Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE: Deprem: 16 bine yakın ölü (resmi olarak açıklanan sayı) 30 bin civarı yaralı. Yüzlerce çocuk yetim.
YUNANİSTAN: Deprem: 140 ölü, 1700 yaralı
TAIWAN: Deprem: 2000'e yakın ölü, 400 küsur yaralı. (Ölü ve yaralı sayısı her geçen gün artıyor.)
ABD: Kasırga: 40 ölü, onlarca yaralı.
Kriminal olaylar, okul ve kilise katliamları: Binlerce ölü ve yaralı.
KEŞMİR: Savaş: 65 bin kişi ölü, 93 bin kayıp, 15.000 tecavüz.
KOSOVA, KUZEY İRLANDA, DOĞU TİMOR: Savaş: Binlerce ölü ve yaralı.
Ve liste böylece uzayıp gidiyor.
Yukarıda yazdıklarım, dünyada olup bitenlerin yarısı bile değil.
Son yıllarda yaşanan savaşların, doğa felaketlerinin, uçak kazalarının değil bu köşeye, gazete sayfalarına sığmayacağını sanırım hepimiz biliyoruz.
Tüm bunlar, size de Nazım Hikmet'in dizelerini çağrıştırmıyor mu?
Hoşgeldin bebek
Yaşama sırası sende
Senin yolunu gözlüyor
İş kazası
Uçak kazası
Yer depremi
Kuraklık filan
Peki neden hálá bu dünyaya çocuk getirmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyoruz?
Bir bebek doğduğu zaman seviniyoruz?
Sanırım genetik kodlamamız böyle.
Felaketlerin çoğunu yaratan (savaşlar, işkenceler, doğa kirliliği, teknolojik felaketler vs.) bizler de bu dünyanın ve doğanın parçası değil miyiz?
Tabiatın öfkesi
İSTANBUL'da depremlerden dolayı günlerce eve giremedik.
Sonra New York'a geldik, kasırga yüzünden evden çıkamadık.
Bu dünyaya ne oluyor merak ediyorum doğrusu.
Herkes aynı şeyi söylüyor: Acaba Nostradamus haklı mıydı?
Yok canım. O kadar da ileri gitmemek lazım.
Ama gerçekten çok garip şeyler oluyor.
Deprem, hálá canımızı yakmaya devam ediyor.
Buradaki kasırgaysa, geride 40 ölü, 250 milyon dolara yakın hasar bıraktı.
Dünyanın birçok yerinde kontrol altına alınması güç, büyük yangınlar çıkıyor.
Sivrisinekler ölüm saçıyor.
Sanki tabiatın öfkesi üstümüze yağıyor.
Tabii bizdeki depremlerin acısı, diğer felaketlerle kıyaslanamayacak kadar büyük.
Ölü sayısı gittikçe artıyor.
İnsanlar korku içinde.
Dünya da bunun farkında.
Herkes yardım için elinden geleni yapıyor.
AMERİKA'DAN YARDIM
Washington Büyükelçimiz Baki İlkin ve eşi Nur İlkin'in gayretleriyle, Amerika'da depremzedeler adına 20 milyon dolar toplandı.
Bu sayı, her geçen gün çoğalıyor.
New York'taki Birleşmiş Milletler Ataşemiz Günser Eymir, yardım çağrılarına birçok kişinin katıldığını, daha haber duyulur duyulmaz, konsolosluğa çek yağmaya başladığını söylüyor.
Gelen çeklerin büyük bir kısmı da Amerikalılar'danmış.
Musevi-Amerikan Cemiyeti, bir kampanya başlattı ve New York Times gazetesine tam sayfa ilan vererek Türkiye'deki dostları için yardım çağrısında bulundu.
YARDIM KONSERİ
Sivil toplum kuruluşları, yardım amacıyla konser ve gösteriler düzenleyen şirketlere sponsorluk yapıyor.
Bu konserlerden birinden biraz bahsetmek istiyorum.
Ali Sarıkaya ve Serdar İlhan adlı iki gencin New York'ta kurdukları SOON PRODUCTIONS şirketi, 26 Eylül'de bir caz konseri düzenliyor.
Al Di Meola gibi dünyaca ünlü cazcıların sahne alacağı konserde, ben de bir konuşma yapıp Amerikalılara, depremin açtığı yaraların boyutunu anlatacağım.
Amerika'daki Türk Mimarlar ve Mühendisler Cemiyeti'nin sponsorluğunu yaptığı konserin biletleri, 35 ve 40 dolardan satılıyor.
Cemiyet tarafından toplanacak paralar, depremden en çok zarar gören bölgelerden biri olan Gölcük'te okul yapımına harcanacak.
Ayrıca salonda, Kırmızı Haç'ın da para kutuları bulunacak.
Bu konserden, daha sonra detaylı bir şekilde bahsedeceğim.