Güncelleme Tarihi:
Hz. Muhammed’e hakaret içeren film ve karikatürleri de kınayan Ortodoks lider şu mesajları verdi:
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2023 yılında Türkiye’nin nüfusunun 100 milyon olacağına inanıyor. Bu nedenle, Kıbrıs’ta çözüm için adım atmaya niyetli değil. Daha da ilerisi, 2022’de İzmir’in ‘işgalinin’ 100. yıldönümünü müthiş bir törenle kutlamaya hazırlanıyor (İzmir’in 1922’de Yunan işgalinden kurtuluşunun yıldönümünü kastediyor).
- Türkiye’den gelip yerleşenler Ada’dan ayrılmalı, Türk askeri geri çekilmeli. Garantilere son verilmeli. Eğer bunlar olmazsa, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmaz. Kıbrıslı Türkler Ada’daki nüfusun yüzde 18’ini oluşturuyor. Ancak buna rağmen tek devlete yüzde 25 oranında katılımları sağlanabilir. Türkiye de Kürtlerin kendi devletlerini kurmasına izin vermiyor. Kıbrıslı Türkler, eğer devlete katılırlarsa, Kıbrıs Devleti’nin eşit vatandaşı olacaklar. Biz burada tek bir devlet istiyoruz. Bu devlette herkes eşit olsun istiyoruz. Ancak bunu Türkler istemiyorlar. Denktaş’ın sahte devleti yaşayamaz. (Türkçe olarak) Kıbrıs’ta boşanma olmaz efendim.
Ekonomik kayıp büyük
- İslam Peygamberine yönelik saldırıları, buna ilişkin filmler yapılmasını kınarım. Muhammed Peygamber’e yönelik böyle çirkin bir saldırı kabul edilemez.
- Eğer komünist cumhurbaşkanı olmasaydı (Dimitris Hristofyas’ı kastediyor) Kıbrıs Cumhuriyeti ekonomik krizi kolayca atlatırdı. Hristofyas’ın komünist kültürü durumun kötüleşmesine neden oldu. Ekonomik kriz nedeniyle yüksek rütbeli din adamlarının, metropolitlerin, piskoposların maaşları yüzde 25 oranında düşürüldü. İlk benim maaşım düştü. Kilisenin malları vardır. Ancak o kadar da çok değil. Kilisenin Kıbrıs’ın en büyük şirketi olduğu tamamen yalan. Yunan bankalarına yatırdığımız fonlar nedeniyle çok büyük kayıplarımız oldu.
ÖZEL İZİNLE KKTC’DEN GÜNEY KIBRIS’A GİRDİK
Röportajlar için Güney Kıbrıs’a “değişik” bir yolla gidiyorum; Ada’ya, KKTC üzerinden giriş yapıyorum. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Pasaportu taşıyorsanız ve Ada’ya KKTC’den giriş yaparsanız, Kıbrıslı Rumlar nezdinde “yasadışı” sayılıyorsunuz. Bu koşullarda KKTC’den, güneye geçmeniz mümkün değil. TC vatandaşları Güney Kıbrıs’a ancak Rum Kesimi’ndeki bir havaalanı/limandan girerse, “yasal” kabul ediliyorlar. Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi, bir kerelik “ayrıcalık” yaptı. Kıbrıslı Rum Başkan adayları ve Başpiskopos ile yapacağım söyleşiler için, Ada’ya KKTC’den giriş yapmış olmama rağmen Lefkoşa’dan Güney’e geçmeme “özel izin” verildi.
Lefkoşa’daki Ledra Palas sınır kapısında Rum Yönetimi Enformasyon ofisi yetkilileri tarafından karşılandım. Pasaportumu verdim. Pasaportu incelediler ancak üzerine herhangi bir damga vurmadılar. Hatta kayıtlara bile geçirmediler, resmi işlem olmadı, sadece “göz yumuldu” Kuzey’den geçişime. Son geçişimde Güney’de bana eşlik eden Rum refakatçim nazikçe kendisine göre “doğru yolu” da gösterdi; “Bir dahaki sefere Larnaka’dan bekliyoruz...”
ADA HAREKETLENECEK, TÜRKİYE NE DİYECEK
Kıbrıs’ta çözüm öncesi yeni bir dönem. Güneyde, Kıbrıs Rum Kesimi’nde önümüzdeki yıl başında başkanlık seçimleri yapılacak. Kuzeyde, KKTC’de ise iktidar partisi içinde büyük bir başkanlık mücadelesi yaşanıyor. İktidardaki Ulusal Birlik Partisi liderliği için mevcut genel başkan ve Başbakan İrsen Küçük ile Ahmet Kaşif çekişiyorlar. Yine “Türkiye’nin etkisi” konuşuluyor. Politik kulislerdeki söylentiler, aslında mücadelenin Kaşif ile Küçük arasında değil, bizzat Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Başbakan İrsen Küçük arasında olduğu yönünde. Küçük’ün Ankara’nın, özellikle de Türkiye’deki iktidar partisinin desteğini aldığı hemen her köşede konuşulan en güncel politik dedikodu. Bu çerçevede gözler, Kıbrıs’la ilişkilerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Ada’ya ay sonunda yapacağı ziyarete çevrilmiş durumda.
