'Hikayelerimin tanrısıyım'

Güncelleme Tarihi:

Hikayelerimin tanrısıyım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2011 14:53

İkinci romanı “Yabancı Ses”le okuyucularının karşısına iddialı bir şekilde çıkan Seda Küçük, her yazarın kendi kurduğu krallıkta ‘tanrı’ olduğunu söyledi.

Kurgulanmış her hikayenin, bir çok hayata can verdiğini belirten Küçük, “Romanlardaki karakterler, doğumundan ölümüne, fiziki görüntüsünden ruhsal yapısına, hobilerinden fobilerine, en ince ayrıntısına kadar gerçek birer kişi gibi yaratılıyor. Bu hem zor hem de heyecanlı bir süreç. Romanlardaki karakterlerin, neler yaşayacağına nasıl öleceğine, iyi ya da kötü onları nelerin beklediğine yazar karar veriyor. Bu da yazarları, hikayelerinin tanrısı yapıyor” dedi.

 

HEYECAN FIRTINASI

/images/100/0x0/55eb405ff018fbb8f8b51769
Haberin Devamı

 

İlk kitabı “Siyah Gelinlik”le otoritelerden tam not alan, okuyucularının da büyük beğenisini toplayan Yazar Seda Küçük’ün merakla beklenen ikinci romanı Yabancı Ses kimlik ve kimliksizlik, gelecek ve geçmiş, yaşam ve ölüm, kardeşlik ve hepsinin üzerini bir şemsiye gibi örten aşk üzerine unutulmaz, çarpıcı ve hepsinden öte sorgulatıcı bir roman. Macera, polisiye, aşk ve ruhsal yolculukların iç içe işlendiği kitap, okuyucuya tam bir heyecan fırtınası yaşatıyor. Bodrum’da başlayıp İstanbul ve Londra hattında devam eden hikayede, geçmişine ait anıları bilimsel yöntemlerle değiştirilen Eylül’ün, gerçeklerle yüzleşmesi ve yaşadığı travma anlatılıyor. Geçmişi bulanık, geleceği belirsiz  17 yaşındaki Eylül’ün hayatından kesitlerin film tadında anlatıldığı romanda; Eylül, küçükken başından geçenleri hatırlayamıyor ama içindeki bir ses ona sürekli ufak tefek izler bırakıyor. Genç kız geçmişinin izini kovaladıkça, açmaması gereken bazı gizli kapıları aralıyor ve her şey git gide daha da karışık bir hal alıyor. Sonra küçük dünyasına, hayatının aşkı olmaya aday Poyraz giriyor.  Ona peri masalı gibi bir aşk yaşatan Poyraz’ı tanıdıkça bazı eksik  parçalar yerine oturuyor. Ortaya çıkan tablo ise Eylül’ün kabuslarına bile sığmayacak kadar ürpertici bir hal alıyor.

Haberin Devamı

 

HATIRALARIMIZI GERÇEKTEN YAŞADIK MI, YOKSA TÜM BUNLAR BİR ALDATMACA MI?

 

Bir ailenin sırlarını anlattığı ilk romanı “Siyah Gelinlik”te, çocuk yaşta anne olmak zorunda bırakılan kızların dramını tüm çıplaklığıyla ortaya koyan Seda Küçük bu kez okurunu, gerçekliğin, yaşamın ve aşkın sınırlarını tepetaklak çevirmeye aday bir maceraya davet ediyor.  Seda Küçük, Eylül karakteri üzerinden insanların hatıralarının ya da hatırladığı geçmişinin ne kadar gerçek olduğunu okuyucuya sorgulatırken, insanın en iyi tanıdığı yakınlarına bile kuşkuyla bakmasına yol açıyor. Bilinçaltındaki soru işaretlerini gün yüzüne çıkartmayı amaçladığını belirten Küçük şunları söyledi:  “Herkesin çocukluğuna ait bazıları HD kalitesinde bazıları ise flu hatıraları var. İnsanın beyni daha çok pozitif hatıraları net olarak saklar. Negatif hatıraları ise geri plana atar ki bu da flulaşmalarına neden olur. İşte beynimizin silmek ya da hatırlamak istemediği bu kötü hatıralar zamanla evrim geçirip farklılaşabilir. Aslında bu beynin kendini korumaya yönelik bir aldatmacası. İşte tam bu noktada kitabı okuyanların kafasında şu soru işareti beliriyor, hatıralarımızı gerçekten yaşadık mı yoksa tüm bunlar bir aldatmaca mı? ”

