Güncelleme Tarihi:
Karadağ, şunları söyledi: “Meslek kuralları diyor ki, avukatlar, yargıçların tabi olduğu kurallara tabidir. Orada ‘erkekler ve kadınlar başları açık görev yaparlar’ deniliyor. Bu halen geçerli bir mevzuat. Danıştay’ın yürütmesini durdurduğu ‘başı açık’ ifadesi sadece 20. maddeye ilişkin. Danıştay’ın kararı yanlış bir karar. Açılan dava, başörtülü avukata kimlik verilmesine ilişkin bir davadır. Oysa Danıştay’ın yürütmesinin durdurduğu kural avukatların mahkemelerdeki davranışları. HSYK, 2010 yılında oluşturuldu. Bu HSYK, Danıştay’ın yeni üyelerini seçti. Yeni seçilenler kendisini var eden siyasi iktidarı haklı çıkarmak, onlara destek çıkmak için böyle bir karara imza attı. Aynı şekilde yeni HSYK, kendisini var eden güce minnet borcunu ödüyor. Onun için yargıçları baskı altına almak istiyorlar, bu soruşturmayı açıyorlar. Bunun sonucunda kamuoyunda türbanı serbest bırakmak istiyorlar. Burada yargıçlar dövülecek. Mesele üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Bu Anayasa Mahkemesi kararları nedeniyle değil işlem, yasal değişiklik yapmak bile mümkün değil. HSYK yargıçlardan oluşuyor. HSYK’nın değerli yargıçları Anayasa Mahkemesi’nin kararını herkesi bağladığını bilmiyorlar mı? Biliyorlar ama dediğimiz gibi yargıçları bunun üzerine baskı altına almaya çalışıyorlar. Fetva onlara ait ama irade bizim, doğru bildiğimiz yoldan ve hukuktan ayrılmayacağız, HSYK ne derse desin, bizi ilgilendirmiyor. HSYK zaten şu an iktidarın güdümünde. Anayasal kuruluş ama meşruiyeti yok. Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararlarına rağmen ceza verirlerse HSYK’nın ciddiyeti kalmaz. Ama hakkımızda ceza çıkarsa yasal haklarımızı kullanırız. Gerekirse AİHM’ye giderim.”