OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 12, 2005 00:00
Bundan iki yıl önce eşimle birlikte İstanbul’un en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Carrefour’a uğrayıp, alışveriş yapma niyetindeydik. Elimizde paketlerle döneceğimizi düşündüğümüzden, içinde dizüstü bilgisayarım, teybim vs olan çantamı, montlarımızı ve öncesinde yaptığımız alışveriş torbalarını uygun bir yerde arabanın arka bagajına yine uygun bir şekilde yerleştirip aracımızı özellikle karşılıklı iki kapı güvenliğinin bulunduğu noktaya park etmeyi uygun görmüştük (güvenlik ile aracın arasında neredeyse 2-3 metre vardı). Kısa bir sürede alışverişi tamamlayıp döndüğümüzde ise bir gariplik hissettik. Ön kapı kilidi kesici bir aletle yarılmış ve büyük ihtimalle arkasına bir araba çekilip (çünkü o kadar eşya ancak bu şekilde taşınabilirdi) tüm eşyalarımız çalınmıştı. O an yaşadığımız şoku anlatamam. Göz göre göre adamlar gelmişler rahat rahat çalışmışlar ve o sırada her iki noktadaki güvenlikçi arkadaşların nedense arkaları dönükmüş ve görememişler. Hayır, eğer bu hırsızlık büyük bir alışveriş merkezinin otoparkında ve özellikle güvenliğin önünde olmasaydı, herhangi bir hırsızlıktan farkı olmayacaktı. Ama bu olay, İstanbul gibi bir büyük şehirde canınız ve malınızın güvenli sayılabilmesi gereken ortamlarda bile rahatlıkla gerçekleşiyorsa o zaman ne büyük bir tehdit altında olduğumuzun acı kanıtıdır.Olaydan sonra gerek emniyet gerekse Carrefour nezdinde birçok şikayet girişimimiz oldu, ama ne yazık ki sonuç sıfır. Emniyetin yapacağı bir şey yoktu Carrefour ise üstüne bile alınmadı.SUÇ ORANI YÜKSEKBu benim yaşadığım bir örnekti, benim gibi her gün yüzlerce kişinin canı yanıyor. Özellikle de İstanbul gibi suç oranı yüksek metropollerde, sadece otomobilinizin değil, canınızın da tehlikede olduğu, başınıza ne zaman ne geleceğinin belli olmadığı maalesef korkunç bir gerçek.Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından yayınlanan bir raporda, 2003 yılı verilerine göre Türkiye genelinde şahsa ve mala karşı işlenen toplam 321 bin 805 suçun 135 bin 898’i İstanbul, Ankara ve İzmir’de. Buna göre üç büyük ilde işlenen suçların toplam suçlara oranı yüzde 42. Yani neredeyse 81 ilde işlenen suçların yarısı bu üç büyük şehrimizde işleniyor. İstanbul’da her gün ortalama 226, Ankara’da 85, İzmir’de 62 suç niteliğinde olay meydana geliyor. KADIN SÜRÜCÜLERE TACİZKuşkusuz tüm dünyada nüfusun yoğun olduğu şehirlerde suç oranı yüksek. Ve 2010 yılına kadar büyük şehirlerdeki nüfusun daha da artacağı varsayımından yola çıkarsak bizi ne gibi tehlikelerin beklediğini tahmin etmek bile ürpertici. Özellikle, metropollerde otomobil sahipleri her an her türlü riske karşı kendilerini korumayı öğrenmek zorundalar. Aksi takdirde, otomobilleri çalınır veya soyulur, başka bir otomobilin tacizine uğrayıp, (Özellikle İstanbul’da kadınlar bu tip tacizlerden nasibini fazlasıyla alıyor), meçhul bir cinayete bile kurban gidebilirler. Düşünsenize sadece İstanbul’da 2003 yılında yaklaşık 17 bin araç çalınmış ve bunun yarısı kadar da otodan hırsızlık yapılmış. Bunlar sadece mala gelen zararlar. Bir de diğer tarafını düşünün, geceyarısı magandaların tacizleri ile yoldan çıkartılmalar, otomobilinizi veya paranızı çalmak için canınıza kast etmeler ve çoğaltabileceğiniz bir sürü örnek.Otomobilciler tabii ki tüm bunları göz önüne alıyor ve daha emniyetli nasıl olunabilirin üzerinde çalışıyorlar. Bunlara bir örnek Ford’tan. Ford da büyük şehirlerdeki bu güvenlik sorunundan yola çıkarak, geleceğin güvenli şehir aracı konusunda önemli bir mesafe kat etmiş. Zırhlı bir otomobil ile spor görünümlü bir banka aracının karışımından oluşan bir konsept araç yaratmış. Amerikan şirket, açıkçası gelecekte trafikte bizi daha tehlikeli günlerin beklediğinin de açık sinyallerini veriyor.Gelecekte küçük otolar kasa gibi olacakFord’un Detroit fuarında görücüye çıkardığı ‘Synus’ isimli konspet aracı, zırhlı bir otomobil ile banka aracının birleşiminden oluşmuş gibi. Kalabalık şehirlerde kendi başının çaresine bakabilecek cesur bir araç görünümündeki otomobil, geleceğin büyük şehirlerindeki otomobillerinin nasıl olabileceğinin bir örneği olup özel olarak geliştirilmiş. Güvenlik konusunda çok güçlü olduğunu vurgulayan yapısı ile ‘Synus’, küçük segmentte yer alan Ford Fiesta’nın çatısından yaratılırken, banka aracı ve zırhlı otomobillerden