Güncelleme Tarihi:
Devleti yıkmaya çalışan irticai terör örgütü Hizbullah, iki ünlü savcının ailesini de hedef listesine aldı.
Vural Savaş ve Nuh Mete Yüksel'in kızlarına suikast hazırlığı yaptığı belirlenen Hizbullahçılar her yerde aranıyor.
ACIMASIZ eylemleriyle adını duyuran, kurbanlarını insanlık dışı uygulamalarla öldüren dinci terör örgütü Hizbullah, şimdi de irticaya karşı tavizsiz tavırları ile tanınan savcıların kızlarına yönelik ‘intikam planlarıyla’ yeniden gündeme gelmeye çalışıyor.
Hizbullah'ın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın kızı Alev Savaş ile Ankara'daki Hizbullah operasyonunu yöneten Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in kızı Banu Yüksel'e suikast planladığı belirlendi. Savcı Yüksel, Ankara'da açtığı Hizbullah davasının iddianamesinde, bu örgütün devletin içine sızdığını ortaya çıkarmıştı.
Savcıların kızlarına yönelik suikast planı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nın çalışması sonucu on gün önce belirlendi. Ankara Emniyet Müdürü Kemal İskender, her iki savcıyı da arayarak bilgi verdi ve tedbirli olmaları konusunda uyardı. Savcılara, yazılı bilgi de verildi. Savaş ve Yüksel'in aileleri sıkı korumaya alındı.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, suikast planını Hizbullah'a üye olmaktan cezaevinde kaldığı belirlenen bir kişinin başında bulunduğu grubun, Ankara'da gerçekleştirmeyi düşündüklerini ortaya çıkardı.
Hizbullah üyesi E.B, E.H. ve E.Y. adlı kişilerin kimlikleri belirlendi. Bu kişilerin yakalanması için tüm illerin terörle mücadele şubeleri uyarıldı.
ALÇAKÇA BİR TAVIR
Hizbullah'ın suikast planını ‘‘Alçakça bir tavır’’ olarak niteleyen Savcı Yüksel, Hürriyet'e, ‘‘Kızıma koruma isteyeceğim. Polis zanlıların peşinde. Yakalanacaklarına inanıyorum’’ dedi. Yüksel, polisin elinde ipuçları olduğunu ve 3 zanlının isimlerinin belirlendiğini belirtti.
Yüksel, bugüne kadar hep şahsına yönelik tehdit aldığını, ancak ilk kez ailesine yönelik bir olayla karşılaştığını söyledi.
SOĞUKKANLILIKLA KARŞILADI
Yüksel şöyle devam etti:
‘‘Benim 2 kızım var. Tedirgin olmamaları için bugüne kadar birşey söylemiştim. Ama şimdi tehdit edilen kızım biliyor. Ben kendisine söyledim. Son derece soğukkanlılıkla karşıladı ve yürekli çıktı. Kızım beni bile şaşırttı. Güvenlik önlemleri artırılacak. Ben bir netice alacaklarını sanmıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür. Bunun da üstesinden geleceğiz. Devlet, bu örgütü çökertti.’’
Vural Savaş uyarmıştı
BAŞSAVCI Vural Savaş 26 Ekim 1999 günü, Ankara'da bürosunda düzenlediği basın toplantısında, başta İBDA-C örgütü olmak üzere rejime ve ülke bütünlüğüne yönelik eylemde bulunan pek çok örgütün, kendisini ‘En kısa zamanda öldürülecek kişiler’ listesine aldıklarını, bunları internette bile yayınladıklarını vurgulamıştı. Radikal dince Akit Gazetesi'nin de kendisini hedef olarak gösteren yayınlar yaptığını belirten Savaş, şunları söylemişti:
‘‘Bu yüzden, ülkemdeki bitmeyen ve giderek azgınlaşan terör eylemlerinin, ne çeşit tedbirler alınırsa en aza indirilebileceği yolunda görüş açıklamak en başta benim hakkım. Tarihe bir not düşürmek için buradayım. Çünkü başıma bir şey gelirse, ben konuşamayacağım ve irticaya, bölücü eylemlere destek veren yazarlar, politikacılar, dernekler, partiler, ülkemizi paramparça etmek ve kan gölüne çevirmek amacıyla timsah gözyaşları dökerek, terörü kınama mesajları yayınlayacaklar, demeçler verecekler ve makaleler yazacaklar.’’
İrticaya ve teröre karşı çok sert tedbirler alınmasını da isteyen Savaş, ‘‘Sevgili vatandaşlarım, cumhuriyete sahip çıkmanın tam zamanıdır. Bu işi yarına bırakırsanız, inanın çok geç olacak’’ demişti.
Savaş aynı toplantıda TBMM'de türban krizi yaratan FP'li Merve Kavakçı'yı gözaltına almak istediği için hakkında soruşturma açılan Savcı Nuh Mete Yüksel'e destek çıkarak, sadece görevini yaptığını vurgulamıştı. Savaş, isim vermeden RP'nin Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın, Sıvas katliamı sanığı dinci teröristleri cezaevinde ziyaret ettiğini de anımsatmıştı.