Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2010 00:00
Uluslararası Hrant Dink Ödülleri, ikinci kez sahiplerini buldu. Vicdani Retçiler Hareketi ile İspanyol yargıç Baltasar Garzon Real ödüllerine kavuşurken, Dink’in eşi Rakel Dink, dün piyasaya çıkan ‘Hrant’ adlı kitabın eşi için bir doğum günü hediyesi olduğunu belirtti.
HRANT Dink Vakfı’nın Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlediği törenle 2’nci Uluslararası Hrant Dink Ödülleri sahiplerini buldu.
Vicdani Retçiler Hareketi ile İspanyol yargıç Baltasar Garzon Real ödüllerine kavuşurken, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, ödülün hafızaları ve vicdanları uyanık tutmak için verildiğini hatırlattı. Törende bir konuşma da yapan Rakel Dink, dün piyasaya çıkan ‘Hrant’ adlı kitabın eşi için bir doğum günü hediyesi olduğunu belirtti.
İspanyol yargıç Real ise daha adil, eşit ve özgür bir toplum için her devletin vatandaşlarını koruması gerektiğini söyledi.
Lale Mansur’un sunuculuğunu yaptığı, Sıla ve Kardeş Türküler’in sahne aldığı geceye, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, BDP Milletvekili Ufuk Uras, Zeynep Tanbay, Serra Yılmaz ve Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin de katıldı. Real’i ödüle layık gören jüride şu isimler yer alıyordu: Adalet Ağaoğlu, Judith Butler, Hasan Cemal, Daniel Cohn-Bendit, Rakel Dink, Alper Görmüş, Amira Hass, Irene Khan, Boris Navasartian.
‘Türkiye, adaleti yerine getirmeli’
ULUSLARARASI İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm eden kararın ardından, Türk yetkililerin Hrant Dink cinayeti davasında adaleti tesis etmek için çabasını ikiye katlaması gerektiğini bildirdi. HRW’nin Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu:
“Hrant Dink cinayetinde adaleti yerine getirme yönündeki çabalar AİHM’nin kınayıcı kararıyla sonlandırılmamalı. Şimdi Türkiye’nin soruşturmayı yeniden açması ve mevcut davadan daha geniş bir alanda yürütmesi gerekiyor. Türk hükümetinin karara ilk tepkisi olumlu bir değişim. Eğer Ankara kararı uygulamak konusunda gerçekten ciddiyse, engelleyici yasaları değiştirerek ifade özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmalı ve konuşma hakkını korumalı.”