esinlenilmiş.Park edilip, kendi haline terk edildikten sonra araç hemen güvenlik konumuna geçiyor. Kendini korumaya geçerek ön ve yan camlarında yer alan koruma kalkanlarını kapatan aracın, arka yan ve tavanda bulunun küçük pencereleri ise kurşun geçirmeyen ve açılmayan camlardan oluşuyor. Aracın arka bölümünde ise hiç cam bulunmuyor. Adeta bir kasa şeklinde olan arka kapının açılması ise yine banka kasalarını andırıyor. Sürücü bölümünde bulunan güvenlik sistemi sayesinde araca yönelik herhangi bir saldırıda ise sistem devreye giriyor ve sinyal gönderiyor. Aracın kalın lastikleri ise özel yapısı sayesinde her türlü arazi şartına uygun olarak geliştirilmiş.Aracın içi ise, dışının soğuk ve kaba görünümün aksine sıcak, özel ve lüks bir sığınak görünümünde. Aracın bir çok yeniliğe sahip ön koltukları, hem öne hem arkaya dönük olabiliyor. Her koltuk arkadan öne doğru kayabiliyor ve önde oturanların arkaya dönük oturmasını sağlıyor. Bu özelliği aracı adeta bir görüşme yerine çevirirken, ön ve arkada oturanların iletişimini kolaylaştırıyor. Aracın arka bölümü ise istenirse düz hale getirilip kargo alanı olarak kullanılabiliyor.İç mekanın daha geniş ve rahat kullanılması için direksiyon ön konsolun altına katlanabiliyor. Ama belki de otomobilin en ilginç özelliklerinden biri, arka bölmede bulunan devasa boyutlardaki LCD geniş ekran televizyon. Bugüne kadar bir araçta yer alan en büyük ekran özelliğine sahip bu televizyon sayesinde aracın içinde internette sörf yapıp,
film izleyebiliyorsunuz. Ama, ekranın ana özelliÄŸi aracın dışında yer alan kameralar sayesinde dışarıda ne olduÄŸunu size göstermesi. Yani arkada cam yok ama siz bu ekrandan cam varmış gibi rahatlıkla dışarıyı izleyebiliyorsunuz. Synus’un motoru ise Mondeo Sedan’dan alınmış. Aracın 2.0 litrelik 4 silindirli dizel turbo motoru, 134 beygir güç üretiyor. Bio-dizel yakıtın kullanıldığı araç, bu sayede çevreyi koruyan bir yapıya da sahip.Otomobil hırsızlığına karşı ne yapabilirizAracınızı park ettiniz ve gerekli olan ÅŸeyleri yaptınız. Park etmiÅŸ olduÄŸunuz yere geri döndüğünüzde arabanın orada olmadığını gördünüz. Acaba aracı baÅŸka bir yere park edip etmemiÅŸ olduÄŸunuzu, yoksa park ettiÄŸiniz yerin aslında parka yasak bir yer mi olduÄŸunu ve aracınızın çekilmiÅŸ olup olmayacağını düşündünüz. Bütün bunların sonrasında arabanızın gerçekten de çalınmış olduÄŸu gerçeÄŸiyle karşılaÅŸtınız. Gerçekten de istatistiklere bakıldığında büyük ÅŸehirlerde araba hırsızlığı her geçen gün artan bir suç. Elbette ki hiç kimse,aracının böyle bir istatistiÄŸin verisi olmasını istemez. EÄŸer, aracınız Ford’un konsepti gibi zırhlı ve hırsızlığa karşı korumalı deÄŸilse, bazı küçük ve yapılması kolay önlemlerle, gerçekten de zarar görmenizi engellemek elinizdedir. Sizin için aÅŸağıda basit ve hala iÅŸlevli olan bir dizi önlemleri sıraladık: Araçtan ayrılırken, camlarınızı ve kapılarınızı kapalı olduÄŸuna ve anahtarların yanınızda olduÄŸuna emin olun. Garajınız varsa, mümkün mertebe aracınızı buraya park edin; yol kenarına ve açık alana park edilen araçlardaki hırsızlık oranının çok yüksek olduÄŸunu asla unutmayın. Çok kısa bir süre içinde olsa, örneÄŸin banka-matikten para çekeceksiniz, asla aracınızı motoru çalışır vaziyette ve anahtar üstünde bırakmayınız. EÄŸer bir alarm donanımına sahipseniz her zaman için bu akıllı cihazı kullanınız. Araç içinde görünen yerlere bırakılan deÄŸerli eÅŸyalar her zaman için hırsızlığa davetkar bir durum yaratır. EÄŸer bırakmak zorunda iseniz, bunları araç içinde fark edilmeyecek yerlere koyun ve bunu yaparken çevreden sizi kimsenin görmediÄŸine emin olun. Her zaman iyi aydınlatılmış yerlere park edin. Ev anahtarınızı hiçbir zaman için aracınızda bırakmayın; aracınız çalınmış olsa bile, en azından hırsızın evinizi de soymasına davetiye çıkarmayın. Åžehir içinde olabildiÄŸince ana cadde ve yakınına park etmeye gayret edin. Direksiyon kilidi kullanın; ucuz, basit ama caydırıcı bir önlemdir. Åžehrin bazı bölgeleri, bazı konularda kötü bir üne sahiptirler; aracınızı buralarda park etmemeye özen gösterin.Ama tüm dikatinize, birbirine olan mesafesi sadece 2-3 metre olan iki güvenlik noktasının arasına park etmenize ve görünürde bir ÅŸey bırakmamanıza raÄŸmen yine de benim gibi soyulduysanız ve kış ortasında t-shirtlerle kalakaldıysanız bir bardak soÄŸuk sudan baÅŸka tavsiye edebileceÄŸim bir ÅŸey yok inanın. Â
button