Herkesi birleştiren REKTÖR!

Güncelleme Tarihi:

Herkesi birleştiren REKTÖR
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2000 00:00

Haberin Devamı

TBMM YÖK Araştırma Komisyonu İstanbul'da İstanbul Üniversitesi'ne yönelik ididaları dinledi. Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun herkesi kendisine düşman ettiği anlaşıldı.

Yüksek öğretim sisteminin sorunlarını araştırmak üzere MHP Milletvekili Mustafa Gül'ün başkanlığında kurulan TBMM YÖK Araştırma Komisyonu geçen ay İstanbul'da çalıştı. Bu komisyon, YÖK'ün eski Personel Daire Başkanı, bugünün MHP Elazığ Milletvekili Doç. Dr. Mustafa Gül tarafından kuruldu. Mustafa Gül'ün YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'e yönelik eleştirileri, milletvekili seçilir seçilmez başlamıştı. O kadar ki, MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Eyyüp Aktepe ‘‘Mustafa Gül'ün eleştirilerinin MHP'nin değil, kendisinin kişisel görüşleri olduğunu’’ söylemek zorunda kalmıştı.

Komisyonun kuruluşunda MHP'li eski YÖK yöneticisinin bu kişisel nedenleri şüphesiz rol oynadı, ancak komisyon çalışmalarının bir bölümünü İstanbul Üniversitesi'ne, özellikle de Rektör’e ayırmak zorunda kaldı.

Komisyon üyelerinden Bozkurt Yaşar Öztürk, şikayetler karşısında çok şaşırdığını söylüyor: ‘‘Neredeyse bütün yüksek öğrenimin sorunları bir taraf, İstanbul Üniversitesi bir taraf!’’

Komisyonun dinlediği şikayetler bütün cephelerden geliyordu. Çünkü Alemdaroğlu, başörtülü öğrenciler konusunda İslami cepheyi, Hukuk Fakültesi'ne yaptığı müdahale nedeniyle sol eğilimli, laik görüşlü hocaları, hasara rağmen eğitimin sürdürülmesini emrettiği Avcılar Kampusu'nu kendisine düşman etmeyi başarmıştı.

Komisyonun sol kanadından bir milletvekili, bir kesimin 28 Şubat'ın hesaplaşmasını Kemal Alemdaroğlu'nun şahsında yapmaya çalıştığını, yönetim karşıtı cephenin rektörün bu üslubundan beslendiğini öne sürüyor.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Sertel, suçlamalara komisyonda yanıt verdiğini ve bunların çoğunun belgesiz olduğunu belirtti: ‘‘Sayın Erçıkan'ın üniversiteye sokulmadığı söyleniyor. Erçıkan idari personeli bazı evrakları kendisine vermesi için sıkıştırdığından ve personel şikayetçi olduğundan böyle bir önlem alındı. Tanör hakkında açılan soruşturma ise hazırladığı raporun içeriğinden dolayı değil bunun karşılığında aldığı parayla ilgili. Bu para telif değilse döner sermayeye aktarılması gerekir, soruşturuyoruz. Hasarlı binaları da neredeyse baştan yaptırıyoruz.’’

Komisyon sonucu Meclis Başkanlığı'na 15 Mart'ta sunacak.

ÖĞRENCİLER DE DİNLENDİ

Komisyondaki milletvekilleri iki öğrencinin şikayetlerini de dinledi. Öğrenciler Ali Battal (Veteriner Fak) ve Gülşah Karadağ (İktisat Fak) 18 Ekim'de televizyonda okul binalarının ağır hasarlı olduğu gerekçesiyle can güvenliklerinin olmadıklarını söylemişlerdi. Öğrenciler açıklamalarında hakaret unsuru olduğu gerekçesiyle ikişer dönem uzaklaştırma cezası aldı. Bu öğrencilerden Ali Battal'la konuştuk.

