Hollywood filmleri Osmanlı minyatürlerine dönüşürse

Güncelleme Tarihi:

Hollywood filmleri Osmanlı minyatürlerine dönüşürse
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2013 09:24

Dumlupınar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu Murat Palta, bitirme tezi olarak “Minyatür Tekniğiyle Film Afişleri” konulu bir çalışma yaptı. Bu tez Palta’nın sadece mezun olmasına değil, bir Brezilya dergisi için de kapak tasarlamasına imkan sundu.

Haberin Devamı


Hollywood filmlerini minyatür tekniğiyle tekrar tasarlayan genç yetenek, Brezilya’da yayımlanan kültür sanat dergisi Piaui’nin dikkatini çekmeyi başardı. Derginin Temmuz sayısında kapak konusu olan Gezi Parkı olayları için 23 yaşındaki Palta’nın bir tasarım yapması teklif edildi.

Genç tasarımcı, Gezi Parkı olaylarının simgesi haline gelen “kırmızılı kadın” figürüne yer verdiği tasarımıyla ilgili çalışmalarını sürdürürken Brezilya’da da benzer eylemlerin yaşanması nedeniyle çalışmasına ülkenin bayrağının da eklenmesi istendi.

Derginin Temmuz sayısı basım aşmasındayken, benzer bir tasarım NTV Tarih dergisinin son sayısının kapağında da yer aldı. Sosyal medyada büyük yankı uyandıran görsel nedeniyle derginin kapatıldığı iddia edildi. Bu dönemde Palta ise Brezilya’dan oldukça olumlu tepkiler aldı.

Haberin Devamı

Genç tasarımcı, Osmanlıya dayanan minyatür sanatını modern teknolojiyle buluşturma hikayesini hurriyet.com.tr’ye anlattı…

STAR WARS FİLMİNİ TÜRKLER ÇEKSE...”

Böyle bir çalışma yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

Çalışma, 2012 yılında Dumlupınar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Bölümünde bitirme tezi olarak belirlenmişti. Bu tarihten bir sene önce kardeşimle Star Wars izlerken “Bu filmi Türkler çekse nasıl olurdu?” şeklinde konuşmamızın üzerine bunu resimleyip, internete yüklemiştim. Gelen olumlu tepkiler üzerine sonraki sene bunu bitirme tezi olarak seçmeye karar verdim. Yine de, sadece hoş göründüğü ya da eğlenceli bir konu olduğu için değil, işaret etmesi gereken şeyler olduğu için de böyle bir şeye giriştim.

İşaret etmesi gereken şeyler?

Şimdiye kadar Türkiye, grafik sanatlar konusunda aşağı yukarı aynı şekilde varlığını sürdürmüştür: Batı’da bir akım ya da tarz patlama yaratır, tüm dünyaya yayılır, Türkiye’de bunu (genel olarak geriden) takip eder. Zamanın anlayışını yakalamak kötü bir şey değildir elbette fakat sürekli bu şekilde ilerlediğinde kullan-at tarzı bir durum oluşuyor. Bu da karakteristik bir çizgi çekme konusunda sıkıntı yaşatır. Japonya’nın Kore’nin illüstrasyon tarzı bellidir. İran, geleneksel kaligrafi sanatını modern grafikte de kullanmaktadır ve bu tarz posterler konusunda dünyada önemli bir yeri vardır. Fakat Türkiye için böyle bir şey söz konusu değildir. Ya geleneksel çalışmaları sürekli tekrar etmişizdir ya da modern neyse onu yakalamaya çalışmışızdır. Ben de geleneksel bir tarzın modern platforma aktarılmasının gerekliliğine dikkat çekmek istedim.

Haberin Devamı

Neden minyatür tercih ettin?

Geleneksel-modern sentezi nedenlerden biriydi. Bir diğer husus da doğu-batı sentezidir. Yaklaşık üç yıl önce Macaristan’dayken ellili yaşlarda bir bayanla tanışmıştım. Grafik okuduğumu öğrenince kendisinin on sene Hindistan’da kaldığını, bu dönemde grafik tasarım kursuna yazıldığını ve geleneksel Hint süslemelerini dijital ortama aktarıp tişört baskılarına uygulayarak iyi bir para kazandığını anlatınca aynı durumu kendi ülkem için düşündüm. Yabancı biri gelip bizim süslemeleri bu şekilde kullansa rahatsız olurdum. Başkasının kullanmasından dolayı değil, bizim daha önce kullanmamış olmamızdan dolayı… Dolayısıyla kendi içimizde kullandığımız bir tarz yerine, batının da dikkatini çekebilmek için böyle bir sentez oluşturuldu.

Tezi hazırlamamdaki üçüncü ve son sebep ise film ve edebiyat kültürünü çok sevmemdir. Film temalı çalışmaların yanısıra, H.P. Lovecraft hikâyeleriyle bağlantılı iki çalışma şu an Philedelphia’da karma bir sergide sunumda.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!