OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 24, 2004 00:00
Åženol Åžahin mimar, YeÅŸiller Partisi eski Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve bir araÅŸtırmacı. Öldükten sonra ‘yanma hakkını’ savunuyor. Hatta bu konuda içinde krematoryum ve organ bağışı için nakil merkezi de bulunan ‘YaÅŸam Destek Merkezi’ adlı bir projesi var. Krematoryum konusunda bir kitap hazırlığı içinde bulunan Åžahin, pek çok kiÅŸinin öldükten sonra yakılmak istediÄŸini, bu kiÅŸilere izin verilmemesinin ise büyük haksızlık olduÄŸunu savunuyor.Halbuki Türkiye’de ölülerin yakılması ve krematoryum kurulması konusunda yasal bir engel bulunmadığını söylüyor. Hıfzıssıhha Yasası’ndaki (Genel SaÄŸlık Yasası) ‘Ölülerin yakılacağı fırınlar’a (krematoryum) iliÅŸkin maddeler de Åžahin’i doÄŸruluyor. Ancak krematoryum kurulması için izin verme yetkisi belediyelere ait olduÄŸundan ve ÅŸimdiye kadar hiçbir belediye bu konuda kimseye izin vermediÄŸinden ÅŸu anda Türkiye’de bir krematoryum yok. Åžahin ile Türkiye’nin hakkında çok da bir ÅŸey bilmediÄŸi krematoryum konusunu konuÅŸtuk.Krematoryum konusu ürkütücü geliyor. Ä°lginiz nasıl baÅŸladı?- Arkeolojik kazılara katılmam, mimar olmam nedeniyle ilgi duydum. Ben de yakılmak istiyorum. Bu hakkın verilmesinden yanayım. Semavi dinlerin olmadığı zamanlarda, evlerle mezarlıklar çok içiçeydi. Ä°nsanlar evlerinde yaÅŸarken sedirlerinin altında ölülerini boyayarak saklarken, mezarlıklarla evler aynı mekanlardı. Ä°nsanlar için ölünün yakılması, küllerin saklanması, mezar hediyeleri hatta eÅŸleri ile birlikte gömülmesi onların tekrar yaÅŸama dönecekleri inancından baÅŸlıyordu. Kül ile birlikte havaya yükselen ruhunun da özgürleÅŸeceÄŸi, günahlarından arınacağı düşünülüyordu.Orta Asya’dan gelen bir gelenek mi bu?- Ölülerin yakılması Orta Asya ve Anadolu’da çok yaygın kullanılmış, Türklerin uzak olmadığı bir yöntem. Hindistan ve UzakdoÄŸu’da ilkel yöntemlerle ölünün odunla yakılması bugün de hálá uygulanıyor.KÃœLLERÄ° GÖMÃœLÃœRSE OLUR DÄ°YEN DÄ°N ADAMLARI VARÄ°slamiyet’te ölü gömülür. Bu uygulamada farklılıklar oluyor mu?- Evet, Ä°slami uygulamaya göre insan öldükten sonra yıkanıp, kefenlenip, topraÄŸa veriliyor. Ama bu da ülkelere, kültürlere göre farklılıklar içerir. Suudi Arabistan çöl olduÄŸu için hasır veya kumaÅŸ örtüye sarılıp gömülüyorlar. Mezar taşı yok, isim yok. Mezarın kaybolması isteniyor. Vahabiler’de ve Suudiler’de bu böyle. Orta Asya’da ise ÅŸaman geleneÄŸinden kaynaklanan ayrı bir mezar geleneÄŸi var. Balbal, tümülüs dediÄŸimiz. Ön Türkler’de ve UzakdoÄŸu’da hep mezar taşı kullanılmış. Anadolu’da mezar taşı geleneÄŸinin Müslümanlığa raÄŸmen yürümesi de bu ÅŸaman izlerinin yansımasıdır.Krematoryumda ne yapılıyor?