OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 19, 2002 00:00
Bu hafta gösterime giren Signs (İşaretler) filmi, başrol oyuncusu Mel Gibson’la olduğu kadar, yönetmeni M. Night Shyamalan'la da seyirci çekiyor. Çünkü herkes bu Hintli-Amerikalı yönetmeni, Altıncı His ve Ölümsüz filmleriyle tanıyor. Öteki dünya ve parapsikolojiyle ilgilenenler onun adını duyunca hemen sinemaya koşuyor.Gerçek adı Manoj Nelliyattu Shyamalan. ABD'deki adı ise M. Night (Gece) Shyamalan. 6 Ağustos 1970'de Hindistan'da Madras eyaletinde dünyaya geldi. Ama doktor olan anne babası ABD'ye göç ettiğinden o da Philadelphia'da büyüdü. Sekiz yaşındayken babası ona bir Super-8 kamera hediye etti. Her iki vatanı da sinemada bu kadar iddialı olduğuna göre, Night Shyamalan'ın henüz 17 yaşındayken kendi kendine 45 amatör
film çekmesine, Spielberg'e hayranlık duymasına ÅŸaÅŸmamalı. Shyamalan Katolik okullarında okudu. Gerçi katolik deÄŸildi, küçükken babasının hediye ettiÄŸi, içinde Sanskritçe yazılar olan muskayı boynundan hiç çıkarmıyordu, ama katolik öğretiler geleceÄŸini etkiledi. Filmlerinde seçtiÄŸi parapsikolojik konuları onun Hintli oluÅŸuna ve UzakdoÄŸu dinlerine baÄŸlayanlar yanılıyor: Shyamalan Hint felsefesinden olduÄŸu kadar, hatta ondan çok, Hıristiyan mistisizminden, katolik öğretilerden yola çıkıyor. 1992'de Tisch Sanat Okulu'ndan mezun olur olmaz ‘‘Praying with Anger’’ adlı ilk uzun metrajlı filmini çekti. 1998'de ‘‘Wide Awake’’ adlı ikinci filmini yaptı. Ama asıl baÅŸarıyı 1999'da çevirdiÄŸi Sixth Sense (Altıncı His) filmiyle, henüz 29 yaşındayken yakaladı. Ölülerle diriler arasındaki iletiÅŸimi ele alan bu ilginç filmin baÅŸrolünde, o sıralar hafif hafif gözden düşmeye baÅŸlayan Bruce Willis oynuyordu. Film sadece onun için deÄŸil, küçük oyuncu Haley Joel Osment için de büyük bir çıkış oldu. O yıl, Altıncı His, Yıldız SavaÅŸları I filminden sonra, dünyanın en iyi giÅŸe hasılatı yapan ikinci filmi haline geldi, 6 dalda Oscar'a aday gösterildi.Artık genç Shyamalan, Hollywood'un yeni dahisi ve yıldızı haline gelmiÅŸti. Aynı yıl küçük bir farenin maceralarını anlatan Stuart Little filminin senaryosunu yazdı ve bu da baÅŸarı listesine eklendi. 2000'de yine Bruce Willis'le birlikte ikinci parapsikolojik filmi Unbreakable'ı (Ölümsüz) çevirdi. Bu film her ne kadar Altıncı His kadar baÅŸarılı olmadıysa da, artık Shyamalan'ın şöhreti kanıtlanmıştı. Her yerden teklifler yağıyordu. Ama Shyamalan, Spielberg'den gelen Indiana Jones'un dördüncü filminin yönetmenliÄŸi teklifini reddetti. Harry Potter'ın üçüncü filmini çekmesi için yapılan öneriyi de geri çevirdi. Bunların yerine, kendi projesi olan Signs (Ä°ÅŸaretler) filmini çekti. BaÅŸrolünde Avustralyalı ünlü oyuncu Mel Gibson'ın oynadığı film, diÄŸerleri gibi yine öteki dünya, günah, inanç ve inançsızlık gibi Shyamalan'ın sevdiÄŸi temaları ele alıyordu. Bu hafta Türkiye'de gösterime giren film, dünyada çok iyi bir giÅŸe hasılatı elde etti.Shyamalan'ın yükselen şöhretini, üç filmi için aldığı ücretlerle de ölçebiliriz: Altıncı His için 3 milyon dolar (1999), Ölümsüz için 10 milyon dolar, Ä°ÅŸaretler için 12 milyon 500 bin dolar... Kapris yapan starlara uyarıTelevizyonun yarattığı sanal dünyayı eleÅŸtiren Truman Show adlı filmle adını duyuran Andrew Nicol ÅŸimdi Simone adlı filmle silahı Hollywood'a çeviriyor. Filmin en ağır topu Al Pacino. Dijital aktris Simone'u, 24 yaşındaki Kanadalı model Rachel Roberts canlandırıyor. Al Pacino, umutsuzca hit bir film yapmaya çalışan film yapımcısı olan Viktor Taransky'i canlandırıyor. Taransky'nin yıldız oyuncusu kapris yapıp seti terk edince film yarıda kalıyor. Taransky, gerçekte var olmayan dijital bir aktrisle yarıda kalan filmini bitiriyor. Sonuç inanılmaz. Dünyanın ilk dijital kadın oyuncusu olan Simone bir anda herkesin sevgilisi oluveriyor. Yalnız tabii kimse Simone'u canlı olarak göremiyor. Bu durum basını çılgına çeviriyor. Taransky'nin, Simone'un gerçek kimliÄŸini saklamaya çalışırken yaÅŸadıkları gerçekten komik.Ä°rlanda'nın trajik günü30 Ocak 1972'de Ä°ngiliz askerleri, Kuzey Ä°rlanda'nın Derry ÅŸehrinde düzenlenen insan hakları yürüyüşüne katılan 13 sivili öldürdü ve bu olay tarihe Kanlı Pazar olarak geçti. Kanlı Pazar'ın 30'uncu yıldönümünde çekilen Bloody Sunday (Kanlı Pazar) filmi, ÅŸafaktan alacakaranlığa kadar bir gün içinde, binlerce askeri bölüğün, kuÅŸatılmış ÅŸehrin sokaklarına gelmesini, kalabalığa atış açışını ayrıntılarıyla anlatıyor. Senaryo yazarlığını ve yönetmenliÄŸini Paul Greengrass'in yaptığı filmde James Nesbitt, Tim Pigott-Smith, Nicholas Farrell oynuyor. Bu film, bu yıl Berlin Film Festivali'nde En Ä°yi Film ödülü aldı. Â
button