LILLIKAS: DAVUTOĞLU “MEGALI IDEA” PEŞİNDE
Rum başkan adaylarından Yorgos Lillikas, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu “megali idea” peşinde koşmakla suçladı. “Megali idea” Rumca “büyük fikir” anlamına geliyor. Türk tarihine girmesi ise Türklerle Rumların ortak devletinin ilk ve son Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios sayesinde oldu. Rumlar, ‘Megali idea’yı, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması alarak algıladılar. Nitekim Kıbrıs sorunu da Makarios’un “megali idea”yı hayata geçirmeye çalışmasıyla ortaya çıktı.
Lillikas, Davutoğlu’nun “tüm bölgeye egemen olma hayali kurduğunu” öne sürerek, “Türkiye, tüm bölgeye egemen olmayı amaçlayan, megali idea peşinde koşan tavırlar içinde olmamalı” dedi. Lillikas, “Kıbrıs’ta iki halk da, iki devlet de yoktur. Tek halkı, Kıbrıs halkı, tek devlet, Kıbrıs Cumhuriyeti vardır. Kıbrıslı Türkler de, Cumhuriyetteki tüm halklarla eşit haklara sahip olmalıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kimlikleri güvence altına alınacaktır” diye konuştu.
“Sömürgeci” dedi
Türkiye’yi “sömürgeci” olarak niteleyen ve Kıbrıs’a Türkiye’den göç ederek yerleşenleri “sömürgeci-episkos” olarak nitelendiren Lillikas, “Türkiye çözüme yardımcı olmak istiyorsa askerlerini ve episkosları geri çeksin” dedi. Başkan seçilmesi halinde, şimdiye kadar yapılmış görüşmeleri tanımayacağını kaydeden Lillikas, “Türkiye ile epikosların ve askerlerin geri çekilmesini, Kıbrıslı Türkler ile de Kıbrıs Cumhuriyeti içindeki haklarını konuşuruz” dedi.
Kıbrıs’ın referandumlar dönemindeki lideri Tasos Papadopulos’un Dışişleri Bakanlığı’nı da yapan Yorgos Lillikas, Kıbrıs açıklarında Rumların çıkarmayı planladıkları doğalgazın ise “Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgisi bulunmadığını” savunarak, “Kıbrıs cumhuriyeti, doğalgazı kendi istediği gibi kullanma yetkisine sahiptir. Kıbrıslı Türkler iki taraflı çıkar sağlayamaz. İki koşuldan, iyi olanların tümünü talep edemez. Bir sorumlulukları var devlete karşı. Onu karşılamıyorlar, vergi vermiyorlar. Hiçbir sorumluluk olmadan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin nimetlerinden yararlanmak olmaz. Bu, Kıbrıslı Rumlara karşı haksızlık olacaktır” dedi.
KIPRIYANU: MESSI OLMAMIZ LAZIM
EKONOMİK krizle boğuşan Kıbrıs Rum Kesimi’nde mevcut Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas bir kez daha aday o
Kıbrıs açıklarındaki doğalgazın çıkarılması tartışmalarında da Türkiye’nin “çıkmaz yola girdiğini” öne süren Kipriyanu, “Biz doğalgazı 5-6 yıl içinde çıkaracağız. Türkiye’nin bizim doğalgaz platformumuzun yanına kendi platformunu kurması gibi olay da gerçekleşmez. Türkiye bunu yapamaz. Uluslararası toplumun tepkisine neden olur” dedi. Kipriyanu, çıkacak doğalgazdan “devlette olmayı kabul etmedikleri için” Kıbrıs Türklerine pay ayrılmasının mümkün olmadığını da öne sürdü.
EN ILIMLI ADAY MALAS: GÖRÜŞMELER DEVAM EDER
Rumların Ocak’taki seçimlerdeki lider adaylarından olan Stavros Malas ise en ılımlı mesajları veren siyasetçi oldu.
Kendisine çok fazla şans tanınmayan Malas, seçilmesi halinde barış görüşmelerine “kaldığı yerden devam edeceğini” söyledi. Görüşmeleri iki toplumlu, iki kesimli federal devlet şablonu üzerinden götürmeyi planladığını anlatan Malas, “Ancak merkezi hükümet güçlü olmalı. 30 yıllık ayrılık çok uzun. Bir paralel yaşam var. Bu paralel yaşamın devamını değil, ortak bir yaşam istiyoruz. Kıbrıs’ta çözümün en güçlü kemiği, Kıbrıslılık duygusu” dedi.
Kıbrıs açıklarında bulunan doğalgazın, iki toplumu “birleştirici bir unsur” olabileceğine dikkat çeken Malas, doğalgaz konusunda İsrail’le işbirliğinin ardında ise “başka anlamlar aranmamasını, bu işbirliğinin sadece ekonomik nedenlerle gerçekleştiğini” söyledi.