Hesap zamanı

Güncelleme Tarihi:

Hesap zamanı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2003 20:35

İçi boşaltılan bankalar, karlı gösterilen batık şirketler, muhasebe skandalları, çıkar gruplarıyla kol kola iş yapan siyasetçiler, rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, talan ve yalan... Dünyanın her yerinde itibar ve güven kaybı, milyonlarca mağdur insan... Yolun sonuna mı gelindi, yoksa daha başında mıyız bilinmez. Bugünlerin tartışma konusu iş etiği... Ödenen bedel arttıkça tartışmanın boyutu daha da yükselecek. İş etiği konusunda dünyaca ünlü bir isim olan ve bu konuda Türkiye'de şirketlere eğitim veren Frank Navran, hem gelişmeleri değerlendirdi hem de yapılması gerekenleri anlattı.

Enron, Worldcom, Arthur Andersen, Egebank, Etibank, Beyaz Enerji Operasyonu, Neşter Operasyonu... Türkiye'de ve dünyada sayıları her geçen gün artan şirket skandalları ve yolsuzluklar iş ahlakına uymamanın boyutlarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Dünyaca ünlü 'iş etiği uzmanı' Frank Navran, iş etiğini bir iş insanının bakış açısından bir kişinin hareketlerinin ve kararlarının var olan ilkeler ve değerlerle tutarlılığı olarak tanımlıyor. Peki, iş dünyasında kaç kişi ve şirket ilkeler ve değerlere uygun hareket ediyor?

İş etiği son yıllarda bütün dünyanın gündemine oturan bir konu oldu. Özellikle ABD'de Enron skandalının ardından patlak veren olayların ardından uzun süre tartışıldı. Türkiye'de batan bankalar ve yolsuzluklar nedeniyle iş etiği daha fazla sorgulanır hale geldi.

İş Etiği Kaynak Merkezi'nin (Ethics Resource Center) baş danışmanı olan Navran, kurumsal iş etiği liderliği konularında faaliyet gösteren Navran Associates'in de kurucusu. Türkiye Etik Değerler Merkezi Vakfı'nın (TEDMER) düzenlediği 'Kurumiçi Etik Yönetmeni Eğitim Programı' eğitimini vermek için ülkemize gelen Navran'la iş etiğini konuştuk.

KÜRESELLEŞMENİN ETKİSİ

Küreselleşme, kurumsal etiği ve işyerinde etik anlayışını nasıl etkiledi?

- Ulusal bir şirkette daha homojen bir kültür hakimdir. Çok uluslu şirketlerde ise yerleştirilecek birçok kültür vardır. Ulusal yapıda, bir grup kural ve etik beklentiler görüyoruz. Fakat küreselleşme aynı zamanda çok ulusluluk ve çok kültürlülük beklentileri ve kuralları anlamına geliyor. Serbest pazarların doğal genişlemesi ve yerel farklılıklara karşı çıkılması sonucunu doğuruyor. Çok uluslu şirketlerin herkesin üzerinde anlaştığı ortak iş değerleri olan dürüstlük, adillik, bütünlük değerlerine göre hareket etmeleri gerekiyor. Kendi kültürlerine dayanan davranışlarını yerel pazara empoze etmemeliler. Kültürel farklılıklar küreselleşme ile yok edilmemeli.

ABD’de yaşanan şirket skandalları, iş etiğini nasıl etkiledi?

- Bu skandallar insanlık tarihiyle tutarlı olaylar. Toplumlar harekete geçmek için uyarılmalı. Bu olaylardan sonra küresel finans dünyası harekete geçti. Bir şirket skandalı toplumun geniş bir segmentini etkiliyor. Fon sahipleri, emeklilik fonu ve diğer anayasal yatırımlara sahip olanlar bundan etkileniyor. Bu da insanların bu skandalları önceki yıllara göre daha fazla önemsemesi sonucunu doğuruyor. Şirket skandallarında kayıp kazançlar ve işler bakımından kısa vadede sonuçlar çok trajik. Uzun dönemli sonuçları finansal gözetim ve idare açısından daha iyi olacak. Etik kurulları, denetimciler ve kaynakları kontrol eden toplumun güvendiği diğer kurumlara daha fazla önem verilmeli.

LİDERLERİN HATALARI

Dünyada etik liderliği güçlendirmek için neler yapılmalı?

- Liderler kurumlarındaki etik kültürü nasıl etkilediklerinin farkında olmalılar. Ancak araştırmalar pek çok liderin bu anlayışa sahip olmadığını gösteriyor. Liderler, isteseler de istemeseler de rol modeli durumundalar. Düşünce ve kararlarının etik faktörleri konusunda açıkça iletişim kurmayan liderler, etikte tarafsızlığın önemini azaltıyorlar.

