Güncelleme Tarihi:
Monte Carlo'da yapılan ve Türkiye dahil, 57 ülkeden 2 bini aşkın bilim adamının katıldığı uluslararası hipertansiyon toplantısında yeni bir ilaç tanıtıldı. ‘‘Cozaar’’ adlı yeni ilaç, öldürücü ve sinsi bir hastalık olan yüksek tansiyonu yan etkisiz tedavi ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Hipertansiyon Derneği'nin önerisi ile yeni ilacın Hipertansiyon Tedavi Kılavuzu'na alındığı açıklandı. ‘‘Cozaar’’ın öksürük, iktidarsızlık, halsizlik, ayak bileği şişmesi, el ayak uyuşması, soğuması, al basması gibi yan etkiler yaratmadığı, kalp hastalığına yol açan ürik asidi düşürdüğü, kalp yetmezliğini tedavi ettiği vurgulandı. Devam etmekte olan araştırmalarla etken maddesi ‘‘Losartan’’ olan ilacın, yüksek tansiyonun neden olduğu kalp krizi, kalp ve böbrek yetersizliği, felç gibi hastalıkları ve bu organlarda meydana gelen harabiyeti önlediğinin saptandığı vurgulandı.
Bugün dünyada, Türkiye dahil 79 ülkede 6 milyon hastanın kullandığı ve hakkında 3000'i aşkın bilimsel yayın yapılan ilaç, ilk olarak 1994 yılında İsveç'te piyasaya çıkarıldı. Sonraki yıllarda da bu ilaç sınıfından sonu ‘‘sartan’’ ile biten ‘‘Valsartan, İrbesartan, Cordesartan’’ adlı ilaçlar üretildi. Bu ilaçlara ‘‘AII Antagonisteleri’’ (AIIA) denildi. Toplantıda, yüksek kan basıncının düşürülmesinde, AIIA'ların eşit etkili gibi göründüğü ifade edildi. Ancak başlıca AIIA olan Cozaar'ın hasta ile çok iyi uyum sağlaması, büyük bir başarı olarak nitelendi. İlacın kardeşi olan ‘‘Hyzaar’’ın da bazı hipertansiyonlu hastalarda su atıcı olarak gösterdiği yararlı etkilere dikkat çekildi. Bu ilaçlar günde tek ya da yarım doz olarak alınıyor. Gebeler ve çocuklarda kullanılamıyor.
DEVAMLI TEDAVİ
Toplantıda hipertansiyon tedavisinde sonuç alınabilmesi için tedavide, kalmanın, tedaviyi sürdürmenin zorunluluğu üzerinde duruldu. Yüksek tansiyonlu hastaların çok sık ilaç değiştirmelerinin tedaviyi geciktirdiği belirtildi. Avrupa Hipertansiyon Derneği'nin eski Başkanı İtalyan Prof. Dr. Alberto Zanchetti, arkadaşımız Selma Tükel'e yaptığı açıklamada, bütün dünyada uzayan ömürlerle birlikte, hipertansif hasta sayısının arttığını, hareketsizlik, yanlış beslenme, şişmanlık ve streslerin bu artışı körüklediğini, kalp ve damarları, böbrek ve beyni harap eden hipertansiyonunun ölümlere yol açtığını, insanların büyük bir kısmının da hastalığından habersiz yaşadığını belirtti.
Araştırmalara göre Amerika'daki yüksek tansiyonlu 60 milyon insanın yarısı, hastalığından habersiz yaşıyor. Yarısı da düzensiz tedavi görüyor. Ülkemiz için de durum değişmiyor. 40'ını geçen her 4 kişiden, 30'unu geçen her 5 kişiden birinin yüksek tansiyonu var. Hastalık baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı, çarpıntı, çabuk yorulma, nefes darlığı, kulaklarda uğultu ve çınlama, görme bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yüksek tansiyonun sınırı, 14/9 olarak kabul ediliyor.