Hırka-i Şerif 20 Ağustos'ta ziyarete açılacak
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2010 14:42
İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Hırka-i Şerif'in Ramazan ayının 10. günü olan 20 Ağustos'ta ziyarete açılacağını bildirdi.
Çağrıcı, Hırka-i Şerif Camisi'nin avlusunda düzenlediği basın toplantısında, Hırka-i Şerif ve onun muhafaza edildiği mekanın restorasyon ve konservasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Bu kutsal günlerin Türk milletine, İslam alemine ve tüm insanlığa iyilikler getirmesini dileyen Çağrıcı, Ramazan denilince akla gelen en büyük değerlerden birinin de Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet ile basın toplantısının düzenlendiği mekanda muhafaza edilen Hırka-i Şerif olduğunu söyledi.
Çağrıcı, Hazreti Muhammed'in Veysel Karani'ye hediye ettiği Hırka-i Şerif ile onun muhafaza edildiği Hırka-i Şerif Camisi'nin restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlandığı kaydetti.
Hırka-i Şerif'in konservasyona ihtiyacı olduğunun mülkiyetini elinde bulunduran aile tarafından 2008'de İstanbul Valiliği'ne bir dilekçe ile bildirildiğini ifade eden Çağrıcı şu bilgileri verdi:
“Hırka-i Şerif'in kutsiyetine ve milletimiz için ifade ettiği çok özel anlama layık bir sorumluluk bilinci içerisinde bu eserin mevcut durumunun daha kötüye gitmemesi için fevkalade güzel çalışma yapılarak bugünkü duruma getirildi.
Hırka-i Şerif tamamen hijyenik ortamda hazırlanmış olan kendi yerine konulacak ve orada Ramazan'ın 10. günü 20 Ağustos'ta ziyarete açılacak. Bundan sonra herhangi bir deformasyona uğramayacak şekilde önlemler alındı.”
HIRKA-İ ŞERİF ZARAR GÖRMEDİ”
Çağrıcı, restorasyon ve konservasyon çalışmalarının İstanbul Valiliği'nin denetimi altında İstanbul İl Özel İdaresi Etüt Proje Müdürlüğü, İstanbul Rölöve Anıtlar Müdürlüğü ve İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü'nün kontrolünde yapıldığını ifade etti.
“Hırka-i Şerif'in restorasyon çalışmaları sırasında zarar gördüğü” iddialarına ilişkin bir soru üzerine Çağrıcı, 'Kesinlikle herhangi bir zarar görmedi. Dünyada bu çapta başarılı bir iş örneği çok az görülmüştür. Büyük bir özen gösterildi” dedi.
Çağrıcı, “Hırka-i Şerif niçin Ramazan'ın ikinci cuma günü ziyarete açılıyor. Bundan sonra da bu şekilde mi olacak?” şeklindeki bir soruya karşılık olarak da, Topkapı Sarayı'nda bulunan Hırka-i Saadet'in bir değer olarak devlet tarafından korunduğunu, Hırka-i Şerif'in korunmasının ise ise onun hediye edildiği aile tarafından yapıldığını anlattı.
Osmanlı döneminde devlet erkanının Ramazan ayının ikinci cuma günü Hırka-i Saadet'ten sonra Hırka-i Şerif'i ziyaret ettiklerini kaydeden Çağrıcı, Hırka-i Şerif'in özellikle hanım sultanlar tarafından ziyarete açıldığı bilgisini verdi.
Çağrıcı, “Kültürümüzde, tarihi geleneğimizde Ramazan'ın ikinci yarısının başında açılması vardır. Bundan sonrakine bakarız. Belki Osmanlı'daki o geleneği yaşatabiliriz” dedi.
İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya da restorasyon ve konservasyon çalışmalarının İl Özel İdaresi tarafından finanse edildiği belirterek, nem ve aydınlanma sistemleriyle ilgili tüm çalışmaların yapıldığını, böcek ve bakteri üretmeyecek önlemlerin alındığını söyledi.
