Güncelleme Tarihi:
Şurası kesin.
Başbakan Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e yaptığı çağrıyı dün gece öğrenseydim, “Yarını değil”, “O an’ı bile bekleyemez hemen yazardım.
Derdim ki;
“Fethullah Gülen Hoca, bu çağrıya kulak verip, gurbeti bitirmeli.”
Ne yazık ki, Almanya’daydım.
Özel bir yemekteydim ve kimse de arayıp bunu haber vermemişti.
Gecikmiş bir yazıdır.
“Yarını bekleyemedim” logosunu hak etmeyen, çok gecikmiş bir yazıdır.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fethullah Hoca’ya dönme çağrısını yaptığında bu kadar yankı bulmamıştı.
Oysa önemliydi.
Sadece etkili bir siyasetçiden değil; Duyarlığı olan bir insandan geliyordu.
Hoca’ya yakın gazeteler bile bu çağrıya iştiyakla cevap vermemişti.
Kendi kendime, “Herhalde orada kalmayı kendi açısından daha doğru buluyor” demiştim.
“Taktik bir gurbet” herhalde demiştim.
Evet; haksız, çok haksız bir gurbetti.
Hoca o gurbeti gerektirecek bir şey yapmamıştı. Ona yapılan haksızlıktı ve dönemin, mutad aptallıklarından, hoyratlıklarından biriydi.
Basbaya sürgündü onunki..
Şimdi şartlar, hava, iklim, dönem değişti.
Artık orada kalmasını gerektirecek bir şey yok.
Eğer o, tercih edilmiş, “Şahsi bir inziva” değilse;
Eğer oradaki gurbet, gurbet değil de, şuurlu ve taktik bir ikamet değilse;
Hoca’nın dönmesi açsından şartlar oluşmuş demektir.
Ama;
Eğer ülkenin demokratik iklimini hala uygun bulmuyorsa;
Adaletinden hala şüphesi varsa;
Polisi ona hala güven vermiyorsa;
Tabii ki karar kendisinindir.
Ama;
Buradaki çağrı, herhangi birinin ağzından çıkmadı.
Ülkenin en etkili yöneticisinin ağzından çıkan bu sözler bir garantidir.
O çağrıya ben de bütün kalbimle katılıyor ve diyorum ki;
“Hocam artık dönün;
Oradaki inziva, burası için bir ayıp haline dönüşüyor..
Oradaki ikamet, Burada yapılan bazı yanlışlıkları da sizin hanenize yazıyor.
Oradaki gurbet, burada dedikoduya dönüşüyor.
“Sağlık sebebiyle kalıyorum” gerekçesi, dünyanın en önemli tıp merkezlerinden biri haline dönüşen Türkiye’ye haksızlık oluyor.
Başbakan haklı…
Bitsin artık bu gurbet.
Sizi yakın gazetelerin bugün bu haberi veriş biçimine baktım;
Doğrusu umutlandım.
Eğer o manşetler, buradaki yakınlarınızın da duygularını yansıtıyorsa;
Bitirin artık bu gurbeti.
Dönün yuvanıza, İzmir’inize, Karabağlar’ınıza..
Hem hasret bitsin, hem de burada sizin adınıza yapılan haksızlıklara, bir hat çekin.