Güncelleme Tarihi:
Bu köşede adeta yazı dizisi kıvamında, belirli konuları bir kaç hafta üst üste incelediğim yazılar yazmayı çok seviyorum.
Yazılarımın ortak paydası ‘insan’!
Tezim de, hatırlatmakta fayda var; duyguları nedeni ile korkutulmuş, duygularından sadece kaçması öğretilmiş insanların 21. Yüzyıl'a giremeyeceğidir.
Bastırılmış duygular bizim gibi iki arada bir derede kalmış toplumlar için haydi haydi geçerli.
Duygularından bu kadar korkan insan kümesine bu kadar geniş bir kitle halinde Batı'da rastlamak çok zor.
Ancak, bizim gibi ahlak haritasını insanları ikna ederek, onların aklına hitap ederek değil; mayınlı alanları toptan yasaklayarak çizen toplumlar genelleme yapmaya bayılıyor, ayrıntıdan kaçıyor, her türlü hassas alanı aynı kaba koyarak işin içinden çıkmaya çalışıyorlar.
* * *
Sonunda da ortaya abuk sabuk bir insan modeli çıkıyor:
Allah'ın ona en büyük lütfu olan aklı kullanmayı bilmeyen, içinden gelen sesleri katiyen dinlemeyen, geceleri karabasanlara teslim; neden ve nasıl yaşanacağını bilmeyen insan modeli!
Tek tip, tek örnek, ahlaka sıkı sıkı sarılmış ama sözüm ona ahlaka uygun gerçekleştirdiği eylemlerini neden gerçekleştirdiğini bilmeyen insan modeli!
* * *
Vücudunun ona sormadan salgıladığı enzimler ile akılla ölçülmemiş tabular arasında sıkışmış insandan daha mutsuzunu dünyanın en mutsuz anaları bir araya gelse doğuramazlar!
Ağzında hep bir demir leblebi ve onun yarattığı pas tadı ile gezen; demir leblebiyi ne yutabilen, ne de tükürebilen; üstelik o leblebiyi oraya kimin neden koyduğunu da bilmeyen insandan daha mutsuz insan evladı düşünemiyorum!
* * *
Aşk var!
İnsana bu dünyada sunulmuş en büyük nimetlerden birisi.
Üstelik hem haz, hem de aynı anda azap alanı!
Hem ulvi, hem pespaye!
Hayatın bizzat kendisi.
İçinde hayatın içinde ne varsa hepsini birden barındırıyor.
Ama sadece damıtılmış ve hülasa haline getirilmiş şekilde!
* * *
Ben bu seri yazılarda bu kez aşkın teorisini yapmayacağım.
Yaşadığım, gözlediğim ve etraftan dinlediğim şekilde aşkın pratiğini anlatmaya çalışacağım.
Nasıl yaşandığını anlatmak için uğraşacağım.
* * *
Önce bazı noktalara açıklık getirmem lazım...
* * *
1) Tezlerimin hiçbiri bilimsellik iddiası taşımıyor, sadece ‘‘ben böyle yaşadım ve gördüm‘‘, demek boyutunda.
* * *
2) İnsan hayatı boyunca birkaç kez aşık olabilir.
* * *
3) Ancak, aynı anda iki değişik kişiye aşık olamaz.
* * *
4) Buna mukabil, insan karşı cinsten birden fazla insanı aynı anda sevebilir ve arzulayabilir.
* * *
5) İnsan; başka insan dışında başka ögelere/varlıklara da aşık olabilir.
* * *
6) Ancak, bir insan başka bir insana aşık olmadan önce başka ögelere/varlıklara aşık olamaz.
(Haftaya: Çocukluk aşkları)
Cüneyt Ülsever'in yenibir.com'da yayınlanan diğer yazıları:
Her mevsime bir aşk yaraşır (2)
Her mevsime bir aşk yaraşır (3)
Her mevsime bir aşk yaraşır (4)
Her mevsime bir aşk yaraşır (5)
Her mevsime bir aşk yaraşır (6)
Her mevsime bir aşk yaraşır (7)
Her mevsime bir aşk yaraşır (8)
Her mevsime bir aşk yaraşır (9)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (1)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (2)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (3)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (4)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (5)