Hizbullah'ın sonunu getiren itirafçı 2 yıldır kayıp
Güncelleme Tarihi:
Özgür CEBE/DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2008 16:07
TERÖR örgütü Hizbullah üyeleri Ahmet Seyyitoğlu ile Sait Ketme ile aynı dosyada sorgucu olarak yargılanan ve Beykoz operasyonuyla ilgili verdiği bilgilerle Hizbullah’ın çökertilmesini sağlayan itirafçı Abdulaziz Tunç’u, mahkeme 2 yıldır tüm aramalara rağmen bulamadı. Nüfus Müdürlüğü’nden mahkemeye gönderilen yazıda böyle biri olmadığı belirtilirken, Tunç’un tanık korumadan yararlanıp nüfustaki kimliğini değiştirdiği ortaya çıktı.
Terör örgütü Hizbullah üyesi olmaktan Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Ahmet Seyyitoğlu ile Sait Ketme geçen hafta 10’ar yıl hapis cezasına çarptırılmıştı, aynı dosyada tutuksuz yargılanan itirafçı Abdulaziz Tunç’un dosyasının Ketme ve Seyyitoğlu’nun dosyasından ayrılarak yargılamasına ayrıca devam edilmesine karar verildi.
Batman’ın Beşiri İlçesi’nin Yalınkavak Köyü’nde öğretmenlik yapan Ali Rıza Pekgöz’ün 1993 yılında sorgulanıp öldürülmesi eylemine katıldığı iddiasıyla müebbet hapis istemiyle yargılanan Abdulaziz Tunç ile ilgili mahkeme, Beşiri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazarak sanığın açık adresinin tespit edilerek mahkemeye gönderilmesini istedi. Gelen cevapta sanığın açık ikametgahının tespit edilemediği belirtildi. Bunun üzerine Beşiri İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden sanığa ait aile tablosu istendi, ancak gelen aile tablosunda Halil oğlu Nergiz’den olma 1960 doğumlu Beşiri İlçesi Yalınkavak Köyü nüfusuna kayıtlı Abdulaziz Tunç adlı kişinin 28.05.2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla nüfus kaydının silindiği, şu anda nüfusa kayıtlı Abdulaziz Tunç adında biri olmadığı ve adı geçen kişinin tespit edilmeyen farklı bir kimlikle nüfusa kaydedilmiş olabileceği belirtildi.
Tunç’un Tanık Koruma Kanunu kapsamında yüz estetiği geçirip nüfus kaydından silindiği ve farklı yeni bir kimlik kendisine verildiği belirtildi. Müebbet hapis istemiyle halen yargılanan Tunç’un adı birçok dosyada ise tanık olarak geçiyor.
ABDULAZİZ TUNÇ KİMDİR?
Hizbullah terör örgütü Şura’sında yer alan ve örgütün aynı zamanda mezarevlerindeki sorgucusu olan Abdulaziz Tunç, 1999 yılına kadar öldürülen örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun Mardin’deki örgüt karargahında kuryeliğini yaptı. Örgüt içi infazlar ve ajanlık suçlamaları nedeniyle can güvenliği kalmadığını düşenen Tunç, aynı yıl sahte İran pasaportuyla Adana’dan yurtdışına kaçmak isterken yakalanınca itirafçı oldu ve bu tavrı terör örgütü Hizbullah için sonun başlangıcı oldu. Tunç’un verdiği bilgilerle örgütün Mardin’deki bilgi-işlem merkezi ele geçti ve buradaki 20 bin sayfalık doküman ve özgeçmiş raporlarından yola çıkan polis, örgüt elemanlarının büyük bölümünü yakaladı, birçok cinayet aydınlandı. Tunç’un verdiği bilgilerden yola çıkan polis, örgütün çöküşüne yol açan 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Beykoz’daki villaya ulaştı. Örgüt lideri Hüseyin Velioğlu öldürüldü, yardımcısı Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar sağ yakalandı. Evde çok sayıda örgütsel bilgi ve belgelerin bulunduğu bilgisayarlar ele geçirildi. Yurt genelinde mezarevler ortaya çıkarıldı, faili meçhul cinayetler aydınlandı, çok sayıda tetikçi yakalandı.
Beykoz’daki villada öldürülen kişinin Hüseyin Velioğlu olduğu Adli Tıp Kurumu Morgu’nda Abdulaziz Tunç’un teşhisiyle netlik kazandı. Velioğlu ile İran’ın Kum kentindeki Mollalardan siyasi eğitim alan Tunç, Tahran’da Türkiye Büyükelçiliği yakınlarındaki bir villada İran Devrim Muhafızları’ndan sır gizleme, itaat, düşman tarafından takip ve anti takip, Tahran, Salmaz ve Tebriz’deki dağlık bölgede de patlayıcı yapımı ve silah kullanımı üzerine askeri eğitim aldı. Tunç daha sonra Van’ın Başkale İlçesi’nden yasadışı yollarla yurda giriş yaparak örgüt sığınaklarında sorguculuk yaptı.
