Güncelleme Tarihi:
Hıdırellez, Türkiye'nin yanı sıra Balkanlar ile Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Azerbaycan gibi ülkelerde geleneksel bir bayram olarak biliniyor. Geçmişten bugüne uzanan Hıdırellez geleneği, yurdun birçok yerinde farklı ve bir o kadar da ilginç gelenek ve inanışlarla kutlanıyor. İşte, Hıdırellez hakkında tüm bilinmesi gerekenler...
Türk dünyasında ve Anadolu'da yüzyıllardır kutlanan Hıdrellez, kendine has ritüel ve heyecanlarıyla canlılığını asırlardır koruyor. Bu önemli günde sağlık, bolluk, bereket, şans getirileceğine inanılan ve yöreden yöreye değişen farklı ritüelleri hala görmek mümkün. Geçmişten bugüne uzanan bu geleneklerin kimisi şehirleşmenin etkisiyle unutulmaya yüz tutarken bazıları ise hala yaşatılmaya çalışılıyor.
HIDIRELLEZ NE ZAMAN?
Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu günü de simgeleyen, Hızır ve İlyas sözcüklerinin birleşmesiyle halk dilinde Hıdrellez olarak anılmaya başlayan doğanın canlanmasının sevinçle karşılandığı gün Hıdrellez, ibadetlerden, temizliğe, yardımlaşmalardan, diğer hazırlıklara, adeta bir bayrama hazırlanır gibi hazırlanılan 6 Mayıs sabahı asırlardır büyük bir coşkuyla kutlanıyor.
HIDIRELLEZ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
AA muhabirinin, Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erman Artun'un "Türk halk kültüründe Hıdrellez" adlı makalesinden derlediği bilgiye göre, Hıdrellez; doğanın canlanması, kış mevsiminin bitip yaz mevsiminin başlamasının kutlanmasıdır.
Gecesi ve sabahına ilişkin kendine has inanışlarıyla kutlanan Hıdrellez'le ilgili bölgelere göre değişiklikler görülse de özünde hep bir coşkuyu barındıran ''Ruz-ı Hızır günü'' yani Hıdırellez, Türk dünyasında ve Anadolu'da hala canlılığını koruyor.
Teneke çalınmasından, 40 otun kaynatılmış suyuyla banyo yapılmasına, gül ağacının altında dilek dilenmesinden, karınca toprağının cüzdanlarda saklanmasına kadar pek çok inanışı içinde barındıran, her birinin simgesel anlamları farklı olan Hıdrellez inanışları geçmişten getirilen en önemli kültür ögelerinin geleceğe taşınmasını sağlıyor.
Hıdrellez gecesi ve sabahı olarak ayrı ayrı inanışları barındıran inanışların bazıları şöyle:
HIDIRELLEZ GECESİ GELENEKLERİ
Hıdrellez gecesi veya üç gün önce sokak kapısının üzerine Mushaf konur. İnsanlar ve hayvanlar bunun altından geçer. Bunun amacı hayvanların sağlıklı olması ve bol süt vermesidir. İnsanlara uğur getirmesidir.
Hıdrellez gecesi bir gül fidanının dibine dilekler adanır, dilekler şekillerle belirlenir. Ev istenirse topraktan, kiremitten ev, bebek istenirse bebek, para istenirse gül dibine gümüş para konur. Dileklerin gerçekleşmesi için Hıdrellez uğuruna içtenlikle inanmak gerekir.
Hıdrellez gecesi iki ekmek mayalanır, kenara konur. Birine varlık diğerine yokluk denir. Sabah niyet tutulan hamur kabarırsa o yılın var yılı eğer kabarmazsa yok yılı olacağına inanılır.
Hıdrellez gecesi her evin kapısına yeşil otlar, özellikle ısırgan otu asılır. Bundan amaç hayvanların bol süt vermesidir. Diğer bir inanmaysa Hıdrellez gecesi ısırgan asılan eve yapılan büyü tutmaz. Yapılan büyü bozulur.
Hıdrellez gecesi dört yol ağzında ateş yakılır, eski hasırlar yakılır, üzerinden en az üç kere atlanır. Hıdrellez gecesi ateşin üstünden atlanınca bir kış boyu insanın üzerine çöken uyuşukluğun ve hareketsizliğin ve atılacağına inanılır. Aynı zamanda inanışa göre atlama anında dertler kederler de dökülürmüş.
Hıdrellez gecesi kapı yanına taş konur. Eğer taşın altı karınca dolarsa o yıl bolluk, bereket olacağına inanılır.
HIDIRELLEZ SABAHI GELENEKLERİ
Sabah güneş doğmadan kalkılır. Dut ağacının köküne ''Dut, belimin ağrısını yut'' diyerek bel vurulur. Böylelikle bel ağrılarından kurtulacağına inanılır.
Hıdrellez sabahı dere veya deniz kenarına gidilip sağlık için el yüz yıkanır.
Hıdrellez sabahı çimenlerde sağlık, uğursuzluktan ve baş dönmesinden arınmak için yuvarlanılır.
Hıdrellezden bir gün önce toplanan 40 çeşit ot dere suyuyla kaynatılır. Otların posaları süzülür. O suyla Hıdrellez sabahı yüksek bir yere çıkılır. İnanışa göre ne kadar yükseğe çıkılırsa saçların o kadar uzayacağına, sağlıklı ve parlak olacağına inanılır.
Güneş doğmadan önce kırlara çıkılır, çiçek ve otların üstündeki çiğler toplanır, ele yüze sağlık ve siğilleri yok etmek için sürülür. Bu çiğle mayalanan sütün yoğurt olacağına inanılır. Ayrıca bir gece önceden dışarıya asılan yünden yapılmış giysi ve çorapların üstüne çiğ yağarsa güve tutmayacağı inancı yaygındır.
Genç kızların, akraba delikanlıların veya nişanlıların özel eşyaları Hıdrellez gecesi köyün içinde bir gül dibine gömülür. Delikanlılar bu eşyaları Hıdrellez sabahı gün doğana kadar bulmak zorundadırlar. Aksi halde eşyasını saklayanın dileğini yerine getirmek zorundadır.
Salıncakta sallanırken bir ağaç dalı kopartılır. Sallanırken (Dağlara, taşlara, ulu ulu ağaçlara hastalık, bana sağlık) diyerek dal atılır. Bu yolla hastalıkların vücuttan atılacağına inanılır.