- Krematoryumlar, saÄŸlıklı bir ortamda insan bedeninin 900 derecede 40-60 dakikada yakılıp küllerinin özel bir blendırdan geçirilip, özel kaplara konulduÄŸu yerlerdir. Japonya’da, Ä°ngiltere’de, Avrupa’da çok insani ve teknik bir ÅŸekilde tamamen saÄŸlık açısından ele alınarak yapılıyor. Amerika’da bu iÅŸ tam bir endüstri haline geldi. Hastaneden, evden vefat eden insan alınıyor, süsleniyor, ailesi ile müzikli ortamlarda vedalaÅŸma töreni yapılıp yakılıyor. Daha sonra ahÅŸap ya da metal kapların içinde yakınlarına külleri veriliyor ya da özel mezarlık alanlarına gömülüyor. Bu olayı korkunç bir olay olarak düşünmemek gerekiyor, sosyal boyutu gözetiliyor. Krematoryumlar yeÅŸil alanların içine yapılıyor. Ama hastanelerde olanları da var.Türkiye’de ölünün yakılması neden tepki çekiyor?- Dini inançlarımız nedeniyle karşı çıkıyoruz. Organ bağışına da özel gerekçelerle karşı çıkıyoruz. Ama tercih eden insanların yakılmasına izin verilmeli. Din adamlarının bakışı nasıl?- Din adamlarının, ‘Yakılma Müslümanlık öncesine ait dönemlerin uygulamasıdır. Dinen uygun deÄŸildir’ diye karşı çıkışı var. Ama Din Ä°ÅŸleri Yüksek Kurulu’nun bir üyesinin ‘Külleri mezarlığa gömülmek kaydıyla yakılabilir’ ÅŸeklinde görüşü var. ‘Cehennemde zaten yanacağız. Niye bu dünyada yanalım’ diyenler de var.Yanma talebi daha çok kimden geliyor?- Ãœlkemizde yaÅŸayan yabancılarda. ‘Yanmak istiyorum, küllerim BoÄŸaz’a serpilsin, Kıbrıs’a götürülsün’ gibi taleplerde bulunuyorlar. Ancak muhatap bile bulamıyorlar. Ä°nsanlara bunu çok görmemek lazım.DNA BANKASINDA HERKESÄ°N BÄ°R ÖRNEĞİ BULUNACAKSizin YaÅŸam Destek Merkezi Projeniz’deki çözüm öneriniz nasıl?- SaÄŸlık birimleri, organ nakli merkezi ve krematoryumun içinde yer aldığı bir hastane projesi bu. 2000 yılında SaÄŸlık Bakanlığı’nın çıkarttığı yönetmelikle özel hastaneler böbrek gibi organları alabilir, satabilir duruma getirildi. Olay ticarileÅŸti. Organ nakline ihtiyaç duyan ama 100-150 bin dolar veremeyen hastaların durumu ne olacak? 30 bin üzerinde insan böbrek sırasında bekliyor. Böyle bir tabloda, böbrek, karaciÄŸer, kornea gömmek lüksü varsa; cidden toplum olarak düşünmeliyiz.Peki bunu nasıl baÅŸaracaksınız?- Projemizde, organlar alındıktan ve veda töreni de yapıldıktan sonra insanların yakılması söz konusu olacak. Ä°nsanların dünya görüşlerine uygun ÅŸekilde gömülmesi ve bu olayın hastanelerin çatısı altına alınması gerekiyor. Gerçekten insan sevgisi, öbür dünya inancı olan birinin buna karşı çıkacağına inanmıyorum. Organlarımızı bağışlamadan yanmanın dahi bu dünyadan giderken, yapılabilecek büyük bir iyilik olduÄŸunu düşünüyorum.Yakılan cesedin bir dava nedeniyle incelenmesi gerekirse ne olacak?