Güncelleme Tarihi:
BABA MESLEĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ
Sizi tanıyalım, kimdir Hüseyin Ök?
45 yaşındayım. Makine mühendisiyim. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Makine Mühendisliği Fakültesi’ni, 1997 yılında tamamladım. İstanbul’da yükseklisans yaparken aynı zamanda çalıştım. 1999 yılında Denizli’ye döndüm. Babam da makine mühendisi, Denizli’de serbest çalışıyordu. Birlikte kendi işimizi kurduk.
Nasıl tanıştınız?
Hüseyin Ök: İstanbul’da 6 yıl kalıp Denizli’ye dönünce eski çevremiz kalmamış, İstanbul’daki arkadaşlar Denizli’ye dönmemiş, lise camiamız dağılmış. Birkaç arkadaşım ve şirket sahibi olduğum için bankacı dostlarım oldu. Bankacılarla bir akşam yemeğe çıktık; grubun arasında Nilgün’ün de ortak arkadaşları varmış. O yemekte tanıştık Nilgün’le.
MASADA SİNİR OLDUĞUM TEK KİŞİ HÜSEYİN’Dİ
Nilgün Ök: Kendi aile firmamızda finansmana baktığım için benim de bankacı arkadaşlarım vardı. O akşam masada sinir olduğum tek kişi vardı o da Hüseyin’di. Ben ‘a’ dedim, o ‘z’ dedi. Arkadaşım Şükran ile bir şey diyoruz, hoop Hüseyin bize laf çakıyor. Karşılıklı gerildik o akşam. Bir süre sonra bizim işyerinin açılışına geldi. Bizi görenler ‘Nilgün ile Hüseyin ne kadar yakışıyor’ demiş.
KAPI AÇILDI ADAMIN ÜSTÜNE NUR YAĞDI
Üçüncü karşılaşmamızda havuzdaydık. Şükran ile havuza gittik, Hüseyin ile arkadaşının olduğu şez-
longta yer varmış yanlarına gittik. Önyargılar o havuzda kırıldı. Üzerinden 6-7 ay geçti, Denizli’de gece sineması açıldı. Arkadaşlarla sözleştik sinemaya gideceğiz ama ben biraz geç kalacağım. Hüseyin’in geleceğini bilmiyordum. Gittim, herkes içeri girmiş Hüseyin beni bekliyor kapıda. Salonun kapısı açıldı, adamın sanki üstüne bir nur yağdı, ışıl ışıl parladı, inanılmazdı. ‘Beni niye beklemiş acaba’ diye düşündüm tüm film boyunca.
SİNEMA KAPISINDA BEKLEYİŞ PLANLIYDI
Hüseyin Ök: İlk yemekte koymamıştım aklıma ama sonrasında kader işte. Evlerimiz çok yakınmış. Üniversite yıllarında Nilgün gelir, arabasını park ederdi. ‘Bu niye geldi, neden buraya arabasını park ediyor’ falan derdim. Babalarımızın iş yerleri aynı iş hanındaymış, benim babam Nilgün’ün babasını çok eskiden, memurluk zamanından tanırmış. Havuz olayında kaynaştık biz. Benim için de orası çok kıymetliydi. Sinema olayı planlıydı, kapısında bekleyişim de.
EVE ÇİÇEK GÖNDERDİM
Evlilik teklifi?
Hüseyin Ök: Sinemanın ardından daha sık görüşmeye başladık. 12 Şubat’ta evlenme teklifi ettim. Hızlandırılmış bir evlilik teklifim oldu. Nilgün’den habersiz eve çiçek gönderdim.
Nilgün Ök: Evlilik teklifim eve çiçekle geldi. Hüseyin’i abim ve annem biliyordu. Babamın evde olduğu saatlerdi. Kapı çalıyor, babam açıyor. Babam çiçeği alıp anneme sesleniyor, ‘Nilgün’e çiçek gelmiş’. Annem hemen çiçeği ve notu alıyor; Hüseyin’in yazdıklarını okuya okuya da benim olduğum odaya geliyor. Kartta, ‘Benimle evlenir misin?’ yazıyor. O gün akşam babama açıklamak durumunda kaldım. Bir hafta sonra isteme oldu.
Hüseyin Ök: 14 Şubat Sevgililer Günü’nde de yemeğe çıktık ve resmi, yüz yüze teklifimi yaptım. 20 Mart 2004’te nişanımız, 7 Ağustos’ta da düğünümüz oldu.
İLK ANNELER GÜNÜ HEDİYEM TAVA
Romantik bir eş midir Hüseyin Bey?
Nilgün Ök: İlk Anneler Günü hediyem tava. Olay daha da komik. Bir yerde kampanya var, ‘İki alana, bir bedava’. Hüseyin de gidiyor anneme, kayınvalideme ve bana hediye alıyor. Benim payıma döküm tava düşüyor. Anneler Günü’nün sabahı, uyuyorum, kulağımda bir ses; ‘Aşkım, Anneler Günün kutlu olsun, aşkım.’ Gözlerimi açtım kahverengi bir şey. Uyku mahmurluğu herhalde dedim ve ama daha dikkatli baktım; görüntü aynı, döküm tava. Ben de ona Babalar Günü’nde çorap aldım. Bir sonraki sene telafi etti.