“3 ay süren restorasyon ve konservasyon çalışmaları 1 milyon liraya mal oldu” diyen Kaya, Hırka-i Şerif'in bundan böyle kutu içerisinde değil bir vitrinde saklanacağını ve sergileneceği belirtti.
Kaya, restorasyon çalışmalarının Mimar Hilmi Şenalp, çalışmalarının ise İtalyan konservatör Maria Zingarelli tarafından yapıldığını kaydetti.
HIRKA-İ ŞERİF'İN TARİHÇESİ
Hazreti Muhammed'e ait İstanbul'da iki tane hırka bulunuyor. Biri Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet veya Bürde-i Saadet diğeri ise Veysel Karani'ye verilen ve miras yoluyla günümüze kadar gelen Fatih'teki Hırka-i Şerif Camisi'nde korunan Hırka-i Şerif.
Hazreti Muhammed'in miraca çıkarken üzerinde bulunan Hırka-i Şerif, peygamberin vasiyeti üzerine Hazreti Ali ve Hazreti Ömer tarafından Veysel Karani'ye verildi. Hırka-i Şerif, Veysel Karani evlenmediği ve çocuğu olmadığı için ölümünden sonra kardeşi Şihabeddin El- Üveysi'ye geçmiş ve 1500 yıllık emanet bugün Veysel Karani'nin 57. kuşak torunu olan Haşim Köprülü'ün eşi Nuriye Köprülü'nün 2005 yılında vefatı üzerine, kızı Gülay Köprülü'ye intikal etti.
Aile, 1600'lü yılların başında Sultan I. Ahmed'in isteği üzerine İstanbul'a geldi ve Hırka-i Şerif Şükrullah El Üveysi'nin Fatih civarında kiraladığı evde ziyarete açıldı. Bu evin yetersiz kalması sebebiyle I. Abdülhamid günümüzde Hırka-i Şerif Camisi Avlusunda kalan mekana bir oda inşa ettirdi ve Hırka-i Şerif burada 1780'den itibaren sergilenmeye başlandı. Ziyaretlerin yoğunlaşması üzerine bu oda da yetersizkalınca 1847 yılında Sultan Abdülmecid Hırka-i Şerif Camisi'ni yaptırdı.
Hırka-i Şerif günümüzde halen burada sergileniyor ve sorumluluğu Veysel Karani'nin soyundan gelen ailede bulunuyor.
Bu kutsal günlerin Türk milletine, İslam alemine ve tüm insanlığa iyilikler getirmesini dileyen Çağrıcı, Ramazan denilince akla gelen en büyük değerlerden birinin de Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet ile basın toplantısının düzenlendiği mekanda muhafaza edilen Hırka-i Şerif olduğunu söyledi.
Çağrıcı, Hazreti Muhammed'in Veysel Karani'ye hediye ettiği Hırka-i Şerif ile onun muhafaza edildiği Hırka-i Şerif Camisi'nin restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlandığı kaydetti.
Hırka-i Şerif'in konservasyona ihtiyacı olduğunun mülkiyetini elinde bulunduran aile tarafından 2008'de İstanbul Valiliği'ne bir dilekçe ile bildirildiğini ifade eden Çağrıcı şu bilgileri verdi:
“Hırka-i Şerif'in kutsiyetine ve milletimiz için ifade ettiği çok özel anlama layık bir sorumluluk bilinci içerisinde bu eserin mevcut durumunun daha kötüye gitmemesi için fevkalade güzel çalışma yapılarak bugünkü duruma getirildi.
Hırka-i Şerif tamamen hijyenik ortamda hazırlanmış olan kendi yerine konulacak ve orada Ramazan'ın 10. günü 20 Ağustos'ta ziyarete açılacak. Bundan sonra herhangi bir deformasyona uğramayacak şekilde önlemler alındı.”
HIRKA-İ ŞERİF ZARAR GÖRMEDİ”
Çağrıcı, restorasyon ve konservasyon çalışmalarının İstanbul Valiliği'nin denetimi altında İstanbul İl Özel İdaresi Etüt Proje Müdürlüğü, İstanbul Rölöve Anıtlar Müdürlüğü ve İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü'nün kontrolünde yapıldığını ifade etti.
