Güncelleme Tarihi:
İşte Nedim Şener'in yazısı;
Artık herkes görüyor ki Ayasofya’nın ibadete açılması önünde hukuki açıdan hiçbir engel yok. “Batı’da İslamafobiyi arttırır”, “Cuma cami olsun, pazar kilise” diyen aklı evveller de var, Ayasofya’nın ibadete açılmasını Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve Batı ülkelerindeki camilerin durumu ile kıyaslayan da...
Görünen o ki, Danıştay’ın 3 Temmuz tarihinde Ayasofya’nın müze yapılmasına dair 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptaliyle ilgili kararından sonra işlemler hızlanacak.
Bazı hukukçulara göre bu kararın sonucu ne olursa olsun, bir Bakanlar Kurulu kararı başka bir Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılabileceği için Danıştay’ın aleyhte kararı da hukuken bağlayıcı değil. Buna karşın, Danıştay’ın iptal yönünde kararı, Ayasofya’nın ibadete açılması konusunda Türkiye’nin elini uluslararası alanda güçlendirecek. Kaçınılmaz olarak Yunanistan başta olmak üzere belli ülkeler bunu uluslararası alanda tartışmaya açacaklar. Ancak sonuç alamayacakları da kesin.
TARTIŞILAN RESİMLER
Tartışmanın hukuk ve siyaset dışında bir de inanç boyutu var. O da Ayasofya’nın duvar ve kubbelerinde bulunan ve 1453’te İstanbul fethedildiğinde üzerleri sıvalarla kapatılan resim, fresk ve mozaikler. Atatürk’ün 1931 yılında, üzerindeki sıvaların temizlenerek mozaiklerin ortaya çıkarılması için Amerikalı Bizans Enstitüsü’ne izin vermesiyle başlayan süreç, 1934 yılında müze ilan edilmesiyle sonuçlandı. Bu çalışma 1941 yılına kadar devam etti, sonunda mozaikler gün ışığına çıkarıldı. Peki 86 yıl sonra Ayasofya ibadete açılırsa, bu mozaikler ne olacak? Çünkü bir kısım insana göre ibadet edilen yerde resim bulunması İslamiyet’e uygun değil. Bu düşünceden dolayı bazı kişiler de Ayasofya’daki mozaik ve resimler hakkındaki endişelerini belirtiyorlar. Bu konu açıldığında bana yöneltilen “Peki Ayasofya’daki mozaikler ne olacak?” sorusunu, şimdiki Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a ve bir önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e sordum.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ: ‘AÇILMASI MUTLU EDER’
Önce Sayın Erbaş’ın Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması hakkındaki görüşlerini sordum, aldığım cevap şu oldu: “Gelişmeleri yakinen biz de takip ediyoruz. Elbette Ayasofya’nın ibadete açılması çok mutlu eder. İnşallah açılır. Açılırsa Diyanet İşleri Başkanlığı olarak tüm camilerimizde olduğu gibi yine dini hizmetlerimizi vereceğiz.”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a “Ayasofya’daki mozaikler ve ibadet” konusunu sorduğumda verdiği cevap şu oldu:
“Biliyorsunuz, Ayasofya’nın mülkiyet yönünden tasarrufu Vakıflar Genel Müdürlüğü uhdesinde. Biz dini hizmetlerle ilgileniyoruz. Ancak Ayasofya’da bulunan mozaik ve resimlerle ilgili kişisel görüşüm yerine Din İşleri Yüksek Kurulu’nun kararı önemli olacaktır. Elbette oradaki tarihi eserlerin korunması ve tarihi eserlere zarar verecek bir durum olmaması önemli. Bu konuda yazılı başvuru yapıldığında, kurul bir karar açıklayacaktır.”
GÖRMEZ: ‘HİÇBİR SAKINCA YOK’
Aynı soruyu eski Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’e de sordum. Kendi görev döneminde Ayasofya’nın ibadete açılması konusunda çalışmalar yaptıklarını, bazı konuları da tartıştıklarını anlatan Mehmet Görmez’in söylediklerini kısaltarak aktarayım: “Benim görev yaptığım dönemde açılmasını çok isterdim, şahsi olarak çok mutlu olurdum. Ama olsun, önemli olan açılmasıdır. Ayasofya’nın cami olarak kullanılması konusunda Batı kaynaklı bir tartışma da yapılıyor. Ayasofya’yı kilise olarak görenler bile var. Oysa 1453’ten beri Ayasofya camidir. Cami olarak kullanılması da burayı ibadethane olarak inşa edenlere saygıdır. Şöyle anlatayım: Fatih İstanbul’u fethettiğinde buraya zarar vermemiş, bilakis kendisi de onların ibadethane olarak kullandığı yeri kendisine ibadethane olarak görmüş, o yapıya da saygı göstermiştir. Gidin Batı ülkelerine, Osmanlı döneminden kalan Mimar Sinan eserleri dahil birçok ibadethane o kadar ahlaksızca amaçlar için kullanılıyor ki... Ama bizler Ayasofya’yı kendimize cami olarak belirleyerek onu saygımızı da göstermiş bir milletiz. Şimdi geleyim Ayasofya’daki mozaiklerin ibadete engel bir durum olup olmadığına... Önce şunu söyleyeyim: Hiçbir ilmihal kitabında ‘Resim olan yerde namaz kılınmaz’ diye bir ibare bulamazsınız, sadece mekruhtur, yani tercih edilmemesi istenir. Ayrıca kıble yönünde resimler olmadığı için ibadet etmeye bir engel yok.”
Yani, bana yöneltilen sorunun cevabını aktarayım: Ayasofya’nın açılmasının önünde hiçbir hukuki engel olmadığı gibi, duvarlarındaki mozaik ve resimler de namaz kılmaya ve ibadete engel değil.