Esma ÇAKIR/ İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2006 00:00
Abide Özkal doktorların "yaşamaz" dediği zihinsel ve fiziksel engelli kızını, özverisiyle 25 yaşına kadar yaşatmayı başardı. Kızı için başlattığı mücadelesini kitabında anlattı, onun için dernek kurdu. Anne-kızın örnek olacak yaşamı şimdi de bir filme konu oluyor.
ABİDE Özkal, kızı Deniz’le bebek diliyle konuşuyor. Banyoya "bıcı bıcı", gezmeye "atta", arabaya "düdüt", yemeğe de "mama" diyor. Ama Deniz bunları da söyleyemiyor. 25 yıldır sessiz bir dünyası var. Abide Özkal, "sessiz meleğim" dediği Deniz’in sesini sadece rüyalarında algılıyor. Bir tek rüyalarında, kızının ağzından dökülemeyen "anne" kelimesini duyuyor.
Abide Özkal’ın 23 yaşındayken dünyaya getirdiği 2’nci kızı Deniz, 9 aylıkken "anne-baba" diyerek konuştu. 1 yaşında yürüdü. Çatalını, kaşığını da kendisi tutuyordu artık. Ancak 1.5 yaşında ellerini kullanamamaya, dengesiz yürümeye ve konuşamamaya başladı. Abide Özkal, Deniz’inin söylediği son sözün "anne" olduğunu anımsıyor. Abide Hanım’ın kara kızı Deniz, yürümeyi, konuşmayı engelleyen ağır bir nörolojik hastalık olan Rett Sendromu’ydu. Doktor, hiç tereddüt etmeden "yaşamasını bile beklemeyin" diyordu. Hastaneden eve dönene kadar eşi Engin’le birlikte ağlayan Abide Özkal, kalp spazmı geçirdi. Zeytin gözlü kızı yaşamayacaksa o hiç yaşamasındı. O gün ilk kez ölmeyi istedi.
KABULLENDİM
Anne Özkal, "Allah’ım değiştirebileceklerim için cesaret, değiştiremeyeceklerimi kabullenmek için sabır ver" duasını kendisine felsefe edindi. Yılmayacak, "Hayata 2-0 yenik başladı" dediği Deniz’ini sevgisiyle yaşatacaktı. Birçok engelli çocuk sahibi ailenin utandığı gibi utanmayacaktı Deniz’inden. Aynı zamanda otistik de olan Deniz’i eve kapatmak yerine sosyalleşmesi için çalıştı. Kendisine dokunulmasına izin vermeyen ve göz teması kuramayan Deniz’i mümkün olduğu kadar kalabalık yerlerde gezdirdi. Pazara, markete, parka götürdü. Artık yürüyememeye, yerlerde sürünmeye başladığında, tekerlekli sandalyeye mahkûm etmedi onu. Hiçbir doktordan yardım almadan kendi geliştirdiği rehabilite yöntemleriyle, kızını tekrar ayağa kaldırmayı başardı. Attığı her adım için onu alkışlayarak ve çikolata vererek ödüllendirdi. Deniz, ilk kez 12 yaşındayken annesine sarıldı ve onunla göz teması kurdu. Abide Hanım, "İlk bakışı unutamıyorum. Sanki bana teşekkür eder gibiydi" diyor.
Abide Özkal, büyük kızı Çiğdem’in sağlıklı bir kardeş özlemini hissettiği için Deniz 8 yaşındayken bir kere daha hamile kaldı. Oğlu Gökhan’ın sağlıklı olduğunu öğrendiğinde rahat bir nefes aldı.
Tüm bu yaşadıklarının üzerine bir de ailevi sıkıntılar eklenince, 7 yıl önce meme kanseri teşhisi kondu. Sağ göğsündeki kanser tüm koltuk altına kadar yayılmış, lenf bezlerine sıçramıştı. Abide Özkal önce doktorun önerdiği tedaviyi ve göğsünün alınması teklifini reddetti. Ancak hastalığın öldürücü boyutta olduğunu öğrenince Deniz geldi aklına. Ölürse ona kim kendisi gibi bakacaktı.
SIRRIMIZ SEVGİ
1 yıl kemoterapi ve radyoterapi gördü. 5 yıl ilaç kullandı. Artık sağlıklıydı.
Abide Hanım, bu anlamlı mücadelesini, 3 yıl önce "Sessiz Melek" adlı kitabında topladı. 1.5 yıl önce de, engellilerin yaşadıkları zorluklarla mücadele etmek ve engelli ailelerine destek vermek için Özel Çocuklara Destek Derneği’ni kurdu. Abide Özkal, "Dünyaya yeniden gelme şansım olsa Deniz’in annesi olarak gelmek isterim" diyor samimiyetle. Kızına kazandırdıklarını anlatınca gözlerinin içi gülüyor. "Onun etrafındaki camı kırdım. Aynı hastalığı olanlar için bu bir mucize. Rett Sendrom’lu olup da bu yaşa kadar gelebilen çok az insan var. Ona bizim için çok önemli olduğunu ve sevgimizi hissettirdik. Bunun sırrı bu" diyor.
Profesörler yazdığı kitabı öğrencilere tavsiye etti
ABİDE Özkal, "Sessiz Melek" adlı kitabını, sempati duyduğu Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a gönderdi. Chirac, bir cevap mektubu yollayarak, Özkal’ı tebrik etti. Kitabı okuyan Rauf Denktaş da, özürlü çocuğu küçük yaşta öldüğü için hikáyeden çok etkilenmişti. Denktaş, kitabı İngilizce’ye çevirtti. Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesi profesörleri, hayata dair iyi bir örnek olduğu için kitabı öğrencilerine tavsiye etti. İkinci kitabı "Yaşamdan Süzülenler"in eskizlerini tamamlayan Abide Özkal, bir yapımcılık şirketinden teklif aldı. Şimdi senaryo hazırlanıyor. Anne-kızın hikáyesini çok yakında bir televizyon filminde de izleyeceğiz.