Her kuşağın bir Woodstock’u olmalı

Güncelleme Tarihi:

Her kuşağın bir Woodstock’u olmalı
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2001 00:00


Haberin Devamı

İlki 1969'da yapılan efsanevi Woodstock Festivali'nin yaratıcısı Michael Lang

Kırk yıl kadar önce Jimi Hendrix, Chuck Berry, The Mothers of Invention, John Lee Hooker'ı Miami'de bedava sahneye çıkarmıştı. Ardından ortaklarıyla kafa kafaya vererek yüzyılın en büyük müzik şölenini gerçekleştirmeye karar verdi. Böylece efsanevi Woodstock Festivali'nin ilki 1969 yılında New York'ta yapıldı ve ortalığı birbirine kattı. Bu kez sahnede Joan Baez, Santana, Jafferson Airplane, Grateful Dead ve Janis Joplin vardı. 1994'de 25. ve geçtiğimiz yıl 30. yıldönümünde yeni nesiller için tekrar Woodstock'u yaşattı. Şimdiki hedefi, 2004 yılında dördüncü kez Woodstock'u yaratıp kendi nesli ile genç nesli bir kez daha kaynaştırmak.

Fanatik '68'liler elbette ‘‘Woodstock’’ Müzik Festivali'ni anımsarlar. ‘‘Savaşma, seviş’’ sloganları atarak Jimi Hendrix'i, The Who'yu, Chuck Berry'yi, Janis Joplin'i, Santana'yı, Joan Baez'i, Jefferson Airplane'i dinlerken ‘‘Barış’’ adına yeşil panayırda gençlik devrimini perçinleyen yüz binlerce insanın yarattığı muhteşem tablo hala zihinlerdedir. Woodstock, belki geride bıraktığımız yüzyılın en görkemli ve kalıcı etkinliği oldu. 1969 yılında New York’un kuzeyindeki Woodstock'ta gerçekleşen bu efsanevi festivalin mimarı Michael Lang'dı. O dönemde 22 yaşında bir hipi olan Lang, Miami'de işlettiği bir küçük lokalde kendisi ile aynı görüşleri paylaşan karşıt kültür üyelerini bir araya getiriyordu. Lokalinde, müzik yapan, özgürce hareket edip kısıtlamalara tepki gösteren, savaşları isyanla karşılayan, barıştan yana olan uzun saçlı hırpani hipilerin daha rahat hareket etmeleri için Miami Pop Festivali'ni borçlanarak düzenleyen Michael Lang, bir ilke imza atıyordu. ‘‘Sözüm senettir’’ diyerek dönemin süper popcuları Jimi Hendrix'i, Chuck Berry'i ve daha birçok sanatçıyı bedava sahneye çıkartan Michael Lang böylece Woodstock'un ilk provasını yapmış oluyordu. Ortaklarıyla kafa kafaya vererek yüzyılın en büyük müzik şölenini gerçekleştirmeyi bir bahis konusu yapan Michael Lang, 1969'da bunu gerçekleştirdi.

Woodstock fikri nereden çıktı?

- Miami'de verdiğimiz ilk ‘‘Miami Pop Festival’’ konserinden sonra, Joel Rosenman adlı bir arkadaşım, ki o da sonradan ortağım oldu, Florida eyaletinin zenginler bölgesi sayıldığını, hipi diyarının New York ve çevresi olduğunu, aynı konseri New York'ta yapmamız gerektiği fikrini savundu. Hemen çalışmalara başladık. Bu kez profesyonel gibi hareket etmemiz gerekiyordu. Bir nabız yokladık. İlk aşamada 250 bin hipinin böyle bir konsere katılabileceği verisi geldi. Güvenliğin işine de geliyordu. Uçsuz bucaksız Woodstock'ta Max Yasgur'un çiftlik alanı kiralandı. Burası New York eyaletinin kuzeyindeydi. New York kentine, yani çıkabilecek olası sorunlara uzaktı. Hemen kolları sıvadık. Dünya çapında isim ve topluluk aradık. The Beatles'ı bile davet ettik. İzdiham olabileceğinden vazgeçirdiler. Joan Baez aykırı görüşleri nedeni ile bir protestocu olarak geldi. Santana'yı ayarlamak kolay oldu. Jafferson Airplane, Grateful Dead, Janis Joplin inanılmaz zengin bir sanatçı topluluğu oluştu. Tek gün elbet yetmeyecekti. Bunu üç günlük sürekliliğe dönüştürdük. Sonuçta canlı konser dönemi açıldı. Woodstock adı bir simge oldu. Başkaldırının, '68 neslinin vazgeçilmez silahı haline geldi.

Tabii siz de Woodstock'un babası olarak müzik dünyasına yeni patron gibi girdiniz.

- Daha sonra küçüklü büyüklü konserler organize ettim. Ama ‘‘Just Sunshine Records’’ plak şirketini kurduk. Kırktan fazla albüm ürettik. Billy Joel, Mississippi Fred McDowell gibi zamanın gözdelerini şirketimize bağladık.

ÜNLÜLERİN MENAJERİ

Bir çok ünlü şarkıcının meneceri de oldunuz.

