Güncelleme Tarihi:
Analistler, Wen’in ziyaretinin diğerlerine göre daha büyük bir heyecanla beklendiğini ifade etti. Politika Araştırmaları Merkezi Profesörü Brahma Chellaney, “Wen Jiabao, iki ülke ilişkilerinde yeni gerginliklerin ortaya çıktığı bir dönemde Hindistan’a geliyor dedi.
Chellaney, bu iki ülkenin toplam dünya nüfusunun neredeyse beşte ikisini barındırdığını ve dolayısıyla iki ülke ilişkilerinin bütün dünya için çok önemli olduğunu ifade etti.
İki Asya devi aynı zamanda hem dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri hem de toplam askeri güçleri 4 milyon askeri buluyor. Pricewaterhouse Coopers Hindistan ekonomisinin2014 yılında Japonya’nın önüne geçebileceği öngörüsünde bulundu. Böylece nükleer silaha sahip bu iki komşu satın alma gücü paritesinde ikinci ve üçüncü sıralara yerleşmiş oluyor.
Çin’in Hindistan Büyükelçisi Zhang Yan, Pazartesi günü Yeni Delhi’de düzenlediği basın toplantısında, “Çin ve Hindistan el ele verdiğinde çok olumlu bir etki yaratabilir. Sadece bu ülkeler için değil dünya geneli için…” dedi.
İki ülke arasındaki ticaretin bu yıl içinde 60 milyar doları bulması bekleniyor. Böylece Çin, Hindistan’ın en büyük ticaret ortağı haline gelecek.
Pekin ve Yeni Delhi, bu ortak çıkarları ve ekonomik açıdan karşılıklı bağımlılığı tartışmaya açmak istiyor. Masadaki bir başka konu ise Çin’in Hindistan’ın BM Güvenlik Konseyi’ne daimi üye olmasıyla ilgili tavrı.
Ancak son dönemde yaşanan gerginlikler Çin-Hindistan ilişkilerinin kırılganlığını ve dengesizliğini koruduğunu gösteriyor. Jawaharlal Nehru Üniversitesi’nden Çin çalışmaları uzmanı Srikanth Kondapalli, “İki ülkenin en üst düzey lider kadroları arasında ciddi bir karşılıklı güvensizlik söz konusu” dedi.
Geçtiğimiz 29 yılda yapılan 14 tur görüşmeye karşılık iki ülke arasındaki toprak sorunu hala an büyük anlaşmazlık sebebi. İki ülke arasındaki sınırın Himalayalar’dan geçen 3 bin 225 kilometrelik kısmı net değil. Yeni Delhi hükümeti Pekin’in ülkenin kuzeyinde bulunan Keşmir bölgesinde 33 bin kilometrekarelik Hindistan toprağını işgal ettiğini belirtiyor.
HİNDİSTAN-ÇİN İLİŞKİLERİNİN DÖNÜM NOKTALARI 17 Mart 1959: Tibet’in ruhani lideri, 14’üncü Dalay Lama Tenzin Gyatso, Çin’in Tibetlilere yönelik baskısından kaçmak için at sırtında ülkesini terk ederek Hindistan’a sığındı. Yeni Delhi’nin kendisine sığınma hakkı tanımasıyla Pekin’le ilişkiler de bozuldu. 20 Ekim 1962: Çin Halk Ordusu (PLA) Hindistan’a saldırdı. PLA iki cepheden ülke sınırlarına girdi. Çin güçleri Arunachal Pradesh eyaletinin kuzey doğusunda Tibetliler için önemli bir kültürel merkez olan Tawang’ı ele geçirdi. Bir ay sonra Çin ateşkes ilan etti ve bölgeden çekildiğini açıkladı ancak 3 bin 225 kilometrelik Himalaya sınırıyla ilgili anlaşmazlıklar bugün bile ilişkilerde gerginlik yaratıyor. Hindistan Pekin’in Jammu ve Keşmir’de 33 bin kilometrekarelik toprağını işgal ettiğini öne sürerken, Çin ise Arunachal Pradesh topraklarının tamamı üzerinde hak iddia ediyor. 24 Temmuz 1976: Hindistan ve Çin arasındaki diplomatik ilişkiler, 1962 yılındaki Çin-Hindistan Savaşı’ndan sonra ilk kez yeniden kuruldu. 19 Aralık 1988: Başbakan Rajiv Gandi Çin’e beş günlük tarihi bir ziyaret yaptı, bu bir Hindistan başbakanının 34 yıl boyunca Çin’e yaptığı ilk ziyaret oldu. İki ülke sınır sorununu çözmek için bir ortak çalışma grubu kurmaya karar verdi. 28 Kasım 1996: Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin Hindistan’ı ziyaret etti, böylece Çin’den Hindistan’a giden ilk devlet yöneticisi oldu. İki ülke sınır bölgeleriyle ilgili olarak Askeri Alanda Güven Temini Anlaşması imzaladı. 5 Ocak 2000: Tibetli Budist lider Karmapa Ugyen Trinley Dorje, Çin’den kaçarak Hindistan’da Dalay Lama’ya katıldı. Pekin, Yeni Delhi’yi Karmapa’ya sığınma hakkı vermenin Barış İçinde Birlikte Yaşamanın Beş Prensibi’ni ihlal ettiğini söyledi. 