Hüseyin Ök: Düdüklü tencere, mutfak robotu, fritöz (Gülüyor). Bizim mühendislerde romantiklik olmaz. Sonuç odaklı yaklaşırız mevzulara.
1995’TE ARABAM VARDI
NİLGÜN Ök, TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerindeki “Araba var mıydı, araba” sözleriyle gündeme gelmişti. Sosyal medya yıkıldı, esprilerle birlikte hakaretler de uçuşmuştu. “Yerli araba var mıydı” diye değiştirilen tutanak, daha sonra ilk haline döndürülmüştü. Nilgün Ök’e “18 yıl önce araba yok muydu” diye soruyorum.
“18 yıl önce araba yoktu” mevzusu çok tartışıldı...
Nilgün Ök: Sözlerimdeki kasıt çok açıktı, ne demeye çalıştığım da. Yerli arabamız TOGG’dan bahsediliyordu. Yüzümde maske, mikrofonum kapalı “Yerli araba var mıydı, yerli araba?” dedim. Sesimin duyulmadığını anlayıp, hatta ayağa kalkıp ‘Araba var mıydı, araba, araba’ diye yineledim. Tabii stenograflar da bizlere uzak olunca sadece o kısmı duyup, tutanaklara orasını aktarmışlar. Sonrasında yaşananları zaten günlerce konuştuk. Hiçbir dahlim olmadığı halde tutanak değiştirdi denildi. Ama ne benim, ne de danışmanımın öyle bir talebi de olmadı.
ESPRİLER UÇUŞTU
Arabadan kastımın TOGG olduğu belli. Ben o kadar salak ya da gerizekalı olamam. İlk gece espriler havada uçuştu. Berin ile Ankara’daydık, biz de güldük, eğlendik. Sonrasında yaşananlara en çok Berin üzüldü. O üzüldüğü için üzüldüm. Kastımın ne olduğunu anlamamak için uğraştılar. Araba benim hayatımda hep vardı, herkese nasip olmaz. İlk arabama 20 yaşımdayken sahip oldum. Bilkent Üniversitesi’ne Konutkent’teki evimden hep arabamla gider gelirdim. Şahin’di, Şahin S; ‘S’i de vardı, 1995 yılında.
Hüseyin Ök: Nilgün’ün kastının ne olduğunu anlamıştım. Sonra nasıl döndü dolaştı iş onu anlamadık. Kendi arabası vardı Nilgün’ün üniversitedeyken, böyle bir şey söyleme ihtimali yok (Gülüyor). Hatta anlattım, bizim binanın önüne park ederdi de, ‘Niye buraya koyuyor’ diye düşünürdüm.
BABADAN OKULA KEK
NİLGÜN Ök haftanın büyük bölümünde Ankara’da olduğu için kızlarıyla ilgilenmek de eşine düşüyor. Hüseyin Ök’ün, kızı Ceylin’in okuluna kek yapıp göndermişliği bile var. Kek okulda o kadar beğenilmiş ki veli WhatsApp gruplarından tarifi sorulmuş.
SİYASET HEYECANI
Siyaset yolculuğu nasıl başladı?
Hüseyin Ök: Nilgün’ün hayatında siyaset tanıştığımızda da vardı. Nişanımız, seçimlerden bir hafta önce oldu. Meclis üyesi adayıydı.
Gözünüz korkmadı mı?
Hüseyin Ök: O zaman anlamadım, başlarda heyecanlı gelmişti. Sonrasında da alıştım zaten. İlk Doğruyol Partisi’nden meclis üyesi adayı oldu ama seçilemedi. 2009’da AK Parti’den meclis üyesi oldu. Nihat Zeybekci 2004’te de teklif etmişti ama 2009’da girdi Meclis’e Nilgün.
MÜHENDİS EDASIYLA BEBEĞE BAKTI
Nilgün Ök: Hüseyin o kadar sorumluluk sahibi bir baba ki, çok cesaretli. Berin doğduğunda çok küçüktü, ben bir ay korktum, altına bakamadım, bacakları buruş buruştu. Hüseyin bir doktor, bir mühendis edasıyla bebeğin altına bakıp, ilgilendi. Bir aylık süreci Hüseyin’in sayesinde atlattık. Her iki kızım da babaya düşkün.
AİLECE ZUMBA
ÖK Ailesi’nin yeni hobisi zumba. Ceylin en önde, müzik seçimi de, yönlendirmeler de ona ait. Ne kadar eğlendikleri anlatmalarındaki heyecandan belli. Bir gün elektrik gittiğinde ev soğumuş. Nasıl ısınalım diye düşünürken akıllarına zumba yapmak gelmiş. Açmışlar müziklerini başlamışlar dansa. “Zumbanın sonu Ankara’nın Bağları’yla bitti ama o hareket bizi iki saat sıcak tuttu” diyor Nilgün Hanım.
BAHÇEYE ONLAR BAKIYOR
Pandemi döneminde Ök Ailesi’nin bir diğer aktivitesi ise bahçenin bakımı olmuş. Bu yıl bahçelerinin her işini kendileri yapıyormuş.