Hikmet Çiçek: "Ulusalcılarla anılmaktan gocunmam"

Güncelleme Tarihi:

Hikmet Çiçek: Ulusalcılarla anılmaktan gocunmam
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2009 19:04

“Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından Hikmet Çiçek, adının “Ulusalcılar” olarak olarak adlandırılan kişiler arasında geçmesinden memnun olduğunu belirtti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çapraz sorgusu yapılan Çiçek, Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in Tuncay Güney'le ne zaman ve ne şekilde tanıştığı yönündeki sorusu üzerine, Güney'in çıkartmak istediği haftalık dergi için Ümit Oğuztan'la Ankara'ya gelerek kendisiyle görüştüğünü söyledi.

Güney'e haftalık bir dergide neler olması gerektiği konusunda görüşlerini ilettiğini belirten Çiçek, Güney'in daha sonra çıkardığı Strateji adlı derginin yayın hayatının 6 hafta sürdüğünü ve ciddiyetten uzak olduğunu anlattı.

Savcı Pekgüzel'in, aramada bulunan belgeler arasında yer alan “MİT ve Medya, Ajan Gazeteciler” başlıklı belgeyi kimin hazırladığını ve bu belgeyi kimden aldığını” sorduğu Çiçek, bu belgeyi ve “Türkiye'de ve Dünyada Casusluk” başlıklı belgeyi Aydınlık Dergisi'nin arşivinden aldığını, ilk belgenin daha çok ilgisini çektiğini, ikinci belgeyi ise haber yapmaya gerek görmediği için bir kenara bıraktığını ifade etti.

“KARARGAH EVLERİ”

Bu belgeyi kimin yazdığı konusunda bilgisi olmadığını belirten Çiçek'e, Savcı Pekgüzel bu kez MİT tarafından Genelkurmaya teslim edilen nüsha olan “Karargah Evleri”ne ilişkin belgeyi kimin ne şekilde ele geçirdiği soruldu.

Çiçek, bu belgenin CD içinde İşçi Partisi'nin Genel Merkezi'nde bulunduğunu sandığını, bu nedenle ifadesini bu yönde verdiğini, ancak bu belgeyi emniyet sorgusu öncesinde görmüşlüğü bulunmadığını söyledi.

Savunmasında “Karargah Evleri” belgesinden bahsetmesinin nedeninin pek çok partilinin adının bu belgede yer alması olduğunu söyleyen Çiçek, “Vatanseverler Ulusal Güç Birliği Hareketi ve Taner Ünal'la bir ilginiz var mı? Zihni Çakır'la aranızda bir husumet var mı?” şeklindeki soruya da “Çakır'ın ifadesinde kendisini tanıdığını belirtmediğini, kendisiyle 1-2 saatlik bir görüşmesi olduğu” şeklinde cevap verdi.

Çakır'ın “Ergenekon”la ilgili bir kitap yazacağını söylediğini, kendisinin de böyle bir kitap için derin araştırma gerektiğini vurguladığını anlatan Çiçek, “Ama Zihni Çakır, sandığım gibi bir insan değilmiş. Dolandırıcılıktan tutuklandı. İnanılmaz yalan ve iftiralarla dolu bir kitap yazdı” dedi.

Taner Ünal'ın da Ankara'da “Türkiyeli” adlı bir dergi çıkardığını, MHP'nin bir kongresinde Devlet Bahçeli'ye karşı genel başkan adayı olacağını söylemesi nedeniyle Ulusal Kanal'da Ünal'la bir söyleşi yaptıklarını belirten Çiçek, “Benim onu tanıdığım dönemde Vatanseverler Ulusal Güç Birliği diye bir hareket yoktu” diye konuştu.

Parti Genel Merkezi'nde Doğu Perinçek imzalı “Kemalist model” adlı belgenin yine arşivinde bulunduğunu belirtilen Çiçek, partinin basın bürosunu yönettiği için Perinçek ve partinin her belgesinin kendi arşivinde de bulunmasının normal olduğunu ifade etti.

Çiçek, “Tuncay Güney belgeleri” olarak iddianamede geçen belgelerin ise tümünün sekreterlik odasında masanın üzerinde bulunduğu söylenen 4 CD'den edinildiğini anlattı.

Savcı Pekgüzel'in “Ergun Poyraz'la ne şekilde tanıştınız?” diye sorduğu Çiçek, büyük bir yayınevinin kendisine Cüneyt Zapsu ile ilgili bir kitap hazırlamasını istediği için Poyraz'ın kitaplarında da Zapsu ile ilgili bilgiler olduğu için görüştüğünü söyledi. Poyraz'la tek görüşmesinin bu olduğunu söyleyen Çiçek, daha sonra kendisiyle duruşma salonunda karşılaştığını ifade etti.

