KIRK üç yıllık usta gazeteci Yener Süsoy, 2006’nın son dakikalarında geçirdiği kalp krizi sonucu 60 yaşında yaşamını yitirdi. İstanbul’da 1947 yılında dünyaya gelen Süsoy, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra mesleğe 1963 yılında Akşam Gazetesi’nde başladı. İlk röportajını büyük ozan Aşık Veysel’le yapan Süsoy, döneminin en ünlü dergileri Hayat ve Ses’teki çalışmalarıyla deneyim kazandı.
HEY DERGİSİ GÜNLERİ
Daha sonra Milliyet Gazetesi’nin çatısı altında 1970 yılında yayımlanmaya başlayan ünlü "Hey" ve "Tele
Magazin" dergilerinin kurucu-yazıişleri müdürlüğünü sürdürdü. Daha sonra Güneş Gazetesi’nde magazin müdürlüğü yapan Yener Süsoy, bu görevinin ardından tekrar Milliyet Gazetesi’ne geri dönerek yazı işleri müdürlüğü yaptı.
KONUŞULAN ÖNEMLİ
1980’li yıllarda Hürriyet Gazetesi’nde çıkan eklerin yazı işleri müdürlüğünü yapan usta gazeteci, basın dünyasında, "Virgülüne Dokunmadan" başlıklı röportajlarıyla da adından söz ettirdi.
Son sekiz yıldır Hürriyet Gazetesi’nde kendine özgü üslubu ve stiliyle kamuoyunun gündemindeki kişilerle ya da gölgede, kıyıda köşede kalmış ünlü isimlerle ilginç röportajlarını başarıyla sürdüren Yener Süsoy’un röportajlarını topladığı "Virgülüne Dokunmadan" adlı kitabı bulunuyor.
Yener Süsoy röportaj tarzını yaptığı kişiler, spordan tekstil setörüne, astrolojiden beyin cerrahisine,
sinema ve sahneden askerliğe kadar çok geniş bir yelpazeye yayılıyordu. Süsoy, röportaj sırasında kişiye geniş bir konuşma özgürlüğü veriyordu. Bu tarzını 2002’de yayımlanan "Virgülüne Dokunmadan" başlıklı kitabında şöyle dile getirmişti:
"Eski ustalarımız, ’Röportajda ne sorduğun değil, ne konuşturduğun önemli’ derlerdi. Ben de 40 yıla yaklaşan meslek yaşamımda hep bu ilkeye sadık kalmaya çalıştım. Karşımdakilere aydın ukalalığı taslamadım, önyargılı olmadım, elimdeki kılıçtan keskin kalemi olay yaratmak için nalıncı keseri gibi hiç sallamadım."
RÖPORTAJ YAPTIĞI ÜNLÜLER NE DEDİGazeteci ve arkadaş olmayı başaran dost
KAYAHAN: Hem arkadaş, hem gazeteci olmayı başarabilen çok iyi bir dostumdu. kendisine Allah’tan rahmet, basın camiasına ve ailesine başsağlığı diliyorum...
Yılbaşından sonra röportaj yapacaktı
TARIK AKAN: Yener benim çok eski bir dostumdu. Şu an şok yaşıyorum. Daha bayram öncesi beni aradı ve ne zaman röportaj yapacağımızı sormuştu. Ben de yeni yıl sonrası yapalım dedim. Sohbet ettik... Kendisi ilk mesleğe girdiğim yıllardan beri çok sevdiğim bir insandı. Çok üzgünüm.
Adam gibi adamdı dostum, ağabeyimdi
İBRAHİM TATLISES: 30 yıllık dostumdu. Adam gibi adamdı, ağabeyimdi, çok üzüldüm. 30 yıldır benim hep yanımda oldu. Kendisini asla unutmayacağım. Yürekten sevdiğim, çok değer verdiğim biriydi. Hayatı boyunca hep düzgün insan olarak yaşadı. Aynı zamanda düzgün insana destek veren biriydi. Geçtiğimiz günlerde Etiler’de restoran açacağımı söyledim. Adını "İbo’s" koymamı önerdi. Avrupa’da hep böyle olduğunu söylemişti. Allah mekanını cennet yapsın, ailesinin basın camiasının başı sağolsun.
Nadir röportaj ustalarındandı
ERDAL ÖZYAĞCILAR:Bugün sabah öğrendim ve mahvoldum. Çünkü çok dürüst, kendine özgü, mesleğine saygılı, hiçbir zaman küçüklüğe, zayıflığa ve basitliğe kaçmamış Türk basınında nadir röportaj yapan ustalardan biriydi. Basının süper starıydı, ama kendini medya starı yapmadı.
