Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2003 01:49
Bankalarını hortumlayan üç grup bana savaş açtı. Bunun arkasında benim Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a yazdığım mektupla, Kelkit'te yaptığım konuşma var.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, İş Bankası'yla ortak oldukları POAŞ'ın bir borcunun taksitlendirilmesi konusunda yayın yapan medya gruplarına meydan okudu. Doğan, ‘‘Hortumcu koalisyonun saldırısına maruz kaldım. Amaçları beni susturmak’’ dedi. Doğan, hortumculardan hesap sorulması için Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a mektup yazdığını açıkladı.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, İş Bankası'yla ortak oldukları Petrol Ofisi'nin (POAŞ) Özelleştirme İdaresi'ne borcunun yeniden yapılandırılması üzerine kendisi aleyhinde kampanya başlatan medya gruplarına meydan okudu. Aydın Doğan, ‘‘Aleyhimde yayın yapan üç grubun sahiplerine bakın. Uzan Ailesi, Dinç Bilgin-Turgay Ciner, Mehmet Emin Karamehmet. Uzan, Bilgin ve Karamehmet kendi bankalarını hortumlamış. Turgay Ciner, Sabah'ın şirketlerini kaçırmış. Bunlar tam bir hortumcu koalisyonu. Beni susturmak istiyorlar’’ dedi.
Aydın Doğan, POAŞ'ın borçları, grubunun durumu ve aleyhindeki yayınlar konusunda Doğan
Haber Ajansı'nın (DHA) sorularını yanıtladı. Doğan'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Bazı yayın organlarında size karşı bir kampanya başlatıldı. Petrol Ofisi'nin (POAŞ) Özelleştirme İdaresi'ne olan borcunu yeniden yapılandırmanız dolayısıyla üzerinize geliyorlar. Nedir bu konu?
- Önce kimmiş bu yayın gurupları ona bir bakalım. Bunlar üç gurup. Benim üzerime gelen gazetelerin sahiplerinin fotoğraflarını alın yan yana bir duvara asın. Bakın nasıl bir tablo ortaya çıkıyor. Başa Uzan Ailesi'nin üç ferdini koyun. İkisi hálá firarda. Adaletten kaçıyor. Öteki Mehmet Emin Karamehmet. Milletin 6.2 milyar dolar parasını hortumlamış. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) akılalmaz bir kıyağı ile bu borcu 15 yıla yaymış. Yani adama, ‘‘Sen bunu ödeme’’ denmiş. Onun yanına Dinç Bilgin'in fotoğrafını asın. Milletin 1.2 milyar dolarını hortumlamış. Bugüne kadar ödediği bir şey yok. Tabii onların yanına da Sabah'ın yeni sahibi Turgay Ciner'in fotoğrafını asın. Bilgin'in tedbir altındaki şirketlerini kaçıran adam. Kimdir bunlar? Benim hakkımda yayın yapan yayın organlarının sahiplerinin bu kişiler olması bir tesadüf olabilir mi?
Yani karşınızda bir hortumcu koalisyonu mu var diyorsunuz.
- Aynen böyle diyorum. İster hortumcu koalisyonu, ister hortumcu ittifakı, ister hortumcu dayanışması deyin. Neticede ben işte koalisyonunun şantaj saldırısına maruz kaldım.
Bunun sebebi ne?
- Bunun arkasında üç neden var. Birincisi ben bundan bir süre önce Cumhurbaşkanına, Başbakana ve BDDK Başkanına birer mektup yazdım. Bu mektupları bugüne kadar kamuoyuna açıklamadım. Çünkü özel mektuplardı. O mektuplarda Türkiye'yi ağır ekonomik krize sokan 10 ailenin 5'inin medya sahibi olduğunu ve bunların hortumladıkları parayı ödememek ve cezasını çekmemek için bütün devlet kurumlarına şantaj yaptığını belirttim. Devletin bu tarihi yolsuzluğun mutlaka üzerine gitmesi gerektiğini yazdım.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN’A MEKTUP YAZDIM
Bu konuda bir öneriniz oldu mu?
- Evet Cumhurbaşkanı ve başbakandan medyadaki şantaj olayının üzerine gitmelerini ve medya soygunun önlemelerini istedim. Ayrıca ben medya konusunda yapılacak bir araştırmada gönüllü olarak sanık sandalyesine oturmaya hazır olduğumu bildirdim.
İkinci sebep nedir?
- İkincisi bundan üç hafta önce Kelkit'e yaptırdığım organik tarım tesisleri ve yüksek okulun açılışındaki konuşmam. O konuşmada, başbakandan ve devletin bütün kurumlarından hortumcuların üzerine gitmelerini istedim. Yolsuzlukla, hortumculukla, hırsızlıkla, mafya ile mücadele eden herkese, her siyasi partiye ve kuruma elimden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğumu açıkladım. Üçüncü konu ise Doğan Gurubu'nun gazete ve televizyonlarının yayıncılık ilkeleri çerçevesinde yolsuzluk ve hortumculuk üzerine gitmeleri. Tabii bütün bunlar önüne geleni şantajla sindirmeye alışmış bu üç gurubu sinirlendirdi. Çünkü tezgahları bozuldu.
HORTUMCULARIN ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL BENİM
Üç medya gurubu sizi susturmak mı istiyor?
