Güncelleme Tarihi:
İleri yaşlarda fiziksel enerjideki ya da bedensel tempodaki değişikliklerin yaştan ziyade psikolojik ve sosyal nedenlerden kaynaklandığı bildiriliyor. Uzmanlara göre, yaşın ilerlemesi değil yaşlılık psikolojisi yaşlandırıyor.
Türk Standartları Enstitüsü'nün bülteninde Terapi ve Eğitim Merkezi'nden Doç. Dr. Ceylan Tuğrul'un "Yaşlılık Psikolojisi" başlıklı yazısına yer verildi. Her bireyin doğumundan ölümüne kadar geçen sürede fiziksel gelişimin yanısıra psikososyal açıdan da çeşitli gelişim aşamalarından geçtiğine dikkat çeken Tuğrul, yaşanılan her dönemin kendine özgü zorlukları, sıkıntıları, başarıları ve mutlulukları bulunduğunu bildirdi. Her aşamadan sonra süresi kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte geçiş dönemleri yaşandığını dile getiren Tuğrul, "Geçiş dönemlerinde o aşamaya gelene kadar yaşanmış olanlar gözden geçiriliyor ve bir sonraki aşamada nelerin eksik kaldığı, nelerin yapılacağı, nelerin yapılmayacağı belirleniyor. Yaşlılık dönemi öncesinde ki bu genel olarak 60-65 yaşlarına tekabül ediyor, kişiler o zamana kadar yaşamış olduklarını değerlendirerek bundan sonra neler yapmak istediklerine karar veriyorlar" diye konuştu.
Ünlü bir gelişim psikoloğu olan Sheehy'in yaşlılık dönemini "seçici 60'lar", "düşünceli 70'ler", "gururlu 80'ler" şeklinde gruplandırdığını belirten Tuğrul, şu bilgileri verdi:
"60'lı yaşlarda kişi önceki dönemlere nazaran seçimlerinde çok daha özgürdür ve gerek iş gerekse sosyal yaşamda daha çok akıl alınan, görüşüne başvurulan kişi haline gelir. Bu dönemde artık kişi yaşamda gerçekten nelerin önemli olduğunu farkettiğinden tercihlerini daha iyi yapabilir. Kısaca 60'lı yaşlar kişilik gelişiminin en üst noktaya çıktığı ve netlik kazandığı bir dönemdir. 70 ile 80 arasındaki 10 yıllık dönemde ise artık günlük problem ve sorunların üstesinden gelindiği için bu dönem daha çok şöyle bir arkaya yaslanıp düşünme fırsatının daha sık gerçekleştiği dönemdir. Olaylara daha esnek, daha deneyimli ve daha bilgece bakılır. Fiziksel aktivite düzeyindeki kısıtlılıklara rağmen bireyin özgür, sağlıklı, mutlu olunmaması için hiçbir neden yoktur. 80'li yaşlar için 'gururlu 80'ler deniliyor. Çünkü bu dönemdeki kişiler hala yaşamın zorluklarıyla başa çıkabilmek konusundaki ustalıklarını devam ettirebilmenin gururunu yaşıyor. Her ne kadar bu dönemde diğer insanların yardım ve desteğine gereksinim duyulsa da çocuklara torunlara ve arkadaşlara çeşitli biçimlere yardım ve destek verme kapasitesi devam ediyor. İyi uyum sağlamayı başaranlar fiziksel kısıtlılıklara rağmen zihinsel olarak aktif kalmanın ve diğer insanlarla ilgilenebilmenin tadını çıkarabiliyor." Yaşlılık döneminin sadece kronolojik açıdan ele alınmaması gerektiğini vurgulayan Tuğrul, biyolojik sosyal ve psikolojik değişimlerin karşılıklı etkileşimlerinin de dikkate alınmasını istedi. Yaşlılığın değil, yaşlılık psikolojisinin insanları yaşlandırdığına dikkat çeken Tuğrul, şöyle devam etti:
"Kuşkusuz 60'lı yıllardan sonra fiziksel enerjide bir miktar azalma ortaya çıkar. Ancak fiziksel enerjideki ya da bedensel tempodaki bu değişiklikler yaştan ziyade psikolojik ve sosyal nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bazı kişiler yaşlandıkça bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kaldıklarından yakınırlar. Ama aslında bazı şeylerden vazgeçildiği için yaşlanılır. Araştırlar yaşlılarda görülen fiziksel sorunların çoğunun psikolojik streslerle iyi bir şekilde başa çıkamamaktan kaynaklandığı ortaya koymuştur. Gençlik yıllarında duygusal açıdan daha tutarlı olan ve karşılaştığı streslerle sağlıklı biçimde başa çıkabilen kişilerin yaşlılık dönemlerinde fiziksel açıdan daha sağlıklı oldukları tespit edilmiştir. Sanılanın aksine yaşlılık döneminde entellektüel düzeyde örneğin kişilerin öğrenme ve hatırlama kapasitelerinde bir gerileme olmaz. 70 yaşındaki sağlıklı kişilerle 25 yaşındaki sağlıklı kişilerin karşılaştırıldıkları bir dizi araştırmada beyin aktivitesini gösteren şeker metabolizması ve beyindeki hücre sayısı açılarından bu iki grup arasında belirgin bir fark bulunmamıştır. Bütün bu sonuçlar ise 70 yaşındaki kişilerin yeni şeyler öğrenebilme kapasitelerinin 25 yaşındakilerden daha düşük olmadığını göstermektedir."