Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2002 01:54
Büyük reklam kampanyalarıyla okuyucuya duyurulan, gazete sayfalarında ve televizyon ekranlarında geniş söyleşilere konu olan Perihan Mağden'in ve Murathan Mungan'ın son kitaplarının tam bir fiyasko olduğu iddia edildi. Aktüel dergisine görüş veren eleştirmenler, her iki kitapta da aradıklarını bulamadıklarını ve gerek Mağden'in, gerekse Mungan'ın eski kitaplarının gerisine düştüğünü söylediler.
HAFTALIK Aktüel dergisinde yer alan habere göre, gerek okuyucular, gerekse görüşlerine başvurulan eleştirmenler, Murathan Mungan'ın 'Yüksek Topuklar' ile Perihan Mağden'in 'İki Genç Kızın Romanı' adlı kitaplarının hayalkırıklığı yarattığını söylediler. Öyle ki, kimileri için her iki yazarın kitabını bitirmek de işkence halini almış ve bu nedenle kitapları bitirmeden bir kenara bırakmışlar. Eleştirmenler ise gerek dil, gerekse üslûp açısından her iki yazarın da edebiyat kariyerlerinin gerisine düştüğünü ifade ediyor. Dergide, özetle şöyle deniliyor:
‘‘Murathan Mungan'ın 'Yüksek Topuklar'ı 10 Mayıs'ta büyük bir gürültüyle çıktı piyasaya. Liderliğini tasarımcı Bülent Erkmen'in üstlendiği bir kampanyayla, bilboardlarda, afişlerle, kırmızı ayakkabılarla, 'dostlar'a verilen özel bir kokteylle ve üstü kapalı olarak dillendirilen 100 bin tirajlı bir ilk baskıyla edebiyat alemine sunulan kitap, çıktığı günden bu yana çok satanlar listelerinin ya birincisi ya ikincisi.
Perihan Mağden'in ‘İki Genç Kızın Romanı' adlı kitabı ise 1 Haziran'da raflara düştü ve benzer bir yoğunlukla reklamı yapıldı. Televizyon görüntüleri, afişler, söyleşilerle kitabın satışı desteklendi. O da iki aydır çok satanlar listesinin ya birincisi ya ikincisi. Mağden'in kitabı 10 baskıya ve 35-40 binlik bir satışa ulaştı. Mungan'ın kitabının satış rakamını ise 'prensip kararı' olduğu için yayınevinden öğrenemedik (...)’’ Yaz boyunca plajlarda ya da şehiriçi ulaşım araçlarında, herkesin elinde bu iki kitap vardı. Dolayısıyla amaca ulaşıldığı söylenebilir. Ancak şimdi yeni bir tartışma başlıyor...’
ELEŞTİRMEN A.ÖMER TÜRKEŞ
Tamamen magazinel bir roman
Mungan’ın kitabı romanlaşamamış bir anlatı. Bir anlatıcı İstanbul'un steril mekánlarında dolaşıyor. Dolaşırken etrafındaki insanlar -ki bunların gerçek insanlar olduğunun ipuçlarını veriyor yazar- hakkında bol dedikodu üretiyor. Beyoğlu merkezine kilitlenmiş, toplumsal bir gönderisi olamayacak bir anlatı. Tabii Mungan'ın dili hep iyi ama tamamıyla magazinel bir roman bu.
‘‘İki Genç Kızın Romanı’’ yakıcı bir konu aslında, dar gelirli bir ailenin öfkeli ve yaşadığı bölgeden, hayattan bunalmış bir kızının sıkıntıları, baskılar, cinselliğinin kısıtlanmışlığı... Ancak burada da Perihan Mağden'in yazarlığı, acelesi diyelim, bunu romanlaştırmaya yetmemiş.
Şiddet deniyor, bize bu şiddet yanaşmıyor. Dil olarak da ‘‘Haberci Çocuk Cinayetleri’’nden çok geride. Gazetecilik üslubu ne kötü ki edebiyatına yansımış. Anlatı, ilk 10 sayfasında, Mağden'in köşe yazılarını tanıyanlar için sevimli gelebilir ama sonra bir roman için çok bıktırıcı. Tasvirler zayıf, çok aceleye getirilmiş metin.
ELEŞTİRMEN SEMİH GÜMÜŞ
Bu dil, roman dili değil
‘‘İki Genç Kızın Romanı’’, bir romanın sahip olması gereken derinliğe ulaşamıyor. Çizgisel, yani tek bir doğrultuda gelişen, bir ana yatakta akan, tek katmanlı, bir düz anlatı. Yaratıcı bir yazarın gelişini bildiren ‘‘Haberci Çocuk Cinayetleri’’ ve ‘‘Refakatçi’’ romanlarından sonra, ‘‘İki Genç Kızın Romanı’’ yazınsal bakımdan bir geri çekilmedir.Mağden'in okurları önceki iki romanı yazınsal bakımdan önemli bulmuştu. O zaman Mağden, ilgi gören bir köşe yazarı değildi.
Mağden, ‘‘köşe yazarlığı’’ için, ‘‘Dilimi kıvraklaştırıp yalınlaştırdı’’ diyor. Son kitabındaki dilinin de köşe yazılarındaki dili olduğu, romanını bu kıvrak ve yalın dilin olanaklarıyla yazdığı belirtilebilir. Bu dil, yazık ki roman dili değil. Öte yandan, Perihan Mağden'in muhalif duruşuyla bağdaşmayacak biçimde, piyasanın kucağına bıraktığı romanının ne yazık ki gene okurun önyargılarına mahkum kalacağı da öngörülebilir. ‘‘İki Genç Kızın Romanı’’, öteki çok satan romanlar gibi yazınsal ölçütlere vurulma, doğru dürüst tartışılma şansını bulamayacak gibi görünüyor.