Hırıltılı solunum riski 3 kat arttı

Güncelleme Tarihi:

Hırıltılı solunum riski 3 kat arttı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2011 14:38

Çocuğun yanında sigara içmenin çocuklarda “hırıltılı solunum” görülme riskini üç misli artırdığı, sigara bağımlılığının bir beyin hastalığı olduğu, sigara tiryakiliğinde çocukların büyüklerini taklit ettikleri belirtildi.

Haberin Devamı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sigara Savaş Grubu'nun (AÜTF-SİSAG) geleneksel hale getirdiği “Sigara veya Sağlık Sempozyumları”nın dördüncüsü Ankara Üniversitesi (AÜ) Morfoloji Binası'nda düzenlendi. “Sigara ve Çocuk Sağlığı”, “Sigara ve Tabular”, “Dumansız Hava Sahası” konularında bilgilerin verildiği sempozyumda, söz konusu alanlarda yapılan son araştırmaların sonuçları da ele alındı.


Prof. Dr. Muharrem Gerçeker ile Prof. Dr. Gülsan Yavuz'un oturum başkanlığını yaptığı sempozyumda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurdan Taçyıldız, sigaranın akciğerin fonksiyonlarını bozduğunu ve kansere neden olduğunu artık herkesin bildiğini söyledi.

Bebeklerin anne karnında maruz kaldığı sigara dumanının hayat kalitelerini etkilediğine dikkati çeken Taçyıldız, “Çocuğun yanında sigara içmek çocuklarda 'hırıltılı solunum' sorunu görülme riskini 3 misli artırıyor. Gebelikte sigara dumanına maruz kalan annelerin bebeklerinde 'astım' görülme riski çok fazla” diye konuştu.


Sigara konusunda babaların da anneler kadar sorumlu davranmaları gerektiğini belirten Taçyıldız, prekonsepsiyon (gebelik öncesi dönem) döneminde sigara içen babanın çocuğunda “çocukluk çağı lösemisi” görülme riskinin 4 kat arttığını söyledi.


Taçyıldız, “Sigara içen babaların çocuklarında, çocukluk çağı lösemileri ve beyin tümörlerinin yanında lenfomaların da görülme olasılığı 2 kat fazladır. Akciğer kanser riski sigara dumanına maruz kalmış kişilerde 1,5 kat fazla oluyor” dedi.
AÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağlayan Dinçer, çocukların sigara içmeyi sosyal çevre sayesinde “bilgi ve deneyim” sahibi olarak öğrendiklerini kaydetti.


“Çocukların doğa ile iç içe olması gerektiğini” belirten Dinçer, “Çocuklar büyüklerini taklit ediyorlar. Sadece anne, baba, öğretmenler değil sosyal çevrede bulunan herkes sigara konusunda dikkatli olmalı. İçme, yapma gibi emirsel cümlelerle değil sonrasında nasıl bir durumla karşılaşabileceklerini açık anlaşılır şekilde anlatmak lazım” diye konuştu.
Çocukların yasak olan şeylere daha çok ilgi gösterdiğini, gençlerin sigara içmenin kendilerine çekicilik kattığı yönünde düşünceye sahip olduklarını anlatan Dinçer, her yaş grubunda sigara içme oranının yaklaşık yüzde 50 olduğuna dikkati çekti.

Haberin Devamı

Sigara bağımlılığı bir beyin hastalığıdır


AÜ Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Birim Günay Kılıç da sigara bağımlılığının bir “beyin hastalığı” olduğunu söyledi. Sigarada alkolden hatta eroinden bile yüksek bağımlılık yapıcı maddenin bulunduğunu ifade eden Kılıç, “Sigara üreticileri bağımlının günde 16 saat uyanık kaldığını hesaplar. Sigara içme sıklığını dikkate alan üreticiler bağımlının günde bir paket tüketmesi amacıyla her pakete 20 tane sigara koyuyor' dedi.

Bağımlılıkta kişilik özelliğinin yanı sıra, bulunulan ortamdaki suç, işsizlik ve eğitim durumununda etkili olduğunu anlatan Kılıç, sigara kullanım oranının 18-25 yaş gurubunda en üst seviyeye çıktığını ve bağımlıların günlük kullanıma 18 yaşında geçtiklerini söyledi. Sempozyumda, AÜ Vakfı İlköğretim 7. ve 8. sınıf öğrencileri arasında düzenlenen sigara konulu resim yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!