Güncelleme Tarihi:
"Tarumarname"nin kainatın fiziki ve ahlaki kurallarına tabi olmayan kahramanları Tevfik Efendi ile Kıyam Bey'i takip ederseniz, siz de yazarın sonu olmayan bir entrikalar dizisi içindeki "zamansız tarih" hayaline tanık olabilirsiniz.
Havaya uçan tren vagonları, tarumar olan piramitler, yerle yeksan tapınaklar, infilak eden malikaneler, ses kudretiyle zindanları yıkan bir düzengah. Şerefi'nin tarihin karanlık dehlizlerini aydınlatan kayıp el yazması Bab-ı Haşhaş. Tahta göz diken Osmanlı şehzadeleri, sopalı zabitler, hançerli suikastçiler, piştovlu haydutlar, çöl bedevileri ve lejyonerler...
Tarumarname Dünyamızı Nasıl Anlatacağımı Düşünürken Ortaya Çıktı
Yazar Meriç Eryürek kitabın ilham kaynağı ile ilgili olarak “Benzersizliğimiz, kendine özgülüğümüz. İçinde müthiş bir ivme barındıran, ölçülü deliliği, kolektif aklı ve keskin zekayı birlikte eriten harika bir insan türüyüz. Tarumarname; bizi, dünyamızı nasıl anlatacağımı düşünürken ortaya çıktı” dedi.
Kitabın Türk romanı olarak bir ilk olduğunu ve daha önce hiç denenmemiş bir eser olarak değerlendiren Eryürek “Tamamen bakış, üslup ve zaman çakışmasından ibaret. Roman malzemeleriyle dolu bir denize oltamı doğru zamanda, doğru yerde attım diyelim. Yazmakla ilgili öğrendiğim ilk şey, "farklı" ve "yeni" hevesinin sizi bir yere götürmeyeceği. Malzemem denenmemiş bir yolla anlatılmaya uygundu, ben de o yolu seçtim. Neden kimse denemedi, bu sorunun cevabını vermek mümkün değil” dedi.