“Hırka-i Şerif'in restorasyon çalışmaları sırasında zarar gördüğü” iddialarına ilişkin bir soru üzerine Çağrıcı, 'Kesinlikle herhangi bir zarar görmedi. Dünyada bu çapta başarılı bir iş örneği çok az görülmüştür. Büyük bir özen gösterildi” dedi.
Çağrıcı, “Hırka-i Şerif niçin Ramazan'ın ikinci cuma günü ziyarete açılıyor. Bundan sonra da bu şekilde mi olacak?” şeklindeki bir soruya karşılık olarak da, Topkapı Sarayı'nda bulunan Hırka-i Saadet'in bir değer olarak devlet tarafından korunduğunu, Hırka-i Şerif'in korunmasının ise ise onun hediye edildiği aile tarafından yapıldığını anlattı.
Osmanlı döneminde devlet erkanının Ramazan ayının ikinci cuma günü Hırka-i Saadet'ten sonra Hırka-i Şerif'i ziyaret ettiklerini kaydeden Çağrıcı, Hırka-i Şerif'in özellikle hanım sultanlar tarafından ziyarete açıldığı bilgisini verdi.
Çağrıcı, “Kültürümüzde, tarihi geleneğimizde Ramazan'ın ikinci yarısının başında açılması vardır. Bundan sonrakine bakarız. Belki Osmanlı'daki o geleneği yaşatabiliriz” dedi.
İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya da restorasyon ve konservasyon çalışmalarının İl Özel İdaresi tarafından finanse edildiği belirterek, nem ve aydınlanma sistemleriyle ilgili tüm çalışmaların yapıldığını, böcek ve bakteri üretmeyecek önlemlerin alındığını söyledi.
“3 ay süren restorasyon ve konservasyon çalışmaları 1 milyon liraya mal oldu” diyen Kaya, Hırka-i Şerif'in bundan böyle kutu içerisinde değil bir vitrinde saklanacağını ve sergileneceği belirtti.
Kaya, restorasyon çalışmalarının Mimar Hilmi Şenalp, çalışmalarının ise İtalyan konservatör Maria Zingarelli tarafından yapıldığını kaydetti.
HIRKA-İ ŞERİF'İN TARİHÇESİ
Hazreti Muhammed'e ait İstanbul'da iki tane hırka bulunuyor. Biri Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet veya Bürde-i Saadet diğeri ise Veysel Karani'ye verilen ve miras yoluyla günümüze kadar gelen Fatih'teki Hırka-i Şerif Camisi'nde korunan Hırka-i Şerif.
Hazreti Muhammed'in miraca çıkarken üzerinde bulunan Hırka-i Şerif, peygamberin vasiyeti üzerine Hazreti Ali ve Hazreti Ömer tarafından Veysel Karani'ye verildi. Hırka-i Şerif, Veysel Karani evlenmediği ve çocuğu olmadığı için ölümünden sonra kardeşi Şihabeddin El- Üveysi'ye geçmiş ve 1500 yıllık emanet bugün Veysel Karani'nin 57. kuşak torunu olan Haşim Köprülü'ün eşi Nuriye Köprülü'nün 2005 yılında vefatı üzerine, kızı Gülay Köprülü'ye intikal etti.
Aile, 1600'lü yılların başında Sultan I. Ahmed'in isteği üzerine İstanbul'a geldi ve Hırka-i Şerif Şükrullah El Üveysi'nin Fatih civarında kiraladığı evde ziyarete açıldı. Bu evin yetersiz kalması sebebiyle I. Abdülhamid günümüzde Hırka-i Şerif Camisi Avlusunda kalan mekana bir oda inşa ettirdi ve Hırka-i Şerif burada 1780'den itibaren sergilenmeye başlandı. Ziyaretlerin yoğunlaşması üzerine bu oda da yetersizkalınca 1847 yılında Sultan Abdülmecid Hırka-i Şerif Camisi'ni yaptırdı.
Hırka-i Şerif günümüzde halen burada sergileniyor ve sorumluluğu Veysel Karani'nin soyundan gelen ailede bulunuyor.