Haberin Devamı

OKUMAYA BAŞLAYAN BİTİRMEDEN BIRAKAMIYOR

Küçük, gerçek hayatlardan etkilendiğini ama romanlarının tamamen kurmaca olduğunu belirterek, “Hikayelerimde mümkün olduğunca yalın bir dil kullanıyorum. İlk kitapta okuyuculardan aldığım eleştiriler beni çok yüreklendirdi. Gelen mesajlarda en çok, ‘kitabı okumaya başlayınca bitirmeden bırakamadık’ yorumu geldi. Bu da beni çok mutlu etmişti. Bu kitapta da aynı duyguyu vermeye çalıştım. İnanıyorum ki kitabı okumaya başlayan, merak, heyecan, aşk ve beyin fırtınası sarmalında sürükleyici bir yolculuk yaşayacak ve kitabı bitirmeden elinden bırakamayacak. Çok dingin ve insana huzur veren bir giriş sonrasında sürekli bir tempo var” dedi.

Haberin Devamı

 

/images/100/0x0/55eb405ff018fbb8f8b5176b
BODRUM’UN HİT MEKANLARI


Seda Küçük, 4 yıl yaşadığı Bodrum’u da kitabında muhteşem tasvirlerle okuyucuya taşıyor. Halen anne, babası ve ağabeyinin Bodrum’da oturduğunu belirten Küçük, “Bodrum muhteşem bir yer. Bodrum’un havasını bir kez soluyan bir daha başka yerin havasıyla mutlu olamıyor. Halikarnas Balıkçısı olarak da bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın ‘Yokuşbaşı’na geldiğinde Bodrum’u göreceksin. Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler de böyle idiler. Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler,’  dizelerinde olduğu gibi orası insanda tam bir bağımlılık yaratıyor. Ben de hayatımda özel bir yeri olan Bodrum’un önemli mekanlarını romanda kullandım. Kitabı okuyanlar muhtemelen Bodrum’a geldiğinde bu mekanları ziyaret etmek isteyecek. Buradaki tespitlerim, yaşayarak edindiğim izlenimler. Benim hayatımda da bu mekanlar özel bir yer tutuyor. Zaten yılda en az 4 kez Bodrum’a gidip hem ailemle hem de Bodrum’la hasret gideriyorum. Burası bana huzur veriyor” dedi.

Haberin Devamı

 

SENARYO TEKLİFLERİ ALDIM

Seda Küçük, yazarken hikayelere yolculuk yaptığını ve karakterleriyle yaşayıp onlarla nefes aldığını belirterek şunları söyledi:

“Çok iyi gözlemciyim ve en ufak detaylar gözümden asla kaçmaz. İyi bir hafızaya da sahip olduğumu düşünüyorum. Yaşadığım veya tanık olduğum hiç bir şeyi aradan ne kadar zaman geçerse geçsin asla unutmuyorum. Bu da hikayeleri yazarken bana inanılmaz kolaylık sağlıyor. Ben gerçekten hikayelerimi yaşıyorum. Bu da hem karakterler hem de hikayenin akışına tam hakimiyet kurmamı sağlıyor. Karakterlerin her birini kendim kadar iyi tanıyorum. İlk kitabım ‘Siyah Gelinlik’ beklemediğim bir başarı yakaladı. Yurt dışındaki bir yayınevi kitabı İngilizce’ye çevirip dağıtmak istedi. Birkaç film şirketi de kendileri için dizi film senaryosu yazmamı istedi. Bunlar beni gerçekten çok mutlu etti ve ne kadar doğru bir yolda olduğumu gösterdi. Şu anda en üretken dönemimi yaşıyorum ve sadece kitaplarıma odaklanmak istediğim için şimdilik bu tekliflere çok sıcak değilim ama ilerde bu tür teklifleri düşünebilirim. Kendime bir hedef seçtim ve bu doğrultuda yürüyorum. Merdivenleri birer birer, sindirerek çıkmak istiyorum. Hikayelerimi yazarken bir yandan da yoğun okuma ve araştırma yaptığım için başka şeylere zamanım kalmıyor.”

Haberin Devamı

 

KÜÇÜK BİR AİLE GİBİYİZ

İlk kitabında olduğu gibi ikinci kitabında da Cinius Yayınları’yla çalışmaktan çok büyük keyif aldığını anlatan Seda Küçük, “Cinius, küçük bir aile gibi. Çalıştığım insanların hepsi de mükemmeller. Editörüm Zeynep Gülbay, yaptığı eleştiriler ve yönlendirmelerle ufkumu genişletiyor. Art Direktörümüz Diren Yardımlı ise muhteşem kapak tasarımlarıyla kitabın ön plana çıkmasını sağlıyor. Neslihan Yılmaz’ın dizgideki titizliği ve olağanüstü yardımı, Ali Yılmaz’ın baskı, satış ve dağıtım süreçlerindeki performansı bir harika. Hepsine çok teşekkür ediyorum” dedi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!