Güncelleme Tarihi:
“Higgs parçacığı” diye çevirdiğimiz, “Higgs boson” teriminde “Higgs”in kim olduğunu öğrendik. Peki, “boson” terimi nereden geliyor? Higgs parçacığının ait olduğu atom altı parçacıklar sınıfının adı olan “boson”un arkasında da ilginç bir yaşam öyküsü var.
1924 yılında, aslen Kalkütalı, Dakka Üniversitesi’nde okutman olan, henüz otuzlarında bir genç fizikçi, önemli bir gözlem yapar: 19. yüzyıldan beri gaz halindeki maddenin davranış kurallarını analiz etmekte kullanılan istatistik yöntemleri hatalıdır. Genç fizikçi, bu hatayı düzelten, kendi geliştirdiği kuantum istatistiği yöntemlerini anlatan bir makale kaleme alır ve yayınlanmak üzere bir İngiliz dergisine gönderir.
Tabii Dakka Üniversitesi’nden gelen makale reddedilir.
İşte bu Hintli fizikçinin adı Satjendra Nath Bose.
Bulduğu yöntem “Bose-Einstein istatistiği” olarak adlandırıldı. Kuantum mekaniğinin, yani atom ve atom altı parçacıkların davranışlarını araştıran bilim disiplinin dört klasik makalesinden biri oldu.
Ve Einstein, atom altı parçacıklar grubunun en önemlisine, Satjendra Nath Bose’nin adından hareketle “boson” adını verdi.
Einstein bu istatistik yöntemlerini kullanarak, daha sonra “Bose-Einstein yoğunluğu” diye adlandırılan bir fenomenin varlığını öngördü. Bu varsayım da, 1995’te bir deneyle doğrulandı.
S.N. Bose solda, bağımsız Hindistan’ın kurucu lideri Cavaharlal Nehru ile; sağda, karısı, çocukları ve torunlarıyla. Torunu, “daha yirmi yaşındayken bile ilericiydi, evlenirken çeyiz istememiş, karısına İngilizce öğretmişti. Beş kızı ve iki oğlunun üniversiteyi bitirmeden evlenmelerine de izin vermemişti,” diye anlatıyor dedesini.
Satjendra Nath Bose hayatının büyük kısmını Dakka ve Kalküta’da geçirdi. Ülkesinin en önemli ödüllerini aldı, üniversitelerde ve bilim yönetiminde çok üst düzey görevler üstlendi.
Sadece iyi bir fizikçi, araştırmacı ve eğitici olmadı. Hindistan’ın bağımsızlığını aktif olarak destekledi. Hint ve Bengal kültürüne derin bir ilgiyle bağlıydı, ama Fransız şairlerini Bengalceye çevirecek kadar da dünyaya açıktı.
Bose, 1974 yılında, 80 yaşında öldüğünde, Kalküta sokaklarında yüzbinlerce kişi cenazesine katıldı ve “Satyen Babu”nun arkasından ağladı.
Adıyla anılan “Bose-Einstein istatistiği” ve “Bose-Einstein yoğunluğu”yla bağlantılı araştırmalar, sonuncusu 2001 yılında olmak üzere, defalarca fizik dalında Nobel aldı, ama Satjendra Nath Bose Nobel’e aday bile gösterilmedi.
Hala, Hintlilerin doğa bilimlerine ilk ve son katkısının, 25 yüzyıl önce “sıfır”ı bulmaları olduğunu sanıyoruz.
Ve korkarım, tanıdığımız tek Hintli bilim insanı, Amerikan sitcom’u “Big Bang Theory”deki süper inek ve ifade özürlü astrofizikçi “Raj Koothrappalli” karakteri.