Özgür CEBE/DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2008 13:52
DİYARBAKIR’da bir otobüs firmasında hosteslik yaptığı için, ‘aile namusuna leke sürdüğü’ gerekçesiyle 2 kayınbiraderi tarafından baş ve göğüsünden 5 kurşunla vurulduktan sonra bir süre yatalak olarak tadavi görmesine rağmen kurtarılamayan 25 yaşındaki Fatma Tunç cinayetiyle ilgili mahkeme gerekçeli karar açıklandı. Kararda, kadının ‘namus meselesi’ yüzünden öldürüldüğü belirtildi.
Diyarbakır'da Fatma Tunç'un kardeşleri Yunus Akgün ile resmi nikahsız evlenen ve ayrıldıktan sonra bir otobüs firmasında hosteslik yaptığı için ‘aile namusuna leke sürdüğü’ gerekçesiyle 15 yaşındaki İ.A. tarafından öldürülmesi ve bu olayda azmettirici olan 34 yaşındaki Zeki Akgün ile ilgili 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli karar yazıldı.
Kararda, dul ve 2 çocuk annesi Fatma Tunç'un resmi nikahsız evlendiği eşi Yunus Akgül'den bu durumunu gizlediği, çocuklarını eşinin ailesine ‘küçük kardeşleri' olarak tanıttığı, gerçeği daha sonra eşi Yunus Akgün'e anlatması üzerine Afyonkarahisar’da yaşayan ailesinin yanına gönderdiği belirtildi.
Fatma Tunç'un bir süre sonra döndüğü Diyarbakır'da ev kiralayıp çocuklarıyla birlikte kaldığı ve bir otobüs firmasında hosteslik yaptığı belirtilen gerekçeli kararda, bu durumu öğrenen kayınbiraderleri Zeki Akgün ile İ.A.'nın kadını sokakta yakalayıp amcalarına ait eve götürüp sorguladıkları, Zeki Akgün'ün kardeşi İ.A.'ya, “Git tabancayı getir. Kimsenin yüzüne bakamıyoruz, bu kadın kötü yola düşmüş. Bu kadın namusumuza söz getirdi, fuhuş yapıyor onu vur” diyerek azmettirdiği, bunun üzerine sanık İ.A.'nın yengesine 6 el ateş ettiği ifade edildi.
Yunus Akgün'ün bir seyahat firmasında muavinlik yaptığı, eşi Fatma Tunç'un da başka firmada hosteslik yaptığı ve görücü usulüyle evlendikleri belirtilen kararda, sanık Zeki Akgün'ün genç kadını olaydan sonra hastaneye kaldırıp hastane polisine, ‘Araba çarptı' diyerek bıraktığı, soruşturmada gerçeğin açığa çıkması üzerine İ.A.'nın “Bu namus meselesidir, pişman değilim” dediği kaydedildi.
OMURİLİK FELCİ
Kararda, Fatma Tunç'un omurilik felci geçirip yatalak olduğu, daha sonra memleketi Afyonkarahisar'daki Kocatepe Üniversitesi Hastanesi'nde tedavisine devam edildiği, taburcu edilerek eve getirildiği, anne ve babası tarafından altının temizlenmesi sırasında büyük acılar çektiği ve sürekli ölümden söz ettiği ve ölmek istediği bildirildi. Tunç'un tedavisi için Ankara Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden randevu alındığı ancak, aniden fenalaşması üzerine 112 Acil Servis'in eve çağrıldığı, doktor gelene kadar hayatını kaybettiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu raporuna göre sağ boyun, sağ göğüs ve sol kol bölgesindeki 3 isabetin öldürücü mahiyette olduğu, Fatma Tunç'un tüm tedavilere rağmen ateşli silahla vurulması ve 25 Nisan 2007 günü ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu ifade edildi.
NAMUS MESELESİ KANAATİNE VARILDI
Sanık Zeki Akgün’ün olayla ilgisi olmadığını söylemesine rağmen bu savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu belirtilen gerekçeli kararda şöyle denildi:
“Sanık Zeki Akgün'ün olaydan sonra kardeşi İ.A.'nın kendisini telefonla araması üzerine eve gelerek Fatma Tunç’u hastaneye kaldırdığı yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Sanığın kendisine telefon edilmesi üzerine işyerinden eve bu kadar kısa zamanda ulaşması hayatın olağan akışına uygun düşmez. Sanık İ.A.'nın olay sonrası sıcağı sıcağına alınan ifadesinde, ağabeyi Zeki'nin kendisini azmetirmesi ve silahı da kendisine ağabeyinin vermesi nedeniyle olayı gerçekleştirdiği yönünde ifadesi, Fatma Tunç'un dul ve 2 çocuklu kadın olduğunun açığa çıkması ve gönderildiği Afyonkarahisar'dan Diyarbakır'a dönmesi ‘namus meselesi' sayılarak kasten öldürüldüğü sonuç ve kanaatine varılmıştır. Fatma Tunç ile sanıklar arasında yasanın tanıdığı şekilde yenge- kayınbirader ilişkisi bulunmamaktadır. Fatma Tunç'un hayat kadını olduğu biran için kabul edilse bile, resmi anlamda sanıkların yengesi olmadığı için bu durum sanıklar açısından haksız tahrik hükümleri uygulanmasını gerektirmediğinden aksi yöndeki sanık savunmalarına itibar edilmemiştir. Fatma Tunç'tan kaynaklanan bir haksız tahrik bulunmadığı sonucuna varıldığı için sanıklar TCK'nın 81/1 maddesi uyarınca müebbet hapse çarptırılmışlardır. Sanık Zeki Akgün’ün duruşmalardaki olumlu davranışları nedeniyle cezası 25 yıla, kardeşi İ.A.'nın ise yaşının küçük olması nedeniyle cezası 10 yıla indirilmiştir.”