Hillary Monica’yı unuttu

ABD Başkanı Bill Clinton'ın eşi, ABD ve dünyanın ‘First Lady’si Hillary Clinton ile kızı Chelsea, Fas'ın Marakeş kentindeki La Mamounia Oteli'nde, kurban bayramı tatilini geçirmek için bu ülkeye gelen Türk grupla birlikte kaldı. Türkler'le birlikte aynı restoranda yemek yiyen, palmiyeler altında yürüyüşler yapan Hillary Clinton rahat ve neşeli tavırlarıyla dikkat çekerken, kendisini korumak için ABD'den gelen 80 kişilik koruma birliği hiç ortada gözükmedi. Hillary'nin kızı Chelsea'yle birlikte çok güzel vakit geçirdiği gözlenirken, ‘‘Hillary, Monica'yı aşmış’’ yorumları yapıldı.

GÖRÜNMEYEN KORUMALAR

Kurban Bayramı tatili için geldiğimiz Fas'ın Marakeş kentindeki Lama Mounia Oteli'ne Hillary Clinton'ın da geleceğini öğrendiğimizde iki türlü şaşkınlık yaşadık. Dünyanın ‘first lady’si ile bir masal ülkesini andıran otel atmosferini paylaşıyor olmamız kadar, böylesine önemli bir konuğa rağmen otelde trafik ve servis düzeninin normal seyrinde gitmesine şaşmamak mümkün değildi.

Ancak sessizce kendilerini olağanüstü görünmez hale getiren güvenlik görevlilerinin sayısının 80'e çıkarılmış olduğunu bir otel görevlisi bana fısıldayıverdi. Hillary Clinton'ın bayramın ilk gününe rastlayan ziyaretinin öğle saatlerinde gerçekleşmiş olduğu, kaldığı otel villarının etrafındaki çimler üzerinde güneşlenen, aralarında arkadaşlarımızın da bulunduğu kişilerin burayı boşaltmalarını istemelerinden anlaşıldı. Bayan Clinton kimse görmeden, otelin, kentin eski surlarına bitişik kapısından içeri alındı. Hilary Clinton ve 54 kişilik ekibinin Marakeş'e geliş nedenini ise bir ertesi günü asansörde birlikte indiğim ABD'li güvenlik görevlisiyle yaptığım mini sohbette öğrendim. First Lady Marakeş'e Fas Kralı 2. Hasan ile buluşmak için gelmişti. Denildiğine göre, konu Fas'a yapılacak yardımdı.

KRALIN DOSTU AĞIRLADI

Ancak Kral Hasan Marakeş'e girinceye kadar, Hillary Clinton'ı, kralın en yakın arkadaşı olarak tanınan finansman danışmanı Azoulay ev sahipliği yapacaktı. Bu buluşma nedeniyle bayram tatilini bizler gibi burada geçirmeye gelen diğer Türkler, Marakeş'in dillere destan mavi mozaik bezeli Bahia Sarayı'nı göremediler. Anlaşılan Kral'ın ekibi de bir hayli kalabalıktı. Çünkü Kral'ın ekibi de bu görüşme için Bahia Sarayı na yerleştirilmişti.

Hillary Clinton ile hoş bir rastlantı, bayram gecesi yemeğini aynı restoranda yedik. Otelin en gizli köşesi olması nedeniyle biz de kişisel tercihimiz olarak La Mamounia'nın art deco döşenmiş şık İtalyan lokantasını seçmiştik. Güngör Uras, Gülşen Işık, sanat tarihçisi bir hanım dostumuz ile eşim ve ben otelin giriş katının altındaki bu lokantaya girdiğimizde, Bayan Clinton'ın da henüz yemeğe başlamış olduğunu önlerindeki minestrone çorbadan anladık.

Aralarında sadece iki erkeğin bulunduğu 10 kişilik masadaki şen şakrak sohbetten, Bayan Clinton başta olmak üzere herkesin keyfinin olabildiğince yerinde olduğu görülüyordu.

Bayan Clinton dümdüz siyah ciddi bir elbise giymiş olmasına rağmen çok rahat görünüyordu. Protokolün ‘P’sinin uygulanmadığı masada, kızı Chelsea'nin de masanın diğer ucunda neşeli bir şekilde sohbet ettiği gözlerden kaçmadı. Ana kıza belli ki Fas'ın, özellikle Marakeş'in egzotik havası yaramıştı.

Chelsea Türkiye’yi unutamıyor

Domates soslu makarnasını yedikten sonra, Hillary Clinton masadakilere neşe ile iyi geceler dileyerek ayrıldı. Bir süre sonra diğerlerinin de ayrıldığı masada, Chelsea iki arkadaşıyla sohbete devam etti. Sadece 5-6 masası olan lokantada onlara o kadar yakındık ki; Güngör Uras dayanamayıp Chelsea'ye iltifat ettiğinde, Chelsea bunu mahçup bir gülümseme ile cevapladı. Ben ve arkadaşlarımızın annesi için sarfettiğimiz övgü dolu sözlere tevazu içinde, ama ciddi bir şükran duygusu içinde teşekkür etti. Babası için ne düşündüğünü kesin olarak öğrenemeyeceğiz ama, Chelsea annesinin yanında kalmaya kararlı görülüyor. Bize Türkiye'de 5 gün geçirdiğini belirterek, ‘‘İstanbul ve Ankara'da geçirdiğim 5 güzel günü unutmuyorum’’ dedi. Belli ki Hillary'nin etrafında genç ve dinamik bir ekip var. Ve kendi gemisini kendi yürütmeye kararlı görünüyor. Bayan Clinton'ı bir ertesi gün otel bahçesındeki palmiyelerin gölgesinde sarı eteği ile yürürken gördüğümüzde, yüzündeki ifade mutluluk ve huzurdan başka bir şey değildi.