23 Haziran 2003: Hindistan Başbakanı Atal Bihari Vajpayee, ilişkileri güçlendirmek için Çin’e tarihi bir ziyaret yaptı – 10 yıl içinde Çin’i ziyaret eden ilk Hindistan hükümet başkanı oldu. 9 Nisan 2005: Çin Başbakanı Wen Jiabao, Bangalore’a giderek ileri teknoloji endüstrileri alanında işbirliğiyle ilgili temaslarda bulundu. Hindistan ve Çin aynı zamanda Himalaya sınırıyla ilgili anlaşmazlıkların çözümü için bir anlaşma imzaladı. 6 Temmuz 2006: Çin ve Hindistan, biz zamanlar İpek Yolu’nun parçası olan ve Himalayalar’dan geçen Nathu La Pass geçidini yeniden açtı. Bu geçit 1962’deki Hindistan-Çin Savaşı’ndan beri kapalıydı. 27 Mayıs 2007: Çin, eyaletin Çin toprağı olduğu ve vizeye gerek olmadığı gerekçesiyle Arunachal Pradesh’ten bir yetkiliye vize vermeyi reddetti. 13 Ocak 2009: Hindistan Başbakanı Manmohan Singh Çin’i ziyaret etti. İkili ticari ilişkiler 50 milyar doları geçti. Çin Hindistan’ın mal ticaretindeki en büyük ortağı oldu. 13 Ekim 2009: Hindistan ve Çin Başbakan Manmohan Singh’in Arunachal Pradesh ziyaretiyle ilgili bir gerginlik yaşadı. Çin “tartışmalı bölge”ye yapılan ziyaretle ilgili “büyük bir memnuniyetsizlik” duyduğunu belirtti. Hindistan Arunachal Pradesh’in Hindistan’ın “ayrılmaz bir parçası” olduğunu söyleyerek yanıt verdi. 27 Ağustos 2010: Hindistan, Pekin’in üst düzey bir Hint ordusu yetkilisine, söz konusu kişinin Jammu ve Keşmir bölgelerini kontrol ettiği gerekçesiyle vize vermeyi reddetmesinin ardından savunma alışverişini iptal etti. Hindistan da iki Çinli savunma yetkilisinin ülkeye girişine izin vermedi.
Çin ise Tibet’in güneyinde bulunan ve Hindistan’ın elinde tuttuğu Arunachal Pradesh bölgesi üzerinde hak iddia ediyor. Geçtiğimiz yıl Çin, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh’in Arunachal Pradesh’e yaptığı ziyaretle ilgili “aşırı memnuniyetsiz” olduğunu ifade etmiş ve “tartışmalı bölge”den bir yetkiliye, buranın aslında “Çin toprağı olduğunu ve giriş için vizeye gerek duyulmadığını” söyleyerek vize vermemişti.
Analistler, Hindistan’ın bundan yaklaşık 50 yıl önce Çin’le yaptığı bir savaşta aldığı utanç verici yenilginin Hintlilerin bilinçaltında güvensizliğin sürmesine neden olduğunu belirtiyor. Chellaney, “Hindistan ve Çin, 1981’den bu yana sınır görüşmeleri yapıyor. Modern tarihe bakılırsa iki ülke arasında bu kadar bir görüşme daha yok. Ancak çok az ilerleme kaydedilebildi. Aslına bakılırsa, Çin son yıllarda Arunachal Pradesh üzerinde hak iddia ederek, 1962’deki çatışmanın yaralarını da yeniden açtı” dedi.
Yeni Delhi aynı zamanda Çin’in Hindistan’ın Asya’daki daha küçük komşuları Sri Lanka ve Myanmar gibi ülkelerle gelişmekte olan ilişkilerini de yakından takip ediyor.
Chellaney, Çin’in Güney Çin Denizi’nden Basra Körfezi’ne kadar olan su geçişleri, limanlar ve hava sahaları üzerindeki stratejik yükselişiyle ilgili 2006 tarihli bir ABD Savunma Bakanlığı raporunu hatırlatarak, “Hindistan’da birçok kişi Çin’in komşusunu çevreleme stratejisi yürüttüğüne inanıyor. Çin’in önemli deniz ulaşım noktalarına limanlar kurup bu noktalarda özel erişim anlaşmaları yapmaya çalışması ‘inci kolye’ teorisini doğruluyor” dedi.
Çin’in geçtiğimiz günlerde Pakistan’la yaptığı nükleer reaktör inşaatı ve jet uçağı üretimi anlaşmaları da Yeni Delhi’de dikkat çekti. Bu arada Çin, Hindistan’ın ABD’yle kurduğu yakın ilişkilerden, özellikle de çok yakın zamanda yapılan milyarlarca dolarlık sivil nükleer anlaşmalardan kaygı duyuyor.
Ancak analistler bu siyasi meselelerin ardında iki ülkenin de geliştirmek istediği bir ticaret fırsatı olduğunu belirtiyor.
CNN International'ın internet sitesinde yayımlanan "China, India hope to build trust amid tensions" başlıklı analizden derlenmiştir.
http://twitter.com/HurriyetPlanet