- Bu dünyanın içerisine girince öneriler de fazlalaşıyor. İyi bir imajımız oluştu. Joel Rosenman ve Artie Kornfield da şirkete ortak olunca işler büyüdü. Joe Cocker, Ricky Lee Jones, Willie De Ville, Soul Sisters gibi ünlülerin organizatörlüğünü ve isim haklarını aldık.

Berlin Duvarı yıkılınca, bu kez 1989'da ‘‘Özgürlük Konseri’’ni düzenlemek yine size nasip oldu.

- SDF Radyosu ve bizzat Berlin Belediye Başkanı öncülük yaptı. Sonuç muhteşemdi. Her katılımcının elinde duvarın bir parçası vardı. İnsanlar ağlıyordu. Doğu Berlinliler'le Batı Berlinliler'i ayırt etmek o kadar kolay oluyordu ki! Giysi farkı, çekingenlik, ürkeklik. İnsan bunları görünce 1969'daki Woodstock'un nasıl bir başkaldırı, dünya siyasetine, güçlere karşı bir tavır koyma olduğunu daha iyi anlıyordu.

1993'te çok önemli bir şey yaptınız.

- Ülkenize geldim. Sting ve ünlü İspanyol tenor Jose Carreras ile statları, anfitiyatroları dolaşarak ‘‘Bottle Rocker’’ filmini çevirdik.

Woodstoock'u yaşatmak, tekrarlamak ne zaman aklınıza geldi?

- Hiç aklımdan çıkmadı ki. Ama 25. yıldönümünde nasip oldu. ‘‘Barış ve müzikle üç gün daha’’ sloganı ile bütün nesillere seslendik. Bence her kuşağın bir Woodstock'u olması gerekir. Ancak büyük savaş verdik. Çünkü çevreciler 1969'daki festivalden sonra çevrenin kirletildiğini öne sürerek bu tür şölenlere 25 bin kişiden fazlasının katılmasını yasaklayan tasarıyı eyalet meclisine onaylatmışlardı. Sonuçta biz kazandık. 365 bin müzik sever Metallica, Aerosmith, Nine İnch Nails, Green Day topluluklarını, Bob Dylan ile Peter Gabriel'i ve daha bir çok değerli insanı yürekten dinleme fırsatı buldu.

Ve gelelim 1999'a.

- Yine New York'ta, ama bu kez eski bir hava üssü olan Griffiss Park'ta yapıldı. 30. yıl kutlaması oldu bu.

40 MİLYON DOLAR LAZIM

Geçtiğimiz Venedik Film Festivali'nde bir filminiz var.

- Evet Woodstock'un daha doğrusu üç Woodstock konserinin öyküsü. O konserlerden kalma gerçek çekimler de var. Yönetmenliğini Barbara Kopple yaptı. Adı ‘‘My Generation’’. Nereden nereye geldiğimizi anlatıyor. Rock and Roll'un yüceliği, gençliğin kimliğini bulma girişimleri, daha iyi bir insanlık için çağrılar. Barış ve sevgi tutkunluğu.

Şimdi hedefiniz ne?

- 40 milyon dolar bulmak. Çok zor olduğunu biliyoruz. Ama eğer bulabilirsek, bize bu miktarı sağlayacak bir sponsor ile anlaşabilirsek 2004 yılında 35. yıldönümünde gelmiş geçmiş ‘‘En Büyük Woodstock Festivali'ni gerçekleştirmeye çalışacağız. Dört koldan girişimlere başladık. Olumlu sinyaller var. Bu kez 500 hatta 600 bin müzik, barış ve aşk severle nesilleri bir araya getirmek istiyoruz, En büyük düşümüz bu.

Woodstock’un tohumları böyle atıldı

Miami'de küçük lokale gelenler hep kendilerini kısıtlı görüyorlardı. Dünyanın gidişatından, savaşlardan arınmak istiyorlardı. Kendi dünyalarını yaratmayı amaçlıyorlardı. Bazılarına askere alınma pembe kağıdı geliyordu. Bu Vietnam'a savaşmaya gitmek emri gibi bir şeydi. Oysa onlar barışı, sevgiyi amaçlıyorlardı. Baskıdan, siyasetten arınmanın yollarını arıyorlardı. Gerektiği kadar para kazanıp bohem takılmayı, o günü mutlu yaşamayı hedefliyorlardı. Çoğu sanatçıydı. Müzik aleti çalanların dışında el işleri yapanlar çoğunluktaydı. Ayrıca o dönemde cinsel yaşama karşı bir baskı da vardı. Hele Amerika'da ailelerin çocukları üzerindeki bu seks tabusu çekilmez hale gelmişti. Zaten bizim lokale gelenler ailelerinden kopan, umudu sekste, sevişmede arayanlar takımıydı. Sonradan ortağım olan John Roberts bir tür müzik şöleni düzenlememizi önerdi. Kendisi Jimi Hendrix'i yakından tanıyordu. Sadece Jimi Hendrix gelse bile inanılmaz bir konser olurdu. Jimi, John'u kırmadı. Ayrıca yanında John Lee Hooker'ı hatta Chuck Berry'i getirebileceği sözünü verdi. İş yer bulmaktı. Miami'de boş alan o kadar çoktu ki. Zar zor valilikten izin aldık. Ve ‘‘Miami Pop Festival’’ adı altında ilk pop konserini verdik. The Mothers of Invention grubu da geldi. Çok başarılı oldu. Jimmi değil para almak kendi masraflarını bile karşıladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!