İnsanın ruhunun fotosunu çekerdi
ALİ POYRAZOĞLU: Yurtdışındayım, şimdi sizden öğrendim ve çok üzüldüm. Benim arkadaşımdı, Türk basınına çok büyük emekleri olmuş, kalemi güçlü, çok akıllı sorularla insanların ruhunun fotoğrafını çeken, konuştuğu insanlardan, Türkiye’ye kuş bakışı insan manzaraları çıkaran, önemli bir gazeteciydi.
Çok özleyeceğiz
KADİR İNANIR: Çok iyi bir gazeteci, çok iyi bir arkadaştı. Genç yaşta kaybettik, çok iyi işler yapacaktı, ama Allah aramızdan aldı. Tüm basın camiasının başı sağolsun, sevdiklerine ve ailesine sabır diliyorum. Çok üzüldük, özleyeceğiz.
Bana hep yanımda olduğu hissi verdi
KENAN IŞIK: Benim için çok feci bir
haber, çok üzüldüm. O sadece bir gazeteci değildi. Hayatım boyunca bir gazetecinin insanın bu kadar yakın dostu olabileceğini düşünmemiştim, ama Yener benim bu düşüncemi değiştirmişti. Her fırsatta, bayramda, özel zamanlarda, normal zamanlarda insanın çok yakınında olan bir dost olduğu hissini hep verirdi bana. Bu sadece benim için değil, herkes için böyleydi. Çok gençti bir kere. Ölümün genci yaşlısı olur mu bilmiyorum ama benim için genç ölümler biraz daha ağır geliyor. Eşine, akrabalarına ve Hürriyet Ailesi’ne başsağlığı diliyorum.
Mezarının üstüne yıldızlar yağsın
CEM DAVRAN: Çok üzüldüm. Yeni yılın ilk gününün acı sürprizi. Yener Ağabey benim yüreğimden geçen cümlelerle konuşan bir insandı. Ben hayatımda yaptığım en güzel röportajı yaptım onunla. Her ölüm erken ölümdür. Ama bu biraz kabul etmesi zor. Bizim tiyatroda ustalara söylenen sözü çok yakıştırıyorum bu duruma: Üstüne yıldızlar yağsın.
Şaka telefonunu çok özleyeceğim
ŞEHRAZAT: Çok büyük bir duayeni, aile bireyini kaybettik. Şu an şoka girdim. Beni her ay arayıp güldürür ve şakalar yapardı. Onu çok özleyeceğim. Çok kıymetli, çok candan ve kaliteli bir insandı. En çok özleyeceğim şeyi telefonunu... Şekerim diye arardı beni...
Senin gibi birine yakıştı mı şimdi!
NEDİM SABAN: Her zaman sen sorardın! Şimdi ben soruyorum, senin gibi yaşama sevinciyle dolu bir insana ölüm yakıştı mı? Birkaç yıl önce yaptığımız röportaja iletişim fakültesi öğrencisi gibi heyecanla gelen sevgili Yener Süsoy, bimiyorum sana bunu kimse söyledi mi ama sen tanıdığım en fotojenik kişilerden biriydin.
Delikanlı arkadaşım
OSMAN YAĞMURDERELİ: Ölüm iyi bir şey değil, ama yine de Allah’ın çok sevgili kuluymuş ki hiç acı çekmeden öldü. Kendisini çok özleyeceğiz, çok seviyorduk. Benim delikanlılık yıllarımdan arkadaşımdır. Basın dünyasının duayeniydi. Bende yeri çok ayrıdır, ailesine sabır diliyorum, başımız sağolsun.
’Can’a dokunmadan yazan ender insan
Süsoy’un ölüm haberini alınca şoke olduğunu belirten Hülya Avşar şunları söyledi: "Onunla çok eski yıllara dayanan dostluğumuz vardı. Ataköy’den aile olarak tanışırız. Meslek hayatında cana dokunmadan yazan, ender insanlardan biriydi. Çok iyi yazmanın yanı sıra, dosluğu da iyi bilen, çok dürüst bir inandı. Ailesine ve basın dünyasına başsağlığı diliyorum."
Yener Süsoy, 1999 ylında Süleyman Demirel’le yaptıkları röportaj sırasında "Cebinizde neler var" diyerek ceplerini boşalttırmıştı.
Yener Süsoy, Abdullah Gül’le 2002 yılında başbakan olduktan sonra Türk basınındaki ilk röportajlardan birini yaptı.
Süsoy, 2006’daki son röportajlarından birini İstanbul’a gelen efsanevi santranç şampiyonu Kasparov’la yaptı. Ama Kasparov’la satranç yerine tavla oynamayı tercih etti.
CENAZESİ BUGÜNSüsoy’un cenazesi bugün Ataköy 5’inci Kısım Camii’de kılanacak öğle namazından sonra Kazlıçeşme Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecek.