Güncelleme Tarihi:
Hz. Hızır ile Hz. İlyas Peygamberin kavuşma günü olarak kabul edilen ve baharın müjdeleyicisi anlamına gelen Hıdırellez'in kutlanış tarihi, mayıs ayının yaklaşmasıyla birlikte sorgulanmaya başlandı. İşte, konuya ilişkin ayrıntılar...
Türk dünyasında ve Anadolu'da yüzyıllardır kutlanan Hıdrellez, kendine has ritüel ve heyecanlarıyla canlılığını asırlardır koruyor. Bu önemli günde sağlık, bolluk, bereket, şans getirileceğine inanılan ve yöreden yöreye değişen farklı ritüelleri hala görmek mümkün. Geçmişten bugüne uzanan bu geleneklerin kimisi şehirleşmenin etkisiyle unutulmaya yüz tutarken bazıları ise hala yaşatılmaya çalışılıyor.
HIDIRELLEZ NE ZAMAN?
Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu günü de simgeleyen, Hızır ve İlyas sözcüklerinin birleşmesiyle halk dilinde Hıdrellez olarak anılmaya başlayan doğanın canlanmasının sevinçle karşılandığı gün Hıdrellez, ibadetlerden, temizliğe, yardımlaşmalardan, diğer hazırlıklara, adeta bir bayrama hazırlanır gibi hazırlanılan 6 Mayıs sabahı asırlardır büyük bir coşkuyla kutlanıyor.
HIDIRELLEZ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
AA muhabirinin, Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erman Artun'un "Türk halk kültüründe Hıdrellez" adlı makalesinden derlediği bilgiye göre, Hıdrellez; doğanın canlanması, kış mevsiminin bitip yaz mevsiminin başlamasının kutlanmasıdır.
Gecesi ve sabahına ilişkin kendine has inanışlarıyla kutlanan Hıdrellez'le ilgili bölgelere göre değişiklikler görülse de özünde hep bir coşkuyu barındıran ''Ruz-ı Hızır günü'' yani Hıdırellez, Türk dünyasında ve Anadolu'da hala canlılığını koruyor.
Teneke çalınmasından, 40 otun kaynatılmış suyuyla banyo yapılmasına, gül ağacının altında dilek dilenmesinden, karınca toprağının cüzdanlarda saklanmasına kadar pek çok inanışı içinde barındıran, her birinin simgesel anlamları farklı olan Hıdrellez inanışları geçmişten getirilen en önemli kültür ögelerinin geleceğe taşınmasını sağlıyor.