Güncelleme Tarihi:
MUHALEFET MİLLETTEN UZAK
“Ülke ve dünya meseleleri ile ilgili her konuda biz kulağımızı da gönlümüzü de milletimize çeviriyoruz. Siz ne diyorsanız, ne istiyorsanız, ne bekliyorsanız onu yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Muhalefet, milletimizden olabildiği kadar uzak duruyor. Ankara’da, İstanbul’da kapalı kapılar ardından siyaset yapmak kolay. Siyasetin gerçek er meydanı 81 vilayetin tamamı. Şehirlerimize gidip milletimizle kucaklaşmadan, insanımızın gönül sıcaklığını hissetmeden ‘siyaset yapıyorum’ diyenler emin olun sufleyi sizden değil başka yerlerden alıyor. Milletimizin karşısına çıkıp bu ülke için yaptıklarını, yapacaklarını, içerideki ve dışarıdaki her meseleyle ilgili duruşunu açık yüreklilikle ortaya koyamayandan siyasetçi olmaz. Yalan, iftira, dedikoduyla, ima ile siyaset yapanların halktan uzak durmasının sebebi bu sığ ve çirkin üsluplarının yüzlerine vurulacağını bilmeleridir.
MUHATABINIZ BENİM
(Türkiye’nin diğer illerinde demokrasi, hak ve özgürlük adına ne varsa Şırnak’ta da aynısının mevcut olduğunu belirterek) Şayet tüm bu konularda herhangi bir eksik, aksaklık varsa işte ülkenin Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin Genel Başkanı burada, muhatabınız doğrudan benim. Size hem demokrasi hem kalkınma anlamında en küçük bir ayrımcılık yapılıyorsa, failinden hesabını sormak boynumun borcudur.
BÖLMEYE ÇALIŞANLAR
Her kim milletimizi bölmeye, ülkemizi parçalamaya yönelik söylem eylem ve tavır içindeyse bilin ki hepimizin en büyük düşmanıdır. Her kim birlik ve beraberliğimize omuz veriyorsa hepimizin dostudur. Hiçbir siyasi ideolojik sosyal kültürel ekonomik mülahaza 84 milyon olarak birliğimizden daha önemli daha hayati değildir. Yüreklerimiz toplu vurduğu müddetçe Allah’ın izniyle bu ülkenin yükselişinin önünde duracak hiçbir güç yoktur. Irak’ta, Suriye’de hatta geçmişte Balkanlar’da şu anda Libya ve Karabağ’da yaşananlar bize ayrımcılığın küçük hesaplar peşinden koşanların işi olduğunu göstermektedir.
KAZANAN BAŞKALARI
Coğrafyamızda her nerede çekişme, çatışma ortaya çıkmışsa kaybeden sadece Müslümanlar olmuştur. Ağıtlar Türkçe, Kürtçe, Arapça yakılmış zafer ise hep başkalarının dilleriyle atılmıştır. Şırnak’ın bir tarafı Irak, bir tarafı Suriye her iki tarafta yaşayanlar da hangi mezhep ve inanca sahip olursa olsunlar bizim kardeşlerimizdir. Her iki tarafta da terör örgütlerinin yol açtığı acılar yaşanıyor. Terör örgütleri lafa geldiğinde sizin tüm hayallerinizi istismar eder. Ama bunlar kültürümüzle ilgisi olmayan, kendi çıkarları için burada olan ülkeler için çalışıyor. Canı yanan biziz, kanı dökülen biziz, evladı giden biziz ama kazanan başkaları.
İPLERİ KİMİN ELİNDEYSE
Dağda terör olarak gezenin de şehirde siyasetçi olarak dolananın da hiçbirinin ne Şırnak ne Türkiye için bir hayali yoktur. İpleri kimin elindeyse ona hizmet ediyorlar. Biz bu yarayı kapatmaya çalışırken terör örgütü mahallelerimizi bombaladı. Kaos oluşturarak milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar.
KÜRESEL OYUNLAR
Akıl almaz engellerle karşılaştık. Karşımıza çıkartılmadık terör örgütü kalmadı. Milletimizle birlikte bunları birer birer aştık. Bugün Türkiye demokraside ve kalkınmada eski ile mukayese edilemeyecek derecede ileri bir noktada bulunuyor. Dün üç beş teröristle Türkiye’yi köşeye sıkıştırıyorlardı. Artık bunlar işe yaramıyor olsa gerek küresel ölçeklerle, oyunlarla üzerimize geliyorlar. Biz bu oyunları bozuyoruz. Irak’ta, Suriye’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de içinde yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda bozduk.”