- Ceset çürüdükten sonra DNA dışında bir veri elde etmek çok zordur. Krematoryumda bir hükümet tabibi olacak. Ölüm raporu düzenlenecek. Yakılmak isteyen insanlara mecburi otopsi yapılacak. Şüpheli ölümler de kontrol altına alınmış olacak. Yakılmadan önce o kiÅŸinin DNA örnekleri alınacak. Bu örnekler devletin kayıtlarına alınacak. Bir DNA Bankası olacak. ÖrneÄŸin, yakılanın çocuÄŸu olduÄŸu iddiasıyla bir dava açılırsa, o örneklere bakılacak.Åžimdiye kadar Türkiye’de bir krematoryum kurulmamış olmasında sorumluluk kimin?- 1930’da krematoryum kurulması için yasa çıkarılmış ama çözüm için hálá bir çaba yok. Yerel yönetimler bununla ilgili görevlerini yapmıyorlar. Kent planlamasında insanların tabi oldukları dine, inanışlarına göre gerekli ÅŸartları yaratmaları gerekiyordu.Bu iÅŸ Avrupa’da nasıl çözüldü peki?- Ä°skandinav ülkelerinde bu konuyu sosyal demokrat partiler, dini gerekçelerle karşı çıkan muhafazakárlara karşı büyük mücadeleler vererek çözdü. Ama bakıyorum bizim sosyal demokrat partilerimiz bu konuda tek bir laf etmiyor. Yine de bence bir ÅŸansımız var. Yerel yönetimlerden gelen bir BaÅŸbakanımız var çünkü. Hem Müslümanlık, hem saÄŸlık, hem kent yaÅŸamı açısından ülkenin geleceÄŸi açısından farklı bakışları da tartıştırarak, bu konuda çözüm arayışına girilmesinin zamanı geldi ve geçti.AB MEVZUATIUyum yasalarında yer almıyorFransa’dan Almanya’ya, Ä°ngiltere’den Ä°talya’ya Avrupa’daki tüm ülkelerde mezarlıklar içinde krematoryumlar var ve siz isterseniz, öldükten sonra külleriniz bu krematoryumlarda saklanıyor. Bazı ülkeler külleri kiÅŸilerin saklamasına hatta isterse denize savurmasına da izin veriyor. Türk DışiÅŸleri Bakanlığı’na baÄŸlı Avrupa BirliÄŸi Genel SekreterliÄŸi ise, Avrupa müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında böyle bir konunun gündemlerinde olmadığını açıkladı.HUKUKÄ° DURUMYasa müsaade ediyor ama uygulaması yokAtatürk döneminden kalma Hıfzıssıhha Yasası’na göre, imar planında yer alması halinde, belediyeden proje onayı alarak, krematoryum (ihrak fırını-ölülerin yakılacağı fırın) açmak mümkün. Kanunun çıktığı yıllarda Ä°stanbul Zincirlikuyu Mezarlığı içinde de bir krematoryum açılmış ancak kullanılmadan örf ve adetlere uygun olmadığı için yıkılmıştı. Sonrasında bu konuda belediyelerden bir izin alabilen olmadı. En son Ankara BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Melih Gökçek de, din deÄŸiÅŸtirip Budist olan ve ‘Padmapani Paramabindu’ adını alan Haluk Aslaniskender’in yakılma talebini reddetmiÅŸti. 24 Nisan 1930 tarihli 1593 sayılı ‘Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda krematoryum ve ölünün yakılması şöyle düzenleniyor:MADDE 224: Ölülerin yakılması için fenni usülü dairesinde fırınlar yaptırmak isteyenler belediyelere baÅŸvurarak, hazırlattıkları projeleri onaylatıp izin aldıktan sonra tesisata baÅŸlayabilirler.MADDE 225: Bir ölünün fırında yakılması için aÅŸağıdaki belgeler gereklidir:n Ölüm raporu ve defin ruhsatı n Cesedinin yakılmasını istediÄŸini belirten hayattayken yazdığı vasiyet ya da ÅŸifai olarak bunu arzu ettiÄŸini duyan üç kiÅŸinin ÅŸahitliÄŸi n Şüpheli ölüm olmadığına iliÅŸkin polis raporu n Bu belgeler yakılma olayından 24 saat önce tamamlanarak, belediyeye sunularak, ihrak izni (yakma izni) alınacak. n Defnedilen ölülerin definden sonra yakılmak için kabirlerinden çıkarılmalarına ise izin verilemez.MADDE 226: Yakılma sonucu cesetten kalan bakaya ise özel kaplara konularak, mezarlık dahilinde bir dairede (krematoryum) saklanır.MURAT ARSLANOÄžLU (Avrupa Cenaze Hizmetleri Federasyonu Türkiye üyesi)Yabancıların krematoryum istemesi Lozan AnlaÅŸması’na da uygun Murat ArslanoÄŸlu, yabancılara yönelik krematoryum kurulması için Ä°stanbul ve Antalya BüyükÅŸehir Belediyesi nezdinde iki farklı giriÅŸimde bulundu. Her iki belediyeye de yazdığı yazılarda, krematoryum ihtiyacının gün geçtikçe belirginleÅŸtiÄŸini, yasal bir engel de bulunmadığını vurgulayarak, bu konuda kısa ya da uzun vadede bir çalışmanın olup olmayacağını sordu. Krematoryum kurulması için bir çalışma veya giriÅŸim olması halinde yardımcı olmaya hazır olduklarını da belirten ArslanoÄŸlu, Türkiye’de neden bir krematoryum kurulması gerektiÄŸini farklı bir açıdan savunuyor: ‘BaÅŸka ülkelerden gelerek, kalan yaÅŸamını, Ä°stanbul, Antalya, Manavgat, Alanya gibi yerlerde sürdürmekte olan pek çok yabancı vasiyetlerinde cesetlerinin yakılmasını istiyor. Ancak biz krematoryum olmadığı için bu istekleri karşılayamıyoruz. Halbuki bu durum Lozan AntlaÅŸması’nda yabancıların haklarının korunması ilkesine de uygun bir istek. Krematoryum belki de Türkiye’nin Müslüman inancına, Türk gelenek ve göreneklerine uygun bir ÅŸey deÄŸil ama Avrupa BirliÄŸi üyeliÄŸi müzakerelerinin baÅŸlaması ile birlikte, ülkemizdeki yabancı potansiyelinin de hızla artacağını ve bu taleplerin gün geçtikçe çoÄŸalacağını göz önüne almak zorundayız.’DÄ°NÄ° YORUMMEHMET NURÄ° YILMAZ (Eski Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı)Ä°slam’da meÅŸru olmasa da özgür bir ülkede yaşıyoruzÄ°slam’da yakılma meÅŸru sayılmaz. Bizde kiÅŸi öldükten sonra yıkanacak, kefenlenecek ve topraÄŸa gömülecektir. Topraktan gelip topraÄŸa gidiyoruz çünkü. Kuran cenaze namazından bahseder, diÄŸer iÅŸlemler (yıkama, kefenleme, gömülme) sünnettir, peygamberimiz zamanında uygulanan yöntemlerdir. Sadece bizde deÄŸil diÄŸer semavi dinlerde de bu böyledir. Semavi dinler dışındaki bazı dinlerde vardır öldükten sonra yakılma, Budizm’de mesela. Büyük ihtimalle de bu coÄŸrafyadan kaynaklanan bir durumdur. Daha çok daÄŸlık bölgelerde yapılır bu iÅŸ. Yine de kiÅŸi yakılmasını talep ediyorsa, bu onun isteÄŸidir bir ÅŸey de denemez. Namazının kılınmasını istemeyenler bile var bizde, eÄŸer yakılmak istiyorsa ve yasalar da izin veriyorsa sonuçta özgür bir ülkede yaşıyoruz.Â
button