Güncelleme Tarihi:
Bu akşam Film Festivali'nde iki Hitchcock filmi var: Bunlardan, ustanın sessiz dönemini kapayıp sesli dönemini başlatan filmi ‘‘Şantaj’’ (Blackmail), orkestra eşliğinde gösterilecek; diğeri ise, ABD'de çektiği ilk film olma özelliğine sahip, unutulmaz ‘‘Rebecca’’.
Sessiz sinemanın başyapıtlarını müzikle buluşturan Festival, bu yıl bu özel gösteride, Alfred Hitchcock'un son sessiz ve ilk sesli filmi, 1929 yapımı ‘‘Şantaj’’a (Blackmail) yer veriyor. Filmin yeni bir kopyası, bugün ve yarın akşam 21.00'de Emek Sineması'nda, Amerikalı orkestra şefi Robert Ziegler yönetimindeki İngiliz oda orkestrası Matrix Ensemble'ın seslendireceği, Jonathan Lloyd'un özgün bestesi eşliğinde gösterilecek. Aslında Hitchcock'un son sessiz filmi 1928 yapımı ‘‘Manx'lı Adam’’ (The Manxman); ‘‘Şantaj’’ ise, ustanın sesli filme geçtiği dönemin ilk ürünü. Truffaut'nun Hitchcock'la yaptığı ünlü röportajdan (Afa Yay., 1987) öğrendiğimize göre, ‘‘Şantaj’’ın biri sesli, öteki sessiz olmak üzere iki kopyası varmış. Usta, bunun nedenini şöyle açıklamış: ‘‘Bir süre kararsızlıktan sonra yapımcılar, filmin son makarası hariç, gerisinin sessiz olmasına karar vermişlerdi. O günlerde bu filmi 'yarı-sesli film' diye tanıtacaklardı. Ama yapımcıların fikirlerini değiştirebileceklerinden ve 'tam-sesli film' isteyebileceklerinden kuşkulandığım için bu yöntemle çalıştım.’’ Yani bizim bu akşam festivalde izleyeceğimiz, filmin sessiz versiyonu.
Hitchcock'un ‘‘tam istediğim gibi yapamadım, yapımcılar kasvetli buldukları için sonunu değiştirdiler’’ dediği ‘‘Şantaj’’ın konusu kısaca şöyle: Bir polis detektifi (John Longden) kız arkadaşıyla (Anny Ondra) kavga edip ayrılır, sonra kız bir ressamla (Cyril Ritchard) buluşup onun evine gider; adam kıza tecavüz etmeye çalışır, kız adamı öldürür. Bu cinayeti soruşturma görevi, kızın polis detektifi arkadaşına verilir. Detektif, ipuçlarının onu sevdiği kıza götürdüğünü anlayınca, bu gerçeği amirlerinden gizler. Derken işin içine bir şantajcı (Donald Calthrop) karışır. Detektif, kız ve şantajcı arasında gerilim dolu bir çatışma başlar.
Günün diğer Hitchcock filmi ise, ‘‘Anısına’’ bölümünde gösterilecek olan unutulmaz ‘‘Rebecca’’. Ustanın ABD'de çektiği ilk film olma özelliğine sahip, 1940 yapımı ‘‘Rebecca’’, bir Daphe du Maurier uyarlaması. Başrollerinde Laurence Olivier, Joan Fontaine ve Judith Anderson'ın oynadıkları film, yeni evlendiği İngiliz soylusu kocasıyla gittiği aile malikanesinde, adamın esrarengiz bir şekilde ölmüş ilk karısı Rebecca'nın anısı ve hala eski hanımının yasını tutan kahya kadın yüzünden evliliği cehenneme dönen genç bir Amerikalı kadının hikayesini anlatıyor. En İyi Film ve Görüntü Oscar'ları kazanan ‘‘Rebecca’’, romantizmi ve gerilimi başarıyla harmanlayan üslubu ve iyi oyuncularıyla Hitchcock'un en iyi filmleri arasında sayılıyor.
İstanbul Film festivali’nde bugün
20 NİSAN SALI
EMEK (0212) 293 84 39
12.00 ve 18.30 Victor... Çok Geç Oduğunda (Yön: Sandrine Veysset)
15.00 Şişko Dünya (Yön: Jan Schütte)
21.30 Şantaj (Yön: Alfred Hitchcoc)
ATLAS (0212) 252 85 76
12.00 Paralel Yaşamlar (Yön: Agnes Varda)
15.00 ve 21.30 Ölümcül Maria (Yön: Tom Tykwer)
18.30 5'ten 7'ye Cleo (Yön: Agnes Varda)
ALKAZAR (0212) 293 24 66
12.00 ve 18.30 Güneş Kuşu (Yön: Wang Xueqi & Yang Liping)
15.00 ve 21.30 Rebecca (Yön: Alfred Hitchcock)
BEYOĞLU (0212) 251 32 40
12.00 ve 18.30 En Uzun Gün (Yön: Roberto Riviello)
15.00 Her Şey Çok Güzel Olacak (Yön: Ömer Vargı)
21.30 Leoparın Kuyruğu (Yön: Turgut Yasalar)
MODA (0216) 337 01 28
12.00 Yakın Plan (Yön: Abbas Kiaorastami)
15.00 Satılık (Yön: Laetitia Masson)
18.30 Dostlarım (Yön: Mario Monicelli)
21.30 Yaşam Kitabı (Yön: Hal Hartley)