- Evet, bu üç hortumcu ailenin tek amacı beni susturmak. Çünkü bugüne kadar ellerindeki medya organlarını kullanarak herkesi şantaj ve baskıyla korkuttular. Bir kuruş para ödemediler. 25-30 milyar doları hortumlayıp, ceplerine attılar. Şimdi önlerindeki tek engel benim. Beni sustururlarsa, sıra siyasetçilere, bürokratlara, hakim ve savcılara gelecek. Onlar da susturulunca rahatlayacaklar. Bu yayınlarla bana şu mesajı vermek istiyorlar: ‘‘Aydın Doğan sesini kes. Biz işimizi halledelim. Eğer oyunumuzu bozmaya kalkarsan, sana yapmadığımızı bırakmayız.’’
Hortumcu sürüsü beni susturamazAleyhinize yapılan yayınlara karşı tavrınız ne olacak?
- Asla... Ben artık bu iftiralara alıştım, şerbetlendim. Beni susturamazlar. Beni bugüne kadar ne terör örgütleri, ne siyasi iktidarlar, ne mafya ne de bu hortumcu sürüsü susturabildi. Bugünden sonra da susturamazlar. Buradan aynı şekilde meydan okuyorum. Meclis bu işe el atsın. Bakın bu iftiralar bile medyanın ne halde olduğunu gösteriyor. Her şirketin yaptığı normal bir borç yapılanmasını nasıl iftira ve şantaja çeviriyorlar. Bana bunu yapan, öteki işadamına, siyasetçiye, hakime savcıya ne yapar varın siz düşünün. Ben susmayacağım. Kapalı kapılar ardında bu milletin parasının üzerine oturmak için yapacakları bütün kirli pazarlıkları tek tek ortaya çıkaracağım.
Hakkımda tek yolsuzluk davası yok, onun için rahat uyuyorum
Bu yayınlardan hiç etkilenmiyor musunuz? Hiç korkmuyor musunuz?
- Niye korkayım. Bakın ben, 35 yıldan beri bu ülkenin en yüksek seviyede vergi veren insanları arasında yer alıyorum. Kazandığım her kuruşun vergisini veriyorum. Bir de onlara bakın. Bugüne kadar hangisini vergi dairesinde gördünüz? Şu kadar yatırım yaptık, bunu yaptık diyorlar. Hangisi bu kazançlarından verdiği vergilerden dolayı bir ödül aldı? Bir de bana bakın. Benim bu devlete tek kuruş vergi borcum yok. Daha da ileri gideyim. Tek kuruş KDV, sigorta primi borcum yok. Hakkımda açılmış bir tek yolsuzluk, hortumculuk davası yok. Bankamı hortumlamamışım. O yüzden benim içim çok rahat. Akşam yastığa başımı koyduğum zaman rahat uyuyorum. Bir vatandaş olarak devletle aramdaki bütün maddi, manevi sözleşmelerin şartlarını yerine getirmişim. Dolayısıyla niye korkayım. İstediklerini yazsınlar.
Yatıma Türk bayrağı çektim 1 milyon dolar fazla ödedim
Yatınızı, uçağınızı satın diyorlar.
- Evet benim yatım var. Evet uçağım var. Her birinin vergisini takır takır ödemişim. Her ikisi de Türk bayraklı. Üstelik yatıma Türk bayrağı çekmek için 1 milyon dolar fazla ödedim. Onların, hortumladıkları paralarla bile yabancı bayrak çektiklerini henüz unutmadık. Ama size bir şey söyleyeyim. Bana yatını sat diyenler acaba, milletin hortumladıkları parasını ödemek için dışarıdaki hesaplarından kaç kuruşu getirmişler? Boğaz'daki yalılarından, dışarıdaki evlerinden, şirketlerinden mi vazgeçmişler. Şimdi bu kirli ittifak çıkmış benden hesap soruyor. Güya beni korkutup sindirecekler. Ben bu ülkenin dürüst işadamlarının hepsinin uçağı, yatı olsun isterim. Yeterki namuslu yoldan para kazansınlar, vergilerini versinler.
BDDK Başkanı'na uyarım, gazeteci arkadaşlara çağrım var
Bunların üzerine gitmeye devam edecek misiniz?
- Kesinlikle gideceğim. Bu hortumcu koalisyonu, elinden geleni ardına koymasın. Bana hangi iftirayı atarsa atsın. Ben buradayım. Hem onlara hem Türk halkına namuslu ve dürüst insanların da en az hortumcular kadar cesur olabileceğini ispatlayacağım. Buradan bu üçlü ittifakın hepsine çağrı yapıyorum. Cesaretleri varsa, yürekleri varsa, hálá halkın önüne çıkma cesaretleri varsa, gelsinler istedikleri televizyon kanalında tartışalım.
Bir de gazeteci arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Bu hortum koalisyonu yüzünden sektörümüz iyice kirlendi. Bunu yine sizler temizleyebilirsiniz. Alın teybinizi gelin.
İstediğiniz soruyu sorsun. Sorduğunuz her soruya cevap vermezsem namerdim. Alın açıkladığım rakamları inceleyin. Uzmanlara inceletin. Benim alnım ak. Ben her soruya cevap veririm. Siz bunu hortumcu koalisyonunun gazetelerinde yayınlatabilir misiniz mi bilmem..
Son sözüm BDDK Başkanı'na. Bu ülkenin bu milletin 25-30 milyar dolar parası hortumlandı. Bugüne kadar ne yaptınız? Adamlar tek kuruş ödemiyor. Hepimizle alay ediyor, hálá şantajlarına devam ediyor. Siz ne yapıyorsunuz? Gözünüzün önünde şirketlerini kaçırıyorlar. Ama siz onlara bir şey yapmıyorsunuz, yaptığınız 15 yıllık ‘Ödememe’ anlaşmalarını ayrıntılarını hálá halktan ve siyasilerden saklıyorsunuz.