Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin 14 yılda yaşadığı dönüşümün en zayıf halkalarının eğitim ve kültür olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında özetle şunları söyledi:
KÜLLERİ ÜFLEYEREK ÖNDER OLALIM
“MATEMATİKTEN felsefeye, mimariden edebiyata, hukuktan sağlığa kadar her alanda insanlığın bugün sahip olduğu birikimin temeline baktığımızda hep ecdadımızı görürüz. Millet ve devlet olarak hedefimiz işte bu mirasın üzerindeki külleri üflemek, yeniden öncü ve önder konuma getirmektir. Gençlerimizin dinledikleri müziğe, seyrettikleri filmlere, okudukları kitaplara, giydikleri kıyafetlere kadar hayatlarının her safhasında bunların izini görmek mümkündür.
SADECE TAKİP ETTİK NE YAZIK Kİ
Ülkemizin sıkıntısı son birkaç asırdır diğer medeniyetlerle, kültürlerle olan iletişimini tek taraflı yapmış olmasıdır. Sadece aldık ne yazık ki sadece takip ettik. Güvenlik önemlidir ama sanatı ihmal ederseniz hedefinize ulaşamazsınız. Ekonomi önemlidir ama kültürü ihmal ederseniz aynı neticeyi verir, gerçeğin farkındayız. Yeni Türkiye’nin inşası çalışmalarında diğer medeniyet unsurlarıyla birlikte kültür ve sanata da özel önem veriyoruz. Bir yandan geleneksel sanatlarımıza sahip çıkma ve ihya etme diğer yandan bunları çok daha ileriye taşıma konusunda seferberlik ruhuyla çalışmalıyız.
EN ZAYIF HALKA EĞİTİM VE KÜLTÜR
Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşümün en zayıf halkalarını ne yazık ki eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konularda hayal ettiğim düzeylere ulaşamamış olmamızdan dolayı fevkalade müteessirim. Bu bir özeleştiridir ama gerçektir. Önümüzdeki dönemde bu alanlara özel önem ve öncelik vererek hem eksiklerimizi tamamlamak hem de çok daha büyük başarılara imza atarak bu eksiğimizi gidermeliyiz.
Nesrin Sipahi hanımefendi Türk musikisi alanında gerçekten abide bir isim. Türk musikisinin geniş kitleler tarafından sevilmesinde kendisinin çok büyük emeği, katkıları oldu. Şiir sevgisi bizim milletimizin adeta genlerinde vardır. Hani ‘her Türk asker doğar’ diye bir söz var ya onun doğrusu ‘her Türk şair doğar’ olmalıdır.”
18'LİK VEKİL GEREKÇESİ: FATİH 21’İNDE ÇAĞ DEĞİŞTİRDİ
GENÇLERİMİZDEN kültürün, sanatın, edebiyatın, bilimin her alanında çok daha aktif olmalarını beklediğimi belirtmek istiyorum. Gençlerin sahip çıkmadığı, içinde olmadığı hiçbir projenin hiçbir faaliyetin toplumlar için kalıcı kazanıma dönüşmesi mümkün değildir. Bu anlayışla Anayasa değişikliğinde seçilme yaşını önce 30’dan 25’e şimdi de 25’ten 18’e indiriyoruz. Bazıları ‘Çoluk çocuğa mı bırakacağız bu ülkeyi’ gibi ifadeler kullanıyor. Bunlar tarih de bilmiyorlar, bunlar dünyayı da tanımıyorlar. Şu anda dünyanın 57 ülkesinde seçme seçilme yaşı 18’dir. 25, 26, 27 yaşında Dışişleri Bakanı olanları tanıyorum. Benim ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açıyor biz yan gelip yatacak mıyız? Gence ufku nasıl vereceğiz? İşte böyle vereceğiz. Tam aksine 18 yaşında bizim gencimiz de bu ülkenin değişim, dönüşümünde gereken yeri almalı, bu rolünü de ispatlamalıdır diye düşünüyoruz. Gençlerimize uygulamada böylesine büyük mesuliyet yüklerken onları karar alma mekanizmalarının dışında tutmak hakkaniyetle de hakikatle de bağdaşmaz. Kendi geçmişimize baktığımızda 18 yaş civarında, değil ülkemizi tüm dünyayı değiştirecek enerjiyi, heyecanı, azmi bulduğumuzu hatırlıyorum.
ÖZEL ÖDÜLLER
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Bu yıl musiki alanında Nesrin Sipahi, tiyatro alanında Kenan Işık, edebiyat dalında Mehmet Doğan, şiir ve çeviri dalında Cahit Koytak, kurum olarak İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri’nin yeni sahipleri oldu. Özel ödüle değer görülen isimler ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın elinden aldı. Kenan Işık’ın ödülünü eşi Beril Işık aldı.