DİYARBAKIR ANNELERİNE CESARET AŞILADINIZ
Yerel seçimlerin sadece Şırnak’ta değil bölgede ve sınırlar ötesinde yeni bir dönemin kapılarını araladığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu seçimlerle ülkemiz terörle mücadelesini çok daha kararlı, etkin bir şekilde yürütmeye başlamıştır. Terörden mağdur olan kardeşlerimiz bölücü örgüte karşı tepkilerini çok daha gür bir sesle ifade eder oldular. 31 Mart seçimlerindeki tavrınızla, evlatları zorla dağa kaçırılan Diyarbakır annelerine siz cesaret aşıladınız. Bölücü heveslerin bu topraklarda barınamayacağını gösterdiniz. Bölgemizin geleceğinde terör ve şiddete yer olmadığını siz haykırdınız. İstismar siyasetiyle bir yere varılamayacağını tüm dünyaya siz ilan ettiniz. Demokrasi dışında yol arayanlara, tehditle, şantajla halkın iradesini gasbetmek isteyenlere 31 Mart’ta esaslı bir ders verdiniz. Baskılara rağmen Şırnaklılar olarak terör örgütünün siyasi uzantılarına iradenizi çiğnetmediniz. Bize ve tüm Türkiye’ye bu iftiharı, bu gururu yaşattığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
RUSYA'YA
MİNSK ÜÇLÜSÜ ERMENİSTAN'A HER SİLAHI VERİYOR
ABD, Rusya ve Fransa’nın Ermenistan’ı her türlü desteklediğini belirten Erdoğan, ateşkes ilan edildiğinde Ermenilerin bunu bozduğunu ancak kimsenin sesinin çıkmadığını belirtti. Erdoğan, şunları söyledi: “Biz niye Azerbaycan’da varız, niye Azerbaycan’daki kardeşlerimizin yanındayız? Dikkat edin ne deniyor, ‘Minsk Üçlüsü’. Kimdir Minsk Üçlüsü? Amerika, Rusya, Fransa. Peki bunlar kimin yanında yer aldı? Ermenistan’ın yanında yer aldı. Ermenistan’a, Ermenilere her türlü silah desteği veriyorlar mı, veriyorlar. Bütün bunlar yapılırken şu anda Azeri kardeşlerimiz Ermenilere karşı çok ciddi bir mücadelenin içindeler. Bu mücadeleyi neden veriyorlar? Çünkü Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını Ermenilerden kurtarmak için bu mücadeleyi veriyorlar. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir? 30 yıldır Amerika, Rusya, Fransa kalkıp da bu müzakereyi bitirmediler ve Azeri kardeşlerimizin topraklarını kendilerine vermediler. Şimdi de Azeri kardeşlerimiz işte işgal altındaki bu topraklarını kurtarmanın mücadelesini veriyorlar. Rabb’im yardımcıları olsun. İnanıyorum ki işgal altındaki bu toprakları Ermenilerden alacaklar ve kurtaracaklar. Duadayız, inşallah bunu da başarıyla götürsünler diyorum.”
ABD'YE
HAYIRDIR NE İŞİN VAR BURADA?
Erdoğan, Libya'da ‘Wagner’ denilen Rusların paralı askerinin darbeci Hafter'e destek verdiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bize ne diyorlar, ‘Sizin oralarda ne işiniz var?’ Biz zulüm neredeyse oradayız. Diyorlar ki ‘Suriye’de ne işiniz var?’ 911 kilometre bizim sınırımız var. 911 kilometre sınırımızın olduğu yerde böyle bir işgal varsa biz bu işgalden oradaki kardeşlerimizi kurtarmayacak mıyız? Sınırlarımızı güvence altına almayacak mıyız? Bu niye birilerini rahatsız ediyor? Kusura bakmasınlar orada da varız ve olacağız. Amerika’nın, Suriye’de 24 tane üssü var. Amerika’nın 11 bin kilometreden buraya gelip de burada üs kurmasının anlamı ne? Öbür taraftan Amerika buraya 3 bini aşkın tır silah, mühimmat, araç gereç getiriyor. Hayırdır ne işin var burada? Bunları neyle izah edeceksiniz? Ama dünya, Batı şu anda Azerbaycan’ın yanında değil. Dikkat edin ateşkes ilan edildi bu gece ama ateşkesi Ermeniler yine bozdu ve tekrar saldırmaya başladılar. Bütün bu gerçekler ortadayken Batı ses çıkarıyor mu? Çıkarmıyor. Türkiye ses çıkardığı zaman ‘Türkiye’ye bak ya hiç de sessiz durmuyor’ diyorlar. Durmayacağız. Biz hakkın ve haklının yanında yer alacağız.”