Abdulaziz Tunç itirafçı olduktan sonra 4 Ekim 1990 tarihinde öldürülen yazar Turan Dursun’un kitaplarını okumaya başladı. Mahkemede yargılanırken, “Turan Dursun öldürüldüğünde sevinçten havalara uçtum. Ama şimdi kitaplarını okuduğumda onun ne kadar büyük biri olduğunu anladım. Aptalca düşünlerimden dolayı bugün ağlıyorum” demişti. Tunç, Kapatılan Diyarbakır 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde TCK’nın 146/1 maddesi gereğince müebbet hapisle 2 yıl yargılandıktan sonra ceza verilmeden pişmanlık yasasından yararlandırılıp serbest bırakıldı. Duruşmalara çelik yelek, 6 polis koruması ile birlikte zırhlı cip ile getirilen Tunç, şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile birlikte terör örgütüne ait şifreleri çözüp örgütün dağılmasını sağladı. Son olarak yakalanan bir itirafçının verdiği bilgilerle Ali Rıza Pekgöz adlı öğretmeni öldürdüğü iddiasıyla hakkında ikinci kez dava açıldı, ancak tüm aramalara rağmen bulunamadı.
Batman’ın Beşiri İlçesi’nin Yalınkavak Köyü’nde öğretmenlik yapan Ali Rıza Pekgöz’ün 1993 yılında sorgulanıp öldürülmesi eylemine katıldığı iddiasıyla müebbet hapis istemiyle yargılanan Abdulaziz Tunç ile ilgili mahkeme, Beşiri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazarak sanığın açık adresinin tespit edilerek mahkemeye gönderilmesini istedi. Gelen cevapta sanığın açık ikametgahının tespit edilemediği belirtildi. Bunun üzerine Beşiri İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden sanığa ait aile tablosu istendi, ancak gelen aile tablosunda Halil oğlu Nergiz’den olma 1960 doğumlu Beşiri İlçesi Yalınkavak Köyü nüfusuna kayıtlı Abdulaziz Tunç adlı kişinin 28.05.2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla nüfus kaydının silindiği, şu anda nüfusa kayıtlı Abdulaziz Tunç adında biri olmadığı ve adı geçen kişinin tespit edilmeyen farklı bir kimlikle nüfusa kaydedilmiş olabileceği belirtildi.
Tunç’un Tanık Koruma Kanunu kapsamında yüz estetiği geçirip nüfus kaydından silindiği ve farklı yeni bir kimlik kendisine verildiği belirtildi. Müebbet hapis istemiyle halen yargılanan Tunç’un adı birçok dosyada ise tanık olarak geçiyor.
ABDULAZİZ TUNÇ KİMDİR?
Hizbullah terör örgütü Şura’sında yer alan ve örgütün aynı zamanda mezarevlerindeki sorgucusu olan Abdulaziz Tunç, 1999 yılına kadar öldürülen örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun Mardin’deki örgüt karargahında kuryeliğini yaptı. Örgüt içi infazlar ve ajanlık suçlamaları nedeniyle can güvenliği kalmadığını düşenen Tunç, aynı yıl sahte İran pasaportuyla Adana’dan yurtdışına kaçmak isterken yakalanınca itirafçı oldu ve bu tavrı terör örgütü Hizbullah için sonun başlangıcı oldu. Tunç’un verdiği bilgilerle örgütün Mardin’deki bilgi-işlem merkezi ele geçti ve buradaki 20 bin sayfalık doküman ve özgeçmiş raporlarından yola çıkan polis, örgüt elemanlarının büyük bölümünü yakaladı, birçok cinayet aydınlandı. Tunç’un verdiği bilgilerden yola çıkan polis, örgütün çöküşüne yol açan 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Beykoz’daki villaya ulaştı. Örgüt lideri Hüseyin Velioğlu öldürüldü, yardımcısı Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar sağ yakalandı. Evde çok sayıda örgütsel bilgi ve belgelerin bulunduğu bilgisayarlar ele geçirildi. Yurt genelinde mezarevler ortaya çıkarıldı, faili meçhul cinayetler aydınlandı, çok sayıda tetikçi yakalandı.
Beykoz’daki villada öldürülen kişinin Hüseyin Velioğlu olduğu Adli Tıp Kurumu Morgu’nda Abdulaziz Tunç’un teşhisiyle netlik kazandı. Velioğlu ile İran’ın Kum kentindeki Mollalardan siyasi eğitim alan Tunç, Tahran’da Türkiye Büyükelçiliği yakınlarındaki bir villada İran Devrim Muhafızları’ndan sır gizleme, itaat, düşman tarafından takip ve anti takip, Tahran, Salmaz ve Tebriz’deki dağlık bölgede de patlayıcı yapımı ve silah kullanımı üzerine askeri eğitim aldı. Tunç daha sonra Van’ın Başkale İlçesi’nden yasadışı yollarla yurda giriş yaparak örgüt sığınaklarında sorguculuk yaptı.
Abdulaziz Tunç itirafçı olduktan sonra 4 Ekim 1990 tarihinde öldürülen yazar Turan Dursun’un kitaplarını okumaya başladı. Mahkemede yargılanırken, “Turan Dursun öldürüldüğünde sevinçten havalara uçtum. Ama şimdi kitaplarını okuduğumda onun ne kadar büyük biri olduğunu anladım. Aptalca düşünlerimden dolayı bugün ağlıyorum” demişti. Tunç, Kapatılan Diyarbakır 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde TCK’nın 146/1 maddesi gereğince müebbet hapisle 2 yıl yargılandıktan sonra ceza verilmeden pişmanlık yasasından yararlandırılıp serbest bırakıldı. Duruşmalara çelik yelek, 6 polis koruması ile birlikte zırhlı cip ile getirilen Tunç, şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile birlikte terör örgütüne ait şifreleri çözüp örgütün dağılmasını sağladı. Son olarak yakalanan bir itirafçının verdiği bilgilerle Ali Rıza Pekgöz adlı öğretmeni öldürdüğü iddiasıyla hakkında ikinci kez dava açıldı, ancak tüm aramalara rağmen bulunamadı.