Liderler yalnızca etik bir insan olmanın yeterli olmayacağını anlamalılar. Çalışanları etkili bir şekilde bilgilendirmeliler. Etik konusunda karşılaştıkları meydan okumaları ve ortak değerleri kararlılıkla nasıl uyguladıklarını göstermeliler. Birçok lider toplu işten çıkarmalar sırasında yaptıkları konuşmalarda etik konularını saklar. Özel konuşmalarında ise küçülmenin neden olduğu acı ve zarardan bahseder. Yumuşak ya da zayıf görünmekten korktukları için bu konuları konuşmaktan kaçınırlar. Yalnızca işin durumu üzerinde dururlar.

Türkiye'deki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Türkiye'de tanıdığım liderler, Türkiye'nin iş dünyası ve yönetimdeki kötüleşmeden payını aldığını söylüyor. Bu durum toplumda dile getirilmek istenen en büyük endişeler arasında. Türkiye'de AB'ye katılma isteği güçlü bir motivasyon olarak görünüyor. Bunun için ahlaki çıtayı yükseltmek ön şart olarak kabul ediliyor.

Sınırlı gözlemime göre, iş dünyasındaki, kamu ve eğitim alanındaki Türk liderler, etik konusundaki meydan okumayı karşılamada hazırlıklı. Türk toplumu güçlü bir ahlak anlayışına sahip. Türkiye'nin global sorunlara hitap etmemesi için bir neden yok. Bu iş ve yönetim alışkanlıkların değiştirilmesiyle ilgili. Türkiye'ye gerekli olan güçlü liderlik, iyi örnekler, ulusal ve kişisel ilgilerin iyi anlaşılması.

Etik uzmanı Navran

Türkiye Etik Değerler Merkezi'nin (TEDMER), Washington'daki ortağı ve İş Ahlakı Kaynak Merkezi'nin baş danışmanı olan Frank Navran, kurumsal iş etiği liderliği konusunda danışmanlık yapan Navran Associates'in kurucusu. Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Afrika, Güney Kore ve Kolombiya'da iş etiği merkezlerinin kurulması ve desteklenmesi yolunda çalışmalar yapıyor. Yayınlanmış üç kitabı, 60'dan fazla makalesi ve koordine ettiği 50'den fazla eğitim programı var.

TEDMER, etik uzmanları yetiştirecek

Türkiye Etik Değerler Merkezi (TEDMER) 25 Aralık 2001'de kuruldu. Etik alanında bir sivil toplum kuruluşuna ihtiyaç olduğunu tespit eden birçok şirket, kurum, dernek, oda, vakıf ve tüzel kişi TEDMER'i kurdu. Derneğin vizyonu, 'daha yaşanabilir bir Türkiye için etik bir toplum' olarak belirlendi. Merkez, sektör ayrımı yapmadan kurumsal etik kodlarını belirleyerek bir standarda oturtarak Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve soyal yaşamına katkıda bulunmayı hedefliyor. Bu amaçla eğitimler ve seminerler düzenliyor. Bilgi için: www.tedmer.org

İş etiğine yaklaşmıyoruz!

TEDMER, Etik Kaynak Merkezi (ERC) işbirliğiyle 2002 yılında 'Türk İş Gücünün İş Etiğine Yaklaşımı' konusunda bir araştırma yaptırdı. Araştırmayla Türk işgücünün iş etiğine yaklaşımının, etik değerlerde ve iş ahlakında yaşanan yozlaşmanın tespit edilmesi amaçlandı. Strateji/Gfk'nın yaptığı araştırmada bin 33 kişiyle görüşüldü. Araştırmada katılımcılara yöneltilen 'İş etiği kavramını duydunuz mu?' şeklindeki soruya araştırmaya katılanların yüzde 64'ü olumlu yanıt verdi. Çalışılan firmada iş etiği standartları olup olmadığı şeklindeki soruya katılımcıların yüzde 32'si işyerlerinde yazılı ya da sözlü iş etiği standartlarının olmadığı şeklinde yanıt verdi. Yüzde 36'sı yazılı kuralların, yüzde 29'u ise sözlü kuralların bulunduğunu belirtti. 'Çalışılan firmada iş etiğine uymayan herhangi bir davranış gözlemlediniz mi?' şeklindeki soruya yüzde 63 hayır, yüzde 34 evet cevabı verildi. Araştırmaya katılanlara önümüzdeki dönemde Türkiye'de iş ahlakı konusunun önemi konusunda da bir soru yöneltildi. Katılımcıların yüzde 17'si daha önemsiz olacağını, yüzde 27'si aynı önemi taşıyacağını, yüzde 51'i daha önemli olacağı yönünde görüş belirtti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!