17 Ağustos depreminde neredeydiniz?

-Yaz tatili boyunca okulda kaldım. Depremden sonra kampüsün bahçesinde, ağaçların altında yattım. Bütün o artçı sarsıntıları okulda yaşadım.

Veteriner Fakültesi'nde sizi tedirgin eden ne vardı?

-Fakültemizle ilgili İstanbul İnşaat Mühendisleri Odasının, İTÜ ve en önemlisi Mühendislik Fakültesi'nin bu binaların ağır hasarlı olduğuna dair raporları vardı. Depremden önce de bu binalarda her yıl tamirat yapılıyordu. Yine hocalarımızın raporlarına göre bu tamiratlar da fakültenin Küçükçekmece Gölü'ne kaymasını engelleyemiyordu. Ancak, Rektör tarafından bize dağıtılan bildirilerde artçı depremlerden endişe duymamamız gerektiği söyleniyordu.

Dersleri nasıl yapıyordunuz?

-Hocalarımız ve arkadaşlarım panik halindeydik. Herhangi bir sarsıntıda tek kapıdan hepimiz dışarı çıkacaktık. Raporlar açık ve netti. Fakülte bir başka yere taşınabilirdi.

Siz bu raporları hangi amaçla televizyonda tartıştınız?

-Arkadaşlarım ve hocalarım adına duyduğum endişeyi kamuoyuna anlatmak istedim. Eğer Dekanımızın çocuğu bu fakültede okuyor olsaydı belki fakülte hemen taşınırdı.

Bunu yaptığınız için rektörlük hakkınızda soruşturma açtı. Bunun sonucu size bildirildi mi?

-Rektörlük Soruşturma Kurulu'nun kararı bana iletilmedi. Bu kararı daha sonra televizyon programı yaptığım kişilerden öğrendim. Okula girmem yasaklanıyordu. Haberim olmadığı için okula devam ettim. Alınan karara karşı geldiğim için otomatik suç işlemiş oldum.

Soruşturmanın sonucunda size nasıl bir ceza verildi?

-İki dönem okuldan uzaklaştırma cezası aldım. Ancak fakültede yedinci yılım ve önceki sınıflardan dersim olduğu için okuldan atılmış oldum. 28 Ocak'ta yürütmenin durdurulması için dava açtım. Cansel ÇOLAK

İDDİALAR

1. Öğretim görevlileri:

Milletvekilleri 35'e yakın öğretim görevlisinin Rektör hakkındaki şikayetlerini dinledi. Bunların en çarpıcı olanı Prof. Dr. Celal Erçıkan'ın emekli olduktan sonra üniversiteye sokulmaması. Bir başka örnek, Prof. Dr. Bülent Tanör'e TÜSİAD için hazırladığı ‘‘İnsan Hakları Raporu’’ndan dolayı soruşturma açılması. Tanör, daha önce Hukuk Fakültesi'nin diğer yöneticileriyle birlikte Alemdaroğlu'nun fakültede yaptığı değişiklikleri protesto ederek görevinden ayrılmıştı.

2. Yolsuzluk iddiaları:

Milletvekilleri, üniversitede 44 vakfın faaliyette olduğunu, özellikle Çapa’da tuvaletlerin bile bu vakıfların elinde olduğunu söylüyor. Komisyona ulaşan iddialar arasında Rektör'ün evine üniversite telefonu bağlanması, 800 milyar liralık öğrenci fonlarından kazanç sağlanması, 328 milyarlık zimmetin olmadığı halde, 'var' gösterilmesi, Ziya Güngör Araştırma Enstitüsü'nün vakıf senedine aykırı kuruluşu ve faturalarının başka bir isme bastırılması da var.

3. Depremin getirdikleri:

Depremde Avcılar Kampusu'ndaki Veterinerlik ve Mühendislik Fakülte binaları hasar görmüş ve öğretim görevlileriyle, ‘‘derse devam’’ diyen Alemdaroğlu karşı karşıya gelmişti. Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Apak Rektör'le restleşmiş görev süresi dolar dolmaz yerine başkası atanmıştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!