Güncelleme Tarihi:
Osmanlı’nın Avrupa’ya olan ilgisinin ve fetih politikalarının anlatıldığı belgeselde, fetihlerin dine ve etnik unsurlara dayalı olmadığı belirtildi. Devşirme sisteminin uzun uzun anlatıldığı belgeselde, Balkanlardaki ailelerin önce tereddüt etseler de sonradan Osmanlı ordusuna asker vermek için birbirleriyle yarıştıkları anlatıldı. Devşirilen bir çocuğun Osmanlı idaresinde en yüksek mevkilere gelebildiğine de dikkat çekildi.
İSTANBUL FETİHTEN SONRA YAĞMALANMADI
Belgeselin İstanbul’ın fethi ile ilgili bölümünde ise Fatih Sultan Mehmet’in fetihten sonra kenti yağmalatmamasına dikkat çekildi. Fatih Sultan Mehmet’in daha 19 yaşındayken fetih için yoğun biçimde askeri taktikler üzerinde çalıştığı vurgulandı.
Sultan Mehmet’in tarihin gördüğü en önemli fatihlerden biri olduğu ifade edilirken, şunlar kaydedildi: "Fatih Sultan Mehmet fetihten sonra Hıristiyanları ve Yahudileri civar şehirlerden İstanbul’a getirerek İstanbul’u kozmopolit bir şehir yapmıştır ve onların güvenliklerini teminat altına almıştır. Fatih Sultan Mehmet, Bizans’ın tarihçi ve filozoflarını da etrafında toplamıştır."
YAVUZ YAŞASA DÜNYAYI FETHEDERDİ
Belgeselde, Yavuz Sultan Selim’in İran ve Suriye seferleri ile Mekke dahil kutsal toprakların fethedildiği anlatılırken, Sultan Selim için "Eğer yaşasaydı bütün dünyayı fethederdi" denildi. Yavuz Sultan Selim’in fetih anlayışının Büyük İskender’e benzetildiği belgeselde, Barbaros Hayrettin Paşa’nın kurduğu büyük donanma ve Mimar Sinan’ın eserleri de anlatıldı.
KANUNİ’NİN HÜRREM SULTANLA EVLİLİĞİ OSMANLI TARİHİNİ KÖKTEN DEĞİŞTİRDİ
Kanuni Sultan Süleyman döneminde hazırlanan yasaların tek çatı altında toplanarak kurulan hukuk sisteminden de övgüyle bahsedilen belgeselde, Sultan Süleyman’ın Osmanlı hukuk sisteminin Batı’nın hukuk sistemi ile uyumlu olması şeklinde emir verdiğine işaret edildi. Belgeselde, Kanuni’nin Hürrem Sultan ile evliliğinin Osmanlı tarihinde bir ilk olduğu belirtilerek, bu evliliğin Osmanlı tarihini kökten değiştirdi ifade edildi. Osmanlı haremi bir ’eğitim kurumu’ olarak nitelendirilirken, Batı’daki çıplak cariyelerden oluşan harem imajının gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
DOLMABAHÇE’NİN İNŞASI İFLASI HIZLANDIRDI
Belgeselde Osmanlı’nın gerileme devrinin başlamasına gerekçe olarak, imparatorluğun doğal sınırlarına ulaşması gösterildi. Çöküş döneminde, yabancı ziyaretçi ve diplomatları etkilemek için inşa edildiği anlatılan Dolmabahçe SarayI’nın imparatorluğa çok pahalıya mal olduğu ve Osmanlı’nın iflasını hızlandırdığı belirtildi. Dolmabahce Sarayı’nın halıları, büyük odaları ve İngiltere kraliçesi Victoria tarafından hediye edilen 4.5 tonluk büyük avize detayları da izleyicilere tanıtıldı. Osmanlı’nın çöküşünde, yolsuzlukların ve dünya ekonomisi ile rekabet edebilecek modern bir ekonominin geliştirilmemesi de gerekçe olarak gösterildi.
ERMENİLERİ GÖÇE MİLLİYETÇİ JÖN TÜRKLER ZORLADI
Sözde Ermeni soykırımı iddialarına da değinilen belgeselde, “İktidardaki milliyetçi Jön Türkler, Ermeniler’i göçe zorladı ve bunun sonucunda 300 bin ile 1.5 milyon arasında kişi öldü" iddiasında bulunuldu. Konunun Ermeni ve Türk tarihçileri tarafından hala tartışılmakta olduğu ve henüz kesinliğe kavuşturulmadığı ifade edildi. Belgeselin son bölümünde Mustafa Kemal Atatürk’ten de bahsedilen belgeselde, Atatürk’ün tarihin en büyük liderlerinden biri olduğu yorumunda bulunulurken, Batı’dan çok önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdiğine dikkat çekildi.