh olmayacaklarsa uyuşmazlık noktalarını tespit edebilmek amacıyla ön inceleme için duruşma günü tespit ederek taraflara bildirecek.
Mahkemeler, tarafların rızası olmak şartıyla kendilerinin veya vekillerinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine izin verebilecek.
Tarafların rızası olmak kaydıyla tanık, bilirkişi veya taraflardan biri, başka bir yerden elektronik araçlarla dinlenebilecek. Dinleme, ses ve görüntü olarak aynı anda duruşma salonuna nakledilecek.
KAYIT VE YAYIN YASAĞI
Ceza Muhakemeleri Kanunundaki hükümlere paralel düzenlemeye de yer verilen tasarıya göre, duruşma sırasında fotoğraf çekilemeyecek ve hiçbir şekilde ses ve görüntü kaydı yapılamayacak. Ancak, dava dosyasında saklı kalmak kaydıyla yargılamanın zorunlu kıldığı hallerde, mahkemece çekim yapılabilecek ve kayıt alınabilecek. Bu çekim ve kayıtlar ile her türlü belge ve tutanak, mahkemenin ve ilgili kişilerin açık izni olmadıkça hiçbir yerde yayımlanamayacak.
Kayıt ve yayın yasağına aykırı davranan kişi hakkında, TCK'nın 6 aya kadar hapis cezasını öngören 286. maddesi uyarınca işlem yapılacak.
Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, mahkeme tarafından olayın ispatında dikkate alınmayacak.
Tanık duruşmaya davetiye ile çağrılacak. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenebilecek. Tanığa davetiye, gerektiğinde telefon, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de gönderilebilecek.
MAZERETSİZ GELMEYEN TANIK ZORLA GETİRTİLECEK
Mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık, zorla getirtilecek ve gelmemesinin neden olduğu giderleri ödemeye ve 500 TL'ye kadar disiplin para cezasına hükmolunacak.
Tasarıyla, tanığın yapacağı yeminin şekli de düzenleniyor.
Buna göre, tanık yemin ederken, hakim de dahil olmak üzere salonda bulunan herkes ayağa kalkacak.
Mevcut düzenlemeye göre, “Allah'ım ve namusum üzerine yemin ediyorum” diyen tanık, tasarıya göre, “Sorulacak sorulara, hiç bir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum” şeklinde yemin edecek.
Tasarıda, bilirkişilerin nasıl yemin edeceğine de yer veriliyor.
Bilirkişilere, il adli yargı adalet komisyonu huzurunda, “Bilirkişilik görevimi sadakat ve özenle, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsız ve objektif bir biçimde yerine getireceğime, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” şeklinde yemin ettirilecek.
TARAFLARA SULH OLMA İMKANI SAĞLANIYOR
Tasarıyla, görülen bir davada tarafların kısmen veya tamamen anlaşarak, “sulh” olmalarına olanak sağlanıyor.
Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda olabilecek. Dava konusunun dışında kalan konular da sulhun kapsamına dahil edilebilecek. Sulh, şarta bağlı olarak ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilecek.
İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.
İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin (istinaf mahkemeleri) görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine gidebilecek.
ÇEKİŞMESİZ YARGI İŞLERİ
Çekişmesiz yargı, “ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan”, “ilgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı” ve “hakimin doğrudan harekete geçtiği” hallerde uygulanacak.
Tasarıda, “kişiler”, “aile”, “miras”, “borçlar”, “icra ve iflas” hukuku ile “çeşitli kanunlardaki” çekişmesiz yargı işleri de sayılıyor.
Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesi olacak.
TAHKİM
Tasarının tahkimle ilgili hükümleri, Milletlerarası Tahkim Kanununun tanımladığı anlamda yabancılık unsuru içermeyen ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanacak.
Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar, tahkime elverişli kabul edilmeyecek.
Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, tahkim yeri bölge adliye mahkemesi olacak.
Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları halinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem ya da hakem kuruluna gönderilecek.
Tahkim süresi 1 yıl olacak, ancak tahkim süresi mahkemece uzatılablecek.