Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2001 02:00
TL için özel cuma hutbesi, dün camilerde okundu. Sultanahmet Camii'nde hutbe dinleyen cemaat, "Hocam, ülkeyi bu hale getirenleri de anlat" dedi.
Dün camilerde TL'ye itibar kazandırmak için hazırlanan özel cuma hutbesi okundu. Sultanahmet Camii'nde hutbeyi dinleyen cemaat ile hoca arasında ilginç diyalog yaşandı. Cemaat, Türkiye'yi bu hale getiren siyasetçilerin isimlerinin de camilerde okunmasını istedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, ‘‘Türk Lirası'na itibar’’ kampanyasına destek için hazırladığı hutbe, dün cuma namazında camilerde okundu. İstanbul'un en büyük cemaatine sahip Sultanahmet Camii'nde İmam Osman Nuri Bedir tarafından okunan ‘‘TL'ye destek’’ hutbesi cemaat üzerinden genellikle olumlu etki yaptı. Ancak bazı vatandaşlar hutbeyi fazla dünyevi ya da ekonomik buldular. Namazdan sonra Osman Nuri Bedir Hoca ile musafa yapmak ve sohbet etmek isteyen vatandaşlar ile hoca arasında da ilginç diyaloglar yaşandı.
Bir vatandaş hocaya, ‘‘Hocam hutbe iyiydi de ülkeyi, sözünü ettiğiniz enflasyonist düzene ve bugün içinde bulunduğumuz duruma getirenleri de tek tek söyleseydiniz daha iyi olurdu’’ dedi.
Osman Nuri Bedir Hoca bu vatandaşın çıkışını tebessümle karşıladı ve ‘‘Hayır. Bize düşen görev birleştirici olmak. Müminleri birliğe ve ümitli olmaya davet etmektir. Hutbemiz de bu amaçla hazırlandı ve inşaallah amacına ulaşır’’ diye cevapladı.
Bir başka vatandaş ise suçluların açıklanmasını isteyen vatandaşa, ‘‘Ne suçlusu kardeşim. Suçlu aramayın hepimiz suçluyuz’’ şeklinde karşılık verdi.
Çoğu, cami cemaati olan esnaf ise dövizdeki hızlı artışın sebep olduğu işsizliğin sadece ‘‘hutbe okutarak’’ çözümleneceğine inanmıyor.
Yenicami, Sultanahmet ve Yenibosna çevresinde görüşlerini aldığmız esnaf, krizin başlangıcından beri işlerin hiç düzelmediğini, önceki yıllara göre esnafların durumunun çok kötü olduğunu söyledi. Bazı esnaflar hükümetin krizi aşmak için hutbe okutmaktan başka tedbirler alması gerektiğini düşünse de hepsi TL'ye itibar kazandırma kampanyalarına ve cuma namazı hutbesinde de bu kampanyanın desteklenmesine olumlu bakıyor.
Başbakanlık imamı hutbeleri karıştırdı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ülke genelindeki camiilerde ‘‘Türk Lirası'na itibar’’ hutbesinin okunmasına ilişkin önerisine karşın Başbakanlık mescidinde ‘‘İslam Dini'nde selamlaşmanın önemi’’ hutbesi okundu. Sadece Cuma günleri görevli olan imam, Cuma hutbesinde selamlaşmanın İslam'daki önemi konusuna değinirken, Hazreti Muhammed'in ‘‘En güzel şey
yemek yedirmek ve selamlaşmak’’ hadisini örnek olarak verdi. Başbakanlık imamı, ‘‘İlk selamlaşma Hazreti Adem ile Havva arasında gerçekleşmiştir’’ dedi.
Vatandaş ‘hutbe yetmez’ diyorYusuf Gider (Şarküteri sahibi):
Vatandaşın hutbeye itibar edeceğini sanmıyorum. Çünkü okuma yazma bilmeyen vatandaşlar bile neredeyse kambiyo uzmanı olmuş durumdalar. O kadar duyarlı olsaydık zaten bu noktalara gelmezdik.
Sadi Sokulgan (Taksici): Hutbenin bu konuda etkili olacağına inanmıyorum. Yine de hutbe ile insanlarımızın artık dolardan vazgeçmesi gerektiğinin söylenmesini yararlı buluyorum.
Avni Özyer (Lokantacı):
Diyanetin hutbesi, vatandaşa TL'nin önemini hatırlatır ama etkisi olur mu belirsiz. Paranın isminin değişmesi veya sıfır atılması gibi teklifler anlamsız.
Erol Yakut (Çay ocağı sahibi): Aslında siz bu meseleyi Ecevit'e sorun. İşlerimiz 1 yıldır berbat. Hutbede de bu konunun işlenmesi çok iyi oldu. Ben bir dönem yurtdışına da gitmiştim. Kimse dolarla alışveriş yapmıyordu.
Demirel, TL hutbesi dinledi9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, cuma namazını Dolmabahçe'deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'nde kıldı. Demirel, camide DTP Genel Başkanı İsmet Sezgin tarafından karşılandı. Türk Lirası'na itibar kazandırma amacıyla camilerde ortak olarak verilen hutbe, İmam Necati Dönmez tarafından okundu. Milli iradenin, milli hákimiyetin ve hükümranlığın en önemli göstergelerinden ve sembollerinden olan liraya gereken değerin verilmesi istenilen hutbede özetle ‘‘Ürettiğinden fazlasını tüketen, hem de borç alarak tüketen değil, üreten insanlar olmalıyız, paramızı dolara, marka, dövize değil, üretime yönlendirmeliyiz’’ denildi.