2. MİT RAPORU

Savcı Pekgüzel'in, “Susurluk kazasının gerçekleşmesinden önce 2. MİT raporu adlı yayını siz yapmışsınız. Bunu nereden aldınız?” diye sorduğu Çiçek, bu raporun nasıl ele geçirildiğinin hikayesini Adnan Akfırat'ın Aydınlık Dergisinde yazarak bir gazeteciden aldığını ifade ettiğini, kendisinin de bu gazetecinin kim olduğunu sorma ihtiyacı duymadığını söyledi.

Danıştay saldırısına yönelik hangi bilgilere sahip olduğu sorulan Hikmet Çiçek, Danıştay saldırısını yapan Alpaslan Aslan'ın üzerinde Aydınlık Dergisi'nin kartvizitinin ele geçirildiği şeklinde “yalan” haberin medyaya servis edildiğini belirterek, “Biz Danıştay saldırısının ulusalcı kurum ve şahsiyetlere yönelik bir saldırıya dönüşebileceğini düşündük ve bu konuyu daha yakından izledik. Savcının sözünü ettiği Baltalimanı bilgi notları da duyumdan öteye geçmeyen bilgi notlarıdır. Kanıtlamadığımız hiçbir şeyi haber olarak kullanmadık” dedi.

Çiçek, “Ergenekon Palavrasının Perde Arkası” adlı yazısını “www.acikistihbarat.com” sitesinden Behiç Gürcihan'a gönderdiğini belirterek, “Her yazınızı gönderir misiniz?” diye soran Savcı Pekgüzel'e, önemli bulduğu haberleri mümkün olduğu kadar çok basın kuruluşuna göndererek kamuoyuna ulaşmasına çalıştığını bildirdi.

Hikmet Çiçek, kendisine ait flash bellekte Abdullah Öcalan'ın avukatları ve adının Oğuz olduğu anlaşılan şahısla diyalogların yer aldığını hatırlatan Pekgüzel'e, bu görüşme belgesinin partinin kapısına bırakılan bir mektup olduğunu belirterek, “Protokol önerisi diye bir şey var. Apo'nun avukatıyla bir asker arasındaki konuşmayı içeriyor. Bu mektubun bir kışkırtma, yalan haber olduğu kanaatine vardığımız için kullanmadık” dedi.

HRANT DİNK'İN ÖLDÜRÜLMESİ

Yine “İşçi Partisi Basın Bürosu'nda ele geçirilen belgeler arasında Hrant Dink'in öldürüleceğine yönelik bir belge bulunduğu” hatırlatılan Çiçek, çok sayıda bilginin Aydınlık Dergisi'ne ulaştığını, bahsedilen belgeyi ise hiç hatırlamadığını söyledi.

Bu sırada Çiçek'in avukatlarının iddianamede yer almayan belgeler konusunda sorgulamanın yasal olmadığını söylemeleri üzerine Pekgüzel, bunların ek belgeler olduğunu ifade etti.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de sanık avukatının haklı olduğunu belirtti.

Savcı Pekgüzel'in, “Sabancı suikastı, eski bilgiler, Genelkurmay istihbaratı” başlıklı belgeyi hatırlatması üzerine Başkan Şengün, savcıya “İddianamede var mı? İncelediniz mi? Yoksa ayrı bir sorgulama yaparsınız” dedi.

Pekgüzel, daha sonra Çiçek'e “Örgütten nasıl haberdar oldunuz?” sorusunu yöneltti.

Çiçek de bu soruya, “Bağlantım kastediliyorsa bunu kesinlikle reddettiğimi ifade ettim. Bir örgüt olarak Ergenekon sözünü ne zaman duydunuz diyor Sayın Savcı. 30 yıldır diyebilirim. 12 Mart'ta Türkiye kontrgerillayla tanıştığından beri 'bunun adı ne?' tartışmalarının geçmişi 30 yıl geriye gidiyor” diyerek karşılık verdi.

Savcı Pekgüzel'in “Avrasya kanalı, bütçe” başlıklı belgeyi sorduğu Çiçek, Ulusal Kanal konusundaki hayallerinin, kanalı sadece Türkiye çapında değil, bütün Avrasya bölgesinde izlenen bir kanal haline getirmek olduğunu belirterek, “Bu da böyle bir kanal yaratabilirsek ne kadar paraya ihtiyacımız olur diye arkadaşların çıkarığı hayali bir bütçe. Bunu Mustafa Özbek'in denilen ART kanalıyla hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

ADININ “ULUSALCILAR” ARASINDA GEÇMESİ

Çiçek, Savcı Nihat Taşkın'ın “Ulusalcılar adlı belgede sizin de adınız geçiyor. Bu belgeden haberiniz var mı?” sorusu üzerine, bu belgeyi ilk defa duyduğunu belirterek, “Ama benim adımın ulusalcılar diye tabir edilen şahsiyetler arasında geçmesinden de gocunmam, memnun olurum” diye konuştu.

Savcı Taşkın'ın, isminin “Karargah Evleri” listesinde yer aldığını hatırlatarak, Hayati Özcan'la ilişkisini sorduğu Çiçek, Özcan'ın İşçi Partisinden bir arkadaşı olduğunu ve Ulusal Kanal'ın İzmir Temsilciliği'ni yaptığını söyledi.

Bir listede adının “Süper NATO uzmanı” olarak geçtiğini, diğerinde “NATO bombalama uzmanı” dendiğini anlatan Çiçek'e Savcı Taşkın, “Türkiye, 50 yıldır NATO üyesidir. NATO konusunda düşüncelerinizi söyler misiniz?” diye sordu.

Çiçek, bu soruya, “Türkiye'nin başına 50 yıldır ne geldiyse bence NATO'ya üye olmamızdan geldi. Hala da bu davada başımıza geliyor. 20-21 yaşlarında da NATO'ya hayır derdim, hala hayır diyen bir insanım. NATO'nun düşmanıyım” yanıtını verdi.

Bu arada Çiçek'in avukatı, savcıya iddianamede olmayan belgelerle ilgili soru sorulamayacağını hatırlattı.

Çiçek, flash belleğinde, Ferit İlsever'in gazeteci İlhan Selçuk'la yaptığı bir görüşme notunun bulunduğunu ve bu notta Ulusal Kanal, Cumhuriyet ve Aydınlık Gazetesi ile ilgili birleşme görüşmesinin yapıldığı bilgisinin yer aldığını belirten Savcı Taşkın'a, İlsever'in bu görüşmeyle ilgili bilgiyi Parti'nin Genel Merkezi'ne aktardığını, basın bürosundaki görevi nedeniyle bu belgeyi de flash belleğine aldığını anlattı. Çiçek, görüşmenin içeriğini bilmediğini savundu.

BENZERLİK GÖSTEREN BELGELER

Bilgisayarlardan ele geçirilen “Devletin yeniden yapılandırılması” başlıklı belge ile Tuncay Güney'den elde edilen bilginin benzerlik gösterdiğini hatırlatan ve Doğu Perinçek'in bu belgenin bir kopyasının da Veli Küçük'te olduğunu belirttiğini söyleyen Savcı Taşkın'a Çiçek, Parti'nin resmi belgesi olan bu belgeyle Tuncay Güney'in belgesi arasında tek bir benzerlik olmadığını Perinçek'in zaten vurguladığını söyledi.

Söz alan Nusret Senem, “Karargah Evleri”ne ilişkin belgenin masasında bulunmadığını, bu konuda savunmasında ayrıntılı açıklamada bulunacağını bildirdi.

Söz alan Doğu Perinçek de Çiçek'e 21 Mart 2008 tarihinde İP Genel Merkezi'nde yapılan aramada bulunup bulunmadığını sordu.

Çiçek'in “Hayır” diye cevap vermesi üzerine Perinçek, “O halde 4 CD'nin sekreterlik masasının üzerinde bulunduğunu nereden biliyorsunuz?” diye sordu.

Bunun bir iddia olduğunu söyleyen Çiçek'e Perinçek, “Tutanaklarda öyle bir şey yok. İddianamede bu şekilde geçiyor” diye cevap verdi.

TELGRAFÇI HAMDİ

Perinçek'in “Telgrafçı Hamdi size ne hatırlatıyor?” sorusu üzerine Çiçek, bunun Parti'nin açıklamalarının her yere ulaşmasını sağlayan bir hareket olduğunu söyledi.

Telgrafçı Hamdi'nin aynı anda kaç kişiye ulaşabileceğinin sorulması üzerine Çiçek, “Binlerce kişi” dedi.

Perinçek'in “Devletin yeniden yapılandırılması belgesini telgrafçı Hamdi'ye koymuş muydunuz?” şeklindeki sorusuna da Çiçek, “Evet”' diye cevap verdi.

Doğu Perinçek'in “Mehmet Ulusoy'u tanır mısınız?” sorusu üzerine Çiçek, tanıdığını söyledi.

Perinçek de “O zaman neden tanımıyorum dedin? Savcı M. Ulusoy diye sordu tanımıyorum dedin. Ben de hatırlatmak istedim” diye konuştu.

Çiçek'in avukatları Hasan Gökçeaslan ile Ayşegül Şahin de savunmalarını yaparak, müvekkillerinin tahliyesine karar verilmesini istedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!