Hollywood Afrika'ya taşınıyor

Güncelleme Tarihi:

Hollywood Afrikaya taşınıyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2000 00:00

Haberin Devamı

Şu sıralarda Afrika'nın güzelliklerini, acımasızlığını, sorunlarını konu alan filmler birbiri ardına vizyona giriyor. Genelde maceracı tiplerin ve safariye gidenlerin mekanı olan Afrika, artık film dünyasında da önemli bir merkez sayılıyor.

Afrika filmlerinin sonuncusu olan ‘‘I Dreamed of Africa’’, Kim Basinger ile Vincent Perez'in baş rollerini oynadıkları gerçek bir yaşam öyküsü. Kuki Gallman ve eşi Paolo'nun Afrika'daki serüvenleri, gerçekçi bir anlatımla gözler önüne seriliyor. Afrika’nın soluk kesen doğal güzellikleri, kararlı bir çiftin güçlüklere karşı direnişi bu filmi yılın önemli filmleri arasına sokmaya yetecek.

Filmciler, ‘‘Kamera Afrika'yı seviyor’’ diyorlar. Gerçekten de öyle... Son zamanlarda Afrika konulu filmlerin sayısının artması bir rastlantı değil. Hollywood, yıllardır Afrika'yı bir film seti olarak değerlendiriyor.

1986 yılında çekimleri tamamlanan ‘‘Out of Africa’’ sinemaseverlerin Afrika sevgisini ve merakını körükledi. Meryl Streep ile Robert Redford'un baş rollerini oynadıkları film, yazar Karen Blixen'in anılarından uyarlanmıştı. Yazar, anılarının bir bölümünde ‘‘Afrika'nın yüksek tepelerindeki hava, şarap gibi beni sarhoş ediyordu. Afrika'da sürekli çakır keyiftim’’ diyor.

30'lu yılların Afrika'sı

Hollywood, Afrika'nın ve özellikle Kenya'nın insanı düşler kurmaya yönlendiren tılsımını çok önceden, 1929 yılında keşfetmişti. Sinemanın ilk sesli filmlerinden biri olan ‘‘Tüccar Horn’’un çekimleri için yönetmen W.S. Van Dyke ile ekibi yedi ay Afrika'da kaldılar. Bu film, ünlü yazar Ernest Hemingway dahil, pek çok kişiye Afrika sevgisini aşıladı.

1932'den sonra Afrika, ruhlarını arayan, ilkel hayatın özlemini duyan kişilerle ilgili öykülere mekan oldu. Baş rollerini Ava Gardner, Grace Kelly ve Clark Gable'ın üstlendikleri ‘‘Mogambo’’ Afrika'da çekilen önemli bir aşk ve macera filmiydi.

Ernest Hemingway, Afrika sevgisini ‘‘Kilimanjaro'nun Karları’’ isimli öyküsünde dile getirmişti. Amerikalı filmciler, Hemingway'in öyküsünü filme çekmek için Afrika'ya gitmekten kaçınmadılar.

Filmcilerin Afrika'yı doğal film seti olarak kullanmalarının pek çok nedeni olabilir. Rahat koltuklarında ‘‘karanlık kıta’’nın gerçeklerini merakla izleyen sinema seyircileri bu filmler sayesinde Afrika'ya daha çok ilgi duymaya başladılar. Orayı gidip kendi gözleriyle görmek isteyenler giderek çoğalıyor. Kenya'da kurulan doğal parklar, safari bölgeleri, Avrupalı ve Amerikalı'larla dolup taşıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!