Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2005 00:00
‘Havacılık’ denince akla ilk gelen, ileri teknolojiyle birlikte uluslararası kuruluşlarca kabul görmüş kural ve standartların güncel olarak uygulanmasıdır.Ama ülkemizdeki bazı uygulamalar gösteriyor ki, Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ‘havacılık meteorolojisi’ konusunda böyle düşünmüyor. Ya da bizim haberimiz yok...15 yıllık bir öğretim üyesi olarak kendimi ders ve seminer hazırlamak konusunda uzman sanırdım. ‘Bunda ne tuhaflık var, ülkemizde kendini doktor, avukat, imam, meteorolog , vb gibi (olmadığı) bir şey sanan çoktur’ diyebilirsiniz. Zaten, bilmiyorum dememiz ayıp! Fakat,
meteoroloji konusunda ihtisas sahibi olmayan birinin pilotlara meteoroloji dersi verme yetkisini kendisinde görmesi ve özellikle devletin buna bir şey dememesi beni korkuttu.Katrina tayfununun ardından T.C. Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Bournemounth Üniversitesi Afet Yönetim Merkezi ve İngiltere Büyükelçiliği işbirliğiyle 12-16 Eylül 2005 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilen Türkiye Acil Durum Yönetimi Eğiticilerinin Eğitimi seminerine katıldım. Bir eğitimci olarak bildiğimi sandığım birçok şeyi aslında bilmediğimi öğrendim. Ne de olsa onları zamanla görerek, kulaktan dolma bilgiler ve deneme-yanılma yöntemiyle öğrenmiştim. 17 Eylül’de ise apar topar 16-18 Eylül 2005 tarihleri arasında düzenlenen OSTIV 2005 Uluslararası Motorsuz Uçuş ve Meteoroloji Bilimsel Oturumları ve Paneli’ne katılmak için Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu’na gittim. OSTIV Meteoroloji Paneli’nin amacı, dünya genelinde havacılık ve meteoroloji konularında deneyim, yöntem ve bilgi paylaşımıyla planör uçuşları, yamaç paraşütü, balon vb. havacılık sporlarının gelişimine katkı sağlamak. Türkiye’de Meteoroloji Genel Müdürlüğü (DMİ), havaalanlarında bulunan meteoroloji istasyonlarında analiz, tahmin ve rasat hizmeti vermekte. Bu hizmetler ve havaalanlarındaki meteorolojik altyapı tümüyle yeterli değil. HER PİLOT BU DERSİ VEREBİLİR Mİ?Bununla birlikte DMİ, son aylarda havacılık meteorolojisinde bir atılıma girdi. Örneğin, Hezarfen Havacılık sayfasında üç saatlik yağış animasyonu, meteogramlar, Skew T-log P gibi sayısal bilgileri ilk defa sunmaya başladı. Fakat DMİ, ancak 5-10 günlük sayısal bilgileri hava durumu sayfasına koyma cesaretini gösterebildiği gün komşu ülkelerin seviyesine gelebileceğiz...Türkiye’de ilk defa düzenlenen OSTIV toplantısında Türkiye, Almanya, Amerika, İsviçre ve İsveç’ten bildiriler sunuldu. İlk günkü konuşmaları kaçırdım ama kötü haberi almakta gecikmedim. Bizden biri, ‘her pilot uçuş okullarında meteoroloji dersi verebilir’ diye müthiş bir beyanda bulunmuş. Kendisini tebrik etmek nasip olmadı! Fakat Lufthansa Uçuş Eğitimi Pilot Okulu’ndan meteorolog Thomas Seiler, ‘Pilot Eğitiminde Meteoroloji’ başlıklı sunumunda sanki ona cevap verdi. Seiler’e göre, Lufthansa’nın iki yıllık pilot eğitimindeki 1184 saatin 146 saati meteoroloji eğitimine ayrılmış ve bu ders meteoroloji konusunda bir iki ders ya da kurs değil, özgün eğitim almış kişiler tarafından veriliyor...Uçuş planlaması, uçuş limitleri ve bunlara ilişkin değerlendirmeleri yapmak, başta pilot ve dispeçer olmak üzere, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve havayolu işletmeleri personelinin görevidir. Bu nedenle, onların da meteoroloji eğitimi alması gerekir. Fakat bu konuda ülkemizde dünyanın tasvip etmediği bir yola girmişiz. Örneğin, DHMİ’nin ‘Meteoroloji Ders Kitabı’ndaki önsözü okuyun: ‘Bilindiği üzere ülkemiz hava sahası içerisinde seyrüsefer yapan trafiklere; Genel Müdürlüğümüze bağlı liman/meydanlarda görev yapan Hava
Trafik personeli tarafından, Hava Trafik Kontrol Hizmeti verilmektedir. Söz konusu hizmetin emniyetli olarak verilebilmesi; hava trafik kontrol hizmeti verilirken kullanılan bilgilerin doğruluğu ve kalitesiyle doğru orantılıdır... Bu doküman; ... yerli ve yabancı çeşitli internet sitelerinden yararlanılarak, ... Hava Trafik Kontrolörü ... tarafından derlenmiştir (Haziran, 2004).’ Gördüğünüz gibi önemli bir konu ihtisas sahibi olmayanlar tarafından derlenip öğretilebiliyor. Diğer bir deyişle SHGM, Türkiye’de bu konuda eğitim verdiğini iddia eden kurum ve kuruluşların ders saati ve içeriği ile beraber dersi verenlerin yeterliliğini uluslararası standartlara göre denetlemiyor. Ayrıca, Başbakanımızın ve bazı bakanlarımızın da içinde bulunduğu Ata uçağının 27 Şubat 2005 gecesi Ankara üzerindeki fırtınada düşme tehlikesi geçirmesi bile SHGM’nin aklına bu eğitimini sorgulamayı getiremedi.BİLİRKİŞİLER ARASINDA METEOROLOG YOKAyrıca SGHM, ‘hava hadiselerini incelemek, inceletmek ... havacılık meteorolojisi ile ilgili çalışmaları koordine etmek ... sivil hava alanları ... her türlü iniş-kalkış pistlerinin yer seçimine ait kriterleri belirlemek ... denetlemek’le de görevlidir. Fakat, ülkemizde ne havalimanları yer seçiminde, ne de (
Atatürk Havalimanı’nda kazalarla anılan 06-24 pisti gibi) pistlerin yönlendirilmesinde meteorolojik şartlar gerektiği gibi gözönüne alınmıyor. Kazaların hiçbiri meteorolojik incelemeye konu olmadı. Bilirkişilere gönderilen raporlarda meteorolojik veriler yer almakta ama bilirkişiler arasında meteorolog bulunmamakta...Halbuki, meteoroloji teknisyeni ve mühendisleri başka bir konuda eğitim almış kişiler tarafından ikame edilemez. Havacılığımızın gelişebilmesi için havacılık meteorolojisinde de dünya standartlarını uygulamak zorundayız. İTÜ’de yıllardır hocalık yapmış olan Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın bilgisine